İlkokul çağlarımdı... İlk iki dersin geçmesini sabırsızlıkla bekliyorduk. Çünkü öğretmenimiz söz vermişti: Uslu durursak üçüncü ve dördüncü derste beden eğitimine çıkacaktık. Yani kafamıza göre oyun oynayacaktık. İlk iki ders sınıfta çıt çıkmadı ve mükâfatı kazandık. İkinci dersin bitiş ziliyle hepimiz fırladık okul bahçesine doğru. Öğretmenimiz Nefise Hanım her zamanki gibi bağırıyordu...
Çıvgınların onlarca gövdeyi ovaya, engebeye savurup boynunu bükmek istemesinden daha tehlikeli sonuçlar doğururdu tabiatın doğrularına, ilmi rehber edinmeyi salık vermesine karşı çıkan bağnazlığın saldırısı. Umudunu parıldayan bir yıldız gibi gözlerinde, düşüncelerinde gezdirmene; kendi toprağına, kendi toprağının insanına faydanın en mükemmelini sağlamana karşı çıkardı feodal yapılar. O...