4 Nisan...Ülkücülerin hem öksüz hem yetim kaldığı gün.Sevdası olanların yüreklerinin yandığı gün.Bir dava uğruna adanmış bir ömrün ülkü yolunda harcanmış bir gönlün Allah'a kavuştuğu gün. …Kapkara bir gün.Baharı kışa döndüğü gün. … Yarın 4 Nisan...Yine Anıt Mezar'da toplandı sana layık olmayan bir sürü insan.Belki yine sloganlar atacaklar "Başbuğ Türkeş" diye. Mezarına karanfiller bıraka...
Bir ideoloji, kendini çağa göre güncelleyebildiği sürece dinamik ve güçlü olur. Kendini güncelleyemeyen ideolojiler,ya tarihin tozlu sayfalarında kalıp unutulurlar ya da azınlık bir grubun ideolojisi olarak kalırlar. Çünkü siyasi ideolojiler, din gibi dogma, sabit, tartışılmaz kuralları olan bir düşünce sistemi değildir. Daha doğru ideolojiler, dinleştirilmemelidir. Eğer bir ideoloji, di...
Ülkücülüğün tarifini hepimiz biliriz. İdealist, gayesi belli, amacı olan bir aksiyon hareketidir Ülkücü Hareket.Türk milletinin refah düzeyini yükseltmek, Türkiyeyi çağlar üzerinden ileriye taşıyarak, müreffeh bir ülke haline getirmektir ülkücünün hedefi.Evet rahmetli Başbuğum hayatı boyunca insana yatırım yaptı. Diğer siyasi partiler günübirlik siyasi hesaplar yaparken, Başbuğum ülkemiz...
Özü bilemezdim sen olmasaydın
Kabuğu soyuşun çok çok güzeldi
Tuzağa düşerdik yol bulmasaydın
Durumu ayışın çok, çok güzeldi
Ay gökte parladıkça dalgalanacak tuğum
Bir bozkurt uluyacak yıldızlara bakarak
Ülkülerim taşacak yüreğimde tuttuğum
Bir Turan'a varacak gönüllerden akarak.
Bak yine bir 4 Nisan geldi çattı Başbuğum
Yine ciğerimize sızı kattı Başbuğum
Dualar tekbirlerle varıp da başucuna
Nemli gözlerimizle bakacağız acuna.
Okula gittiği ilk gün hemen kütüphaneye çıktı. Kapıyı vurup içeriye girdi. Kütüphane görevlisi Muharrem Hoca yine her zaman ki yerinde oturuyor, metal ayakları küflenmiş olan masasında kitap okuyordu. Dedesi dili döndüğünce Oğuz'un sorularına cevap verip açıklamaya çalıştı. Evladım orası; "Sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği diye bir ülkedir. Burada gördüğün, haritanın gösterdi...
Telif Hakkı
© Numan Ateş @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Bu yazı, ben dilinde yazılmış fakat "biz"i anlatma kaygısı gütmüştür...
Bu yazıyı kaleme alırken herhangi bir maksat taşımıyordum. Fakat bittiğinde kendimce hepimizin ortak talihine ve tarihine dokunduğumu fark ettim. Burada hepimizden kasıt; "OCAKLI" olanlardır...
Ortaokulda ocaktaydık. Okuduklarımız ve dinlediklerimiz kadar Ülkücüydük o kadar. Ülkücülüğümüz; konuşmaya başladığımızda, ilk öğretilen sözün "Türkeş Dede" olmasından geliyordu.
Çerçeveli tek resmimiz Başbuğ'un mezarı başındaydı.
Sonra liseye başladık ve artık bir adımız vardı: Ortaöğretim Teşkilatı.
Lise yıllarımızda AKP gençlik kolları yeni kurulmuştu ve toplantılarında pasta-börek oluyordu. Pastaya böreğe tamah edip gidenler oldu, biz kuru çayı zor bulduğumuz ocağımızda kaldık. Cemaat onlara; burs veriyordu, kurs veriyordu, yemek yediriyordu...