şehre çöküyor karanlık
isyancı bulutlar perdeliyor hilali
sokak lambaları aciz ışıtmıyor yollarımı
altı adımlık hücre gibi sokaklar
nereye yüzümü dönsem duvar
anlıyorum
Başkent kaldırımları gene yan çizdi adıma
ben bu şiiri sana yazdım
gecenin sessizliğine başkaldıran bir çakmak gürültüsüyle
parçaladım ciğerlerimi
duman duman birikti gözlerimde dünlerim
ve nurdan halkalara bezendi
genç yaşımda kıydığım çocuksu heveslerim…
Güneşin aşkıyla yandı kardelen
Evliyalar tuttu ak ellerini
Allah'ım kapına şehittir gelen
Ol Muhammed gibi sev güllerini
Tam on dokuz yıl oldu, on dokuz yıl kardeşim
Yanlışsam yanlışsın de, sende otur bir düşün
Yumruğu vura vura yaralandı şu döşüm
Bağırıyorum amma feryadımı takmıyor
Anla işte kardeşim Devlet bize bakmıyor
Çileye talip olmak! Çocukluk çağlarımdan bu yana teşkilatlarda en çok duyduğum söz budur sanırım. Lakin son dönemde anladım ki kimisi bu sözü yanlış anlamış. "Çileye talip olmak" demek "Çile saçana talip olmak" demek değildir. Öyle olsaydı hepimiz Kenan Evren'e aşık olurduk. Ben adım gibi biliyorum ki bugün 12 Eylül'den daha büyük bir buhran yaşıyoruz. İşin ilginç tarafı ise bu çalkantı...
Bir olanları... ikbali isteyenlere değil... hakkı olanlara verilmesi gerektiğini... dün kıvırıp bugün meşhur edilmek istenilenleri ...santim santim anlatarak yazacağız... "Bir altın neslin vicdanı. Bir altın neslin sesi. Bir altın neslin başkanlarından Doğan SARI ağabeyim yazmış. Yüreğine sağlık altın neslin çilekeş başkanı." Doğan Ay Kalemler kırılana kadar değil.... ülkücü Türk gençliğ...
Telif Hakkı
© Doğan Ay @ tahtaPod.om | Tüm hakları saklıdır.
Boş boş bakma yüzüme yırtarım seni kağıt
Gönlümün sarayında gezinen bir yılan var
Derdest ettim talanı kalemden taştı ağıt
Sanki benim peşimde yazdığımı silen var