KALA MALA'cılar
Okula gittiği ilk gün hemen kütüphaneye çıktı. Kapıyı vurup içeriye girdi. Kütüphane görevlisi Muharrem Hoca yine her zaman ki yerinde oturuyor, metal ayakları küflenmiş olan masasında kitap okuyordu.
Dedesi