Aydın toprağının farklıdır huyu
Yiğide şerbettir Kavaklı suyu
Gaza vakti yakın Ali tez büyü
Fatma Ana sızlar doğum çileli
Şimdi yiğit görsün Sarı Tekeli
Şevket Süreyya Aydemir’in Suyu Arayan Adam’daki tespiti gibi “Milliyetçilik aydın insan işidir...” der. Yağmur Atsız bir söyleşide: "Sonuçta Anadolu kasabasında küçük menfaat birliktelikleri olur sonra ayrılırlar, birleşirler. Yüksek sesle konuşurlar... Geçicidir... Hiçbir şey değildir... İnsanı bir yere götürmez. Kasaba milliyetçiliği bu. Haa şunu not edelim, Türk milliyetçiliği var ve ...
Eğri oturup doğru konuşalım.Darbe dediniz, vesayet dediniz, muhtıra dediniz.Adamlar camileri bombalayacak dediniz.Kemalist dediniz, odak dediniz, ajan dediniz.Genelkurmay başkanını bile çete reisi ilan edip tutuklattınız.Kim haklı çıktı?Asker mi yoksa siz mi? Ergenekon dediniz, Balyoz dediniz, Ay ışığı dediniz. Her gün bir tarla kazıp silah mermi çıkardınız, teröristleri gizli tanık yapt...
Evet, toplum Sisyphos'un kayasıdır. Aydın cemiyeti de Sisyphos'un kendidir. Aydınlar, tıpkı Sisyphos gibi kayalarını (toplum) bir seviyeye getirmek (dağın zirvesi) için büyük bir çaba ile mücadele etmektedir. Ancak aydınımızın unuttuğu bir gerçek vardır. O da Tanrının cezasıdır (doğa yasasıdır). Aydınımızın yaşamı pahasına dağın zirvesine çıkarmaya çalıştığı kaya, kaçınılmaz olarak aşağı...
Son 23 yıldır milliyetçi camianın sergilediği en tutarlı davranışlardan biri, kavramları anlamsızlaştırmak ve itibarsızlaştırmaktır.Aslında ‚ bize öz tavır ve duruşu, değer yargılarını tanımlamak ve açıklamak için gerekli ne kadar kavram varsa, hepsinin yerle yeksan olmaları ve inanırlıklarını kaybetmeleri için elimizden geleni yapıyor, büyük çaba harcıyoruz. Bu tutum sayesinde Türkçülük...
İlk Türk Avrasyacısı ya da Ulusalcısı Hayreddîn Bey ya da tam adıyla Hayreddîn Nedim Göçen. Son dönem Osmanlı aydınları içerisinde ismi fazla duyulmamış, ama oldukça önemli olan biridir. Son dönem Osmanlı siyâseti üzerine ve İngiliz-Fransız ve Rus etkisi üzerine belgelere dayalı çok başarılı târîh eserleri ortaya koymuş biridir. Hayreddîn Bey, kendi dönemine dâir çok başarılı çalı...
Popüler diye moda kılınan ve her gün rengi değişen postmodernist mimariye, şusuna busuna, ama en çok müziğine uyuzum. Bu konuda ergenlerin beni anlamaması, benim onları anlamadığım anlamına gelmez. Ergenlerin yanılgısı, bir zamanlar büyüklerinin de ergen olduğunun bilincinde olmamasıdır. Bu döngü maalesef sürekli tekrarlanıyor… Örnek olsun diye bahsedeceğim: İsmail YK'yı niye sevmiyorum?...
Nesri öğrenme çağımızdır. Şiirde çalkalanma yıllarıdır. Öyle savruluşlar yaşanır ki, dilde de büyük kaymalar olur. En önemlisi, işâret ettiğimiz "yapma dil" sun'îliğidir. Yüz yıl içinde, tahtından alaşağı ettiğimiz o yanından bu yanından kırpılmış bir dille konuşuyor ve yazıyoruz. Yanmış binâsından, içi yanan yardımseverlerin kurtardıklarıyla idâre eden eski zenginler gibiyiz ve ne yazık...
Kendini yandaş söylemlere teslim ederek, dünyanın bize gıpta ile baktığına inananlar hariç herkes toplumsal olarak büyük sıkıntılar içinde olduğumuzun farkında. Lakin bu sıkıntıların derinliğini çok daha az kişinin anlayabildiğini düşünüyorum. Artık maalesef alıştığımız şehit haberleri, ekonomik gidişat, adalet sistemine güvensizliğin artması, silahlı kuvvetlerimizin itibarsızlaştı...
Telif Hakkı
© Mehmet Alp @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.