Nerelerde hakkı tutan Ozan'ım.
Derdimizden tez çürüdü dişimiz
Biri de demiyor utan, Ozan'ım.
Sen yalnız değilsin, kırk kara nöker
Vallahi... Billahi... Seninle şimdi.
Uçtuğun gökte al yalımlı ülker
Vallahi... Billahi... Seninle şimdi.
Ülküyü söyleyen ülküyü yazan,
"Bir Devrin Destanı" ne yazık bitti.
Başbuğ' un "evlâdım" dediği ozan
Ârif' çe yaşadı Ârif' çe gitti.
Bu şiirimi Ozan Arif abimin vefat haberini aldığım anda yazmıştım aslında minibüsle okuluma giderken. Paylaşmakta biraz geciktim. Ev sahibim evden çıkardı ben geçicem diye... Daha yeni evlenmiş ve taşınalı 6 ay olmuştu... Yeni taşındığım evde doğal gaz hemen açılmadığı için de hastalıkla mücadele ettim. En acısı da abimin cenazesine katılamadım taşınma olayı yüzünden... Mekanın cennet olsun Ozanlar ozanı abim benim...
Bundan yıllar yıllar evveldi... O zamanlar " çocuktum ufacıktım, top oynadım acıktım, buldum yerde bir erik, kaptı bir alageyik" dizelerini söyler dolanırdım ortalarda...
Ben çocuk şarkıları söylerken rahmetli babam " ben evimde otururken o sürgünde oy oy.." diye mırıldanırdı...
Birkaç defa anlatmıştı aslında da çocuk aklı işte idrak edemezmişim...
Bir gün işten eve koşa koşa geldi... " Sürgünden dönüyor Ozan" dedi...
"Ozan kim baba" dediğimde yarı sinirli, yarı şefkat edalı "Ozan Arif oğlum" dedi...
Sinirli tarafı üzerimde biraz fazla etki bırakmış olacak ki, çok da üstelemedim. Çünkü babamın siniri pistir... Ulan Eşşoğlu diye başlardı yoksa...
Evet, lâfı dolandırmadan O'nun yaptığı gibi yapıp en son söylenecek sözü en baştan küt diye söyleyeyim: " İyi bilirim, yaramaz adamın tekiydi…" *** Dostlar, kendimi avutmak için bir sebep bulmuştum ve uzun zamandır yazmıyordum yine. Ve açıkçası yazmayı da pek düşünmüyordum. Susmak, bir kenara çekilmek kolay gelmişti bana… Lâkin halkın ve Hakk'ın sözcüsü, zor zamanların susturulamaya...
Siyasi fahişelik Partisi kendisini aday göstermedi diye bir gün sonra bir başka partiye geçmek bir tür siyasi fahişelik olup; ona itibar edip, kılavuzluk yapanlar da pezevengidir.... Bunların alayı şerefsiz. Siyasette ilkeli duruşlar ve buna ilişkin inanmış ve adanmışlık olmayınca elbette yarına dair umutlar da yeşermiyor, doğal olarak da mevcut düzen kendisini bir şekilde sürekli koruyo...
Ben de bir şeyler söylemek istedim Ozan Arif'in ardından.
Robin Sharma'nın konusu kişisel gelişim olan "Sen Ölünce Kim Ağlar" adlı bir kitabı vardır.
Bir yerinde şöyle der:
"Siz öldüğünüzde ardınızdan kim ağlayacak? Bu gezegenden gitme ayrıcalığına ulaştığınız zaman kaç yaşamı etkileyeceksiniz?"
Görüyorum ki pek çok yaşamı çok fazla etkilemiş Ozan Arif.