Ne gül bahçesinde, ne de sahilde
Buluşmak meydanda türküler ile
Dillerde marşımız, bayraklar elde
Buluşmak meydanda türküler ile
Yıllar geçer gider bir anlık ömür
Ölümdür sonsuzluk bilirim hocam
Allah'tan geldiyse mukaddes emir
Azrail'e bile gülerim hocam
Yıldızlar çekildi hilal yalnız bak
Şimdi var ya tam da türkü zamanı
Kapat ışıkları bir tane mum yak
Şimdi var ya tam da türkü zamanı
Türküler hayal dünyamız için kanadımız, kimsesiz kaldığımızda dert ortağımızdır. Sesimizin çıkmadığı yerde sesimiz, nefesimizin kesildiği yerde nefesimizdir türküler... Bazen toprağa düşen cemredir türküler bazen yüreklerimize düşen ayrılık ateşidir. Anamız, yarimiz, sevdamızın dili olur türküler.Uzak diyarlarda yoldaşımızdır türküler. Ağıdımız türkü türkü akar gönülden gönüle.Kimi zaman...
Bayraksız, ezansız olmaz dediler
Ve haine karşı mertçe durdular
Türk milleti korkmaz, yılmaz dediler
Kurulan tuzağa tuzak kurdular
İlyas Öztürk ağabey'e...
Bir türkü söylesek, bir türkü söylesek...
Kim bilirmiş ki kısmetini önceden,
Bir türlü söylesek, bir türlü söylesek...
Telif Hakkı
© Nazmi Sancar Yıldırım
bak yolcu saatler önce
susan yol bu hüzün türküsü
çay üşüdü...
boş sayfalar arasında kalan
öykünün ağıdını yakmak
kal boş sayfalar arasında
an...
sabret, bitecek
öylece sürecek yaşamak
yarım bırakılan bir kitaptı içimiz
ağzımızda biriken taşma ünlemi günler
bilemezsin geceleri
aptal eder insanı şuh karanlık
saçlarımda kopan salıncak
empatik saatler