Rivayet o dur ki, zamanın birinde ücra bir dağ köyünde yaşayan ermiş bir adamın iki erkek torunu varmış. Bu iki kardeş, ermiş olan dedelerinden küçük yaşlarından beri dini terbiye ve tasavvuf bilgileri alarak büyümüşler ve genç yaşta kemâle ermişler. Köylerinde parmakla gösterilen birer muttaki Müslüman olarak yaşamaya başlamışlar. Fakat, evlilik, çoluk-çocuk derken dededen kalma e...
90'lı yılların sonuydu sanırım. Kırıkkale yıllarım. O yıllarda bir grup arkadaşla okula servisle gidip geliyorduk. Erkenden yollara düşer, herkesten önce simit peynirimizle okula gelmiş olurduk. Yardımcı personel olan arkadaşlarımız bizden de önce gelir, okulu açarlardı. Diyelim ki, Ayşe hanımla, Ahmet olsun adları. Çok severdim ikisini de. Çocukları ve işlerini severlerdi çünkü. İşini ...