Devletin kurucu kadrosu 1923'de cumhuriyeti ilan ettikten 16 yıl sonra yani ikinci dünya savaşına kadarki dönemde AKP'nin iktidarda kaldığı kadar bir süre ülkeyi yönettiler. Kurucu kadrolar bu 16 yılda ülkemizden cüzzam, trahoma, verem, sıtma gibi onlarca hastalığın kökünü kazıdılar. Osmanlı döneminde bu hastalıklar yüzünden sonbahar yaprakları gibi dökülen insanımızın ortalama ömrü hız...
Böyle bazı tipler vardır, sevmeyiz biz onları.Günümüzün deyimi ile 'marjinal' gelirler bize.Kafamızdaki 'Türk' veya 'Müslüman' tiplemesine uymazlar.Burunlarında küpe takılıdır, veya kaşlarında.Saçları sanki aylar, yıllardır yıkanmamış gibi pösürmüş. Sonra bazıları ağızlarını açar, başlarlar konuşmaya,'Doğanın dengesi…', 'İklim değişimi…', 'Nükleer santrale hayır…'Biz ise, Türk toplum yap...
ÇILDIRIYORUM, ÇILDIRIYORSUN, ÇILDIRIYOR
Önce bilim adamları ihanet etti. Cahiller, edindikleri halk desteğiyle ne yalanlar söylediyse seslerini çıkarmadı bilim adamları. "Konuşursam, yazarsam, çocuklarıma nasıl ekmek götürebilirim" diyen bir insan iyi bir eş, iyi bir anne veya baba olabilir; ailesi tarafından "iyi bir reis" kabul edilebilir ama asla bilimin namusunu taşıyamaz. Ne kadar iyi bir eş ve iyi bir ebeveyn olursa olsun, gerçeği söylemeyen bilim adamı namussuzdur! Çünkü işi, her şeyden ve herkesten önce hakikatin namusuna sahip çıkmaktır!.. "Siz kabul etmeseniz de dünya dönüyor" diyemeyen bir bilim adamı, eşini ve çocuklarını isterse jet bilmem nelerle gezdirsin, isterse her gün ejderha sütü içirsin, namussuzdur!..
Yakın zamanda Türkiye'nin gündemini meşgul eden bir hadiseye şahit olduk. "Palu" soyismine sahip ailenin yaşadıkları Türk toplumu tarafından merakla takip edildi. Bu takibatın arkasındaki dürtü nedir? Böylesine şüyuu vukuundan beter hadislerin toplum huzurunda tartışılması neden toplumun ilgisini bu kadar çekmektedir?Bu nevi sorular aklımı kurcaladı. Ben de düşündüklerimi, birbiri arasın...
Türk milleti olarak olmayan rasyonalitemizi hepten kaybettik. Her zaman "bu milletin en büyük belası romantizm" diyorum. Bir kez daha bu bela karşımıza çıkmış vaziyette.Sosyal bilimlerle iyi kötü ilgilenen herkes bilir ki ekonominin tıpkı fizik gibi, kimya gibi bir takım kaideleri vardır. Belirli nedenler, belirli sonuçları doğurur. Bundandır ki ekonomi bir bilimdir. Her bilimde olduğu g...
Dün akşam kitap maksadıyla evden kütüphaneye doğru yürüyordum. "Sağa dönülmez" tabelası olan bir yola trafiğin yoğunluğuna rağmen dönmeye çalışan bir kamyonet gördüm. Üstelik yol böyle dönüşlere imkân vermemek üzere (trafiğin akış yönüne doğru 30 derece ters istikamete doğru) tasarlanmıştı. Trafik birbirine girdi. Ben de "acaba sağa dönülmez tabelası yerine yerde kapan olsa aynı şeyi yap...
İLMİ SİYASET "Mısır'da bir medresede ilim tahsil eden bir Molla Ahmet varmış. Bir gün memleketinden bir tanıdığı ziyaretine gelerek annesinin selamını iletmiş. Annesi oğluna, babasının Hakkın rahmetine kavuştuğunu, kendisinin yalnız başına kaldığını, artık oğlu yeteri kadar tahsil gördüyse yanına gelmesini ve şu ahir ömründe oğlunun birkaç gün de olsa hayrını görmek istediğini bildirmiş...
Bir haftadadır Facebook anasayfam Amerikalı Rakip hakkında yazılanlarla dolunca ben de bu gönderi altında düşüncelerimi paylaşmaya niyetlendim. Pastör hakkında "asıl" diyecek kadar absürt yorumlardan, "uzatılacak ne var, verelim gitsin" diyecek kadar alakasız yorumlara kadar birçok yorumu hem Facebook'ta hem Twitter'da okudum. Yukarıdaki yorumlar apolitik insanların politika hakkında gör...
Her türlü yetkiyle donatılmış ama hiçbir sorumluluğu olmayan bir siyasî iktidarımız var. "Kötü yönetiyorsunuz" demek bile cesaret isteyen bir iş oldu artık. Bir savcı düşünün ki "o zamanlar kandırılmışım" diyor. İddia makamındaki bir savcının istifa etmesi gerekirken başsavcılığa terfi ediyor. O da yetmemiş olacak ki şimdi de padişahlarda bile olmayan yetkiler istiyor. %99 oy da alsa bu ...