"Ölmez bu hareket, ölmez bu dava..." Ozan'ımız Arif Şirin'in destansı parçasını hepimiz biliriz, dilimize pelesenk olmuştur. Yazı boyunca mırıldanmanızı sağlayacağını düşündüğüm için böyle başladım... Destansı başladı. Tabutluklarla denendi, sürgünlerle devam etti, işkencelerle son bulmadı ! Bulacak gibi de değil. Bu hareket memleketin dertleriyle dertlenen üç beş idealistin hararetli ha...
Darbenin gündüz vakti saçma sapan bir saatte yapılması, girişimin duyulması üzerine erkene alındığıyla açıklandı. Yoksa darbeyi gece yaparsınız, sabah millet yeni bir güne, yeni bir Türkiye'ye uyanır.
15-16 temmuz 2016 günleri Türk milleti olarak bir darbe girişimine tanıklık etti. Darbe girşiminin -veyâ terör saldırısının- ilk saatlerinde birçok kişi olan bitene anlam veremezken en önemli bilinmeyen, darbenin kimler tarafından hangi amaçla yapıldığıydı. Kendine 'Yurtta Sulh Konseyi' adını veren bu cuntanın TRT aracılığıyla deklare ettiği darbe bildirisi, görünürde kemalist/ulusalcı bir etki bırakma amacında olsa da, bu bağlamda fazla renk vermiyordu. Nitekim bildiriye rağmen darbe girişiminin arkasında Fethullah Gülen Cemaati'nin/Paralel Yapı'nın olduğu açığa kavuştu.
Darbe girişiminin ilk saatlerinde, her ne kadar az da olsa, sırf AKP ve Recep Tayyip Erdoğan bertaraf edilecek diye sevinen, bu girişimi hoş karşılayan insanlar oldu. Bu durumun Ülkücü Hareket ve Türk milliyetçileri arasında başka cenahlara kıyasla daha az olduğunu iletmem gerek. Türk milliyetçileri milletin egemenliğini yok sayan herşeyin karşısındadır. 12 Eylül 1980 darbesiyle kolu kanadı kırılmış, maddî ve manevî açıdan çökertilmiş Ülkücü Hareket mensupları itidalli davranmıştır. Türk milliyetçilieri sırf AKP veyâ Recep Tayyip Erdoğan gidecek diye darbe girişimine sevinmediler, hoş karşılamadılar hatta AKP'liler kadar tepki koydular. Eğer askerin siyasette yeri olsa Alparslan Türkeş üniformasını çıkarmaz, çıkarmakta kararlı olmazdı. Kaldı ki, özellikle orta yaş ve üstü ülkücüler 12 Eylül'ü gördü ve yaşadı. İkinci bir 'Our boys have done it' vakasına Ülkücü Hareket'in sevinmesi zaten abes olurdu. Türk milliyetçileri darbelerin kimseyi dinlemeden kendi diktasını kurduğunu, bunu yaparken fütürsuzca ve sorumsuzca yaktığını ve yıktığını biliyor. 15 Temmuz gerçekleşecek olsa ne AKP, ne MHP ne de CHP kalacaktı. Kalan sadece Cemaat, Cemaat, devlet olacaktı. Yaşı ilerlemiş olan Fethullah Gülen, çok özlediğini ilettiği memleketine Humeynî gibi geri gelecekti. Sonrası onun insafına kalmış.
Telif Hakkı
© Yasin Sarı @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Sayın Bahçeli, her Salı grup toplantısında konuştuğunda yazı yazmayacağım diyorum ama öyle şeyler söylüyor ki yazmazsam olmuyor. Çünkü bu kadar siyasi nezaketten uzak ve milleti tahrik eden açıklamaları cevapsız bırakmamak gerekir.Yine bildiğimiz Bahçeli üslubuyla esti gürledi, sağa sola bağırdı, atasözleriyle cevap verdi. Sağ olsun sayesinde yeni atasözleri öğreniyoruz ama öyle şeyler ...
Telif Hakkı
© Yasin Sarı @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Ülkücü sivil inisiyatif Rusya'nın sıcak denizlere inmesine mani olmuştur. Ülkücü sivil inisiyatif 1980 öncesi verdiği mücadele ile Rusya'nın Türkiye üzerinden Akdeniz'e, yani sıcak denizlere inmesine mani olurken; o günün "Yeşil komünistleri" bugünün "Siyasal İslamcıları" ise biz ülkücüleri hasımlarımıza jurnallamakla meşguldüler....Gün geldi o yeşil komünistler iktidar oldular. Kendile...
