Değildir sitemi, öfkesi yeni
Nefretle kusarlar vatana kini
Mehmet'i sırtından vuran haini
Kahraman yapmayı sever bu tipler.
Evvela sesinden tanıdık onu
Kızdırdı, bezdirdi, yetti biliniz.
Kalbinden diline uzanan kini
Besledi, büyüttü, güttü biliniz.
Gelişir mutlaka canım memleket
Günbegün iyiye gider, düzelir.
Boy veren ekinde artar bereket
Tarımda kendine yeter, düzelir.
Kahramanmaraş'ın Cela köyünde doğan Abdurrahim Karakoç edebiyatımızın farklı ve özgün renklerinden biri olarak yaşamı boyunca ilgi gören şiirler kaleme almıştır. Şiirleriyle birlikte iki de düzyazı eseri bulunan Karakoç'un şair kimliğinin oluşumunda ve yetişmesinde zaten şairlerle beslenmiş geçmişe sahip ailesinin ve bilhassa babası Ümmet Karakoç'un etkisi önemlidir. Ümmet Karakoç beş er...
NE DİYORSUN
Emekçiye kaşımızı
Çatalım mı, ne diyorsun?
Kafasına taşımızı
Atalım mı, ne diyorsun?
Bitti tarım, evet evet
Ne bağ kaldı ne bereket
Bilmem artık bu memleket
Batınca mı düzelecek?
Düşük tavanlar var ya
Göğsüne bir top mermisi koyan hani
Camlardan insanları izliyorum örneğin
İnsanlar nereye gidiyorlar
Eminim gitsem ruhumun daralacağı
Düşük tavanlı bir yere
Bunalıyorum şu günlerde ya hadi
Hayırlısı
Dört duvar bir bir azalıyor
Camlardan insanlar izliyor örneğin
Eminim baksam korkacağım
Şeytan suratlı insanlar
Ölüyorum haftalardır
İçimdeki kayalar artık
Bir çöl ya da toz parçası
Düşük tavanlar var ya hani
İşte onların bir suçu yok
Oradan kendimi izliyorum örneğin
Ben ne yapıyorum
Eminim hep ruhumdan olacağım
Ölümün kıyısında bir şey
Ne yapsam şu camdan dışarı bakmayıp
Ya da görülmeyip başkasınca
Atlasam mı her yanım
Bir kum tanesi kadar uçarıyken
O kadar hafiflemişken
Çünkü ruh olmayınca
Ne yapacaksın atlamayıp
Biraz ağlasam mı yoksa
Eminim yapamam
Rüyamda görüyorum örneğin
Ama mutlaka ve mutlaka
Görüyorum olup bitiyor bir şeyler
Mutlaka ölümün kıyısında