Hatırlıyor musunuz, biz eskiden beraberdik?!... Yok, hayır.Bu bir 'birlik ve beraberlik' yazısı olmayacak. Çünkü sizinle birlik ve beraberliği istemiyorum.Daha doğrusu sizin şartlarınıza istemiyorum. Ben insanın hayatında adalet, hak ve doğrunun erişilmeye çalışılması gereken en üstün değer birliği olduğuna inanan biriyim. Yani daha üstün bir hedefe hizmet etmek için adaletten taviz verm...
Derler ya, bu devrin mayası bozuk
Talandan, vurgundan, suçtan haber ver..!
Hâk'tan kopan bir nesiliz.. ne yazık
Garipten, fakirden, açtan haber ver..!
Sessizliğe alerjimiz var bizim. Küçük harflerde patlar bizim kulak zarımız. Ülkenin kaderidir. Bu milletin kaderidir bu. Demiyorum Ahmet, Mehmet. Hüseyin'e kadar gider bu. Yamalı pantolonla yattığı gecenin sabahında takım elbiseyle uyanmış gibiyiz. Sosyal bir devlet olmayı gerektirecek her şey bol geliyor bize. Alışmamışız, durmuyor üstümüzde. Duracak gibi de görünmüyor. Bir yanda Kavim...
"Bu günah, şu sevap, öbürü mekruh (yani ne idüğü belirsiz)" gibi terimleri kullanmak dünyada insan olma sürecini inşa edememişliğin ifadesidir… Teşekkür etmeye tenezzül etmeyerek her cümlenin sonuna "Allah razı olsun" sıkıştırmak hesap-kitap yapan tüccar kafalıların işidir. Tasavvufta da yeri vardır ama nefis muhasebesi dışında, gelir/gider tablosu mantığıyla dünyevî yaşam inşa etmek tüc...