Bir olamadık. Bir araya gelemedik. Hırs mı desem? Beceriksizlik mi desem? Yolun sonu uçurum dedik dinletemedik. Bölünüyoruz dedik anlatamadık. Ey adaylar birleşin güç olun dedik bir kurultayı bile yapamadık. Birileri bir yerler iyi oynadı ülkücü hareketle. Olur olmaz gereksiz çıkışlar anlamsız gruplaşmalar. Artık gemi su alıyor demenin bir mantığı kalmadı. Gemi alabora oldu. Ha battı ha ...
"AKP kendi teklifini getirdi MHP de, bunlar, bunlar olmaz kardeşim, şunları bu şekle sokun diye müdahalede bulundu. En son noktada bu MHP'nin kabulüdür değil, AKP 'biz bu kadarını yapabiliyoruz ancak bu kadarına bizim yetkili makamda bulunan kişiler veya yetkililerimiz bu kadarına müsaade ediyor diye bir teklif getirdiler. Nihayetinde AKP kendi anayasa değişiklik teklifini hazırladı, yet...
Genel Merkez 19 Haziran kongresini tanımadığını söylüyor.
Kongreye katılmıyor, katılanları engellemek için her türlü baskı ve tehdidi uyguluyor.
Tereddüt oluşturmak ve insanları tehdit edebilmeyi sürdürmek için 6 aydır olduğu gibi hukuki kılıflı yalanlar uyduruyor.
Böylece hastalar, gelemeyenler, kafası karışanlar, korkanlar da dahil bütün katılamayan delegeyi kendi tarafında saymayı hedefliyor.
Kongre delege sayısı 1.203. Salt çoğunluk 602.
Genel Merkezin bütün hesabı, yarıdan daha fazla delegenin katılımını engelleme yönünde.
Başarırlarsa çoğunluk bizden yana deyip, bugüne kadar olduğu gibi üstün performanslı çalışmalarına devam edecekler ve MHP'yi iktidara taşıyacaklar.
Artık çok söze gerek yok.
Pazar günü 602 delege o salonda buluştuğu anda, yeni bir dönem başlayacak ve müjdeler saracak dört yanı.
Şahsi kanaatim kurultaya katılacağı kesinleşen delege sayısı şu an itibariyle 700 civarında. Değişim yanlısı yaklaşık 200 delege ise kafa karışıklıkları, tehditler, hatır gönül gibi sebeplerle kararsız.
Kurultayın gerçekleşmesi için yeterli delegenin fazlasıyla o salonda olacağı kesinleşmesine rağmen, ben yine de kararsız delege kardeşlerime seslenmek istiyorum.
"Siyaset uzun solukludur. Fevri karar ve çıkışlardan kaçınmak gerekir."
"Büyük ve köşeli laflar edip dönülemez noktaya gelmektense, sabredip soğukkanlı değerlendirmeler yapmak lazım."
"Duygusal kararlarla keskin çıkışlar yapmak yerine, istişare edip sağduyulu yaklaşmak en doğrusudur."
"Her dem yeniden doğarız, kim bizden usanası diyerek sürekli ayağa kalk. Hayal kırıklığına uğradığında, kaybettiğinde değil, pes ettiğinde yenilirsin."
…
Evet, bu ve benzerlerini çokça söyledim ve şimdi de diyorum ki;
Cümlelerimin üzerini çiziyorum.
Tıpkı hayatımın 35 senesinin üzerini çizdiğim gibi.
…
Ben sizden değilim.
Sizinle aynı fikri, düşünceyi, ideolojiyi, dünya görüşünü, ahlak anlayışını, hayat tarzını paylaşıyor olamam.
Siz ülkücüyseniz ben değilim. Siz MHP'liyseniz ben değilim.
İstediğiniz bu biliyorum. Utanılacak halinizle övündüğünüzü görüyorum. Öyleyse mutlu olun. Alın istediğinizi yapıyorum.
İlan ediyorum; sizinle ortak hiçbir noktamız kalmamıştır.
Şu anki duygu halimle çok şeyler yazabilirim ama uzatmayacağım. Sadece tanımayanlara, araştırmaya üşenenlere onlar için önemsiz de olsa o üzerini çizdiğim o 35 senenin kısa bir özetini yapacağım.
…