"Ölmez bu hareket, ölmez bu dava..." Ozan'ımız Arif Şirin'in destansı parçasını hepimiz biliriz, dilimize pelesenk olmuştur. Yazı boyunca mırıldanmanızı sağlayacağını düşündüğüm için böyle başladım... Destansı başladı. Tabutluklarla denendi, sürgünlerle devam etti, işkencelerle son bulmadı ! Bulacak gibi de değil. Bu hareket memleketin dertleriyle dertlenen üç beş idealistin hararetli ha...
Yıl 2005 ateşli ocak gençleriyiz;
Alternatifsiz tek liderimiz Devlet Bahçeli.
Lider, Teşkilat, Doktrin üçlemesiyle bizim gözümüz de tartışmasız.
Tartışmıyoruz ( Tartışamıyoruz!) ama içten içe de bir memnuniyetsizliğimiz yok değil, acaba daha iyisi olabilir mi ?
Akp belâsı yeni türemiş, memleket Tayyip diye kaynıyor, bu sevimsiz adamı bizim tartışılmaz liderimizin imkanı yok yenemeyeceğini biliyoruz...
Ümit Özdağ diyorlar genel başkan adayıymış.
Kimmiş ki?
Profesörmüş, iyi de hitabı varmış, hem çalışkanmış iyi de koşturuyormuş.
Acaba bu adam bizi yükseltir mi?
Ocaklarımız ülke de söz sahibi bir kurum haline gelir mi?
Partimizi iktidara taşır mı ?
Daha tanımıyorduk, her gün adam hakkında yeni bilgiler edinip hadi canım sen de gibisinden, ufak ufak heyecanlanıyorduk, öyle ya bizim genel başkan iyi adam, hoş adam ama biz biliyorduk ki onunla güzel suhulet içinde yaşayacaktık, başka bir iddiamız da yoktu ! Bu yeni adamın hiç bir şeyi yoksa bile iddiası vardı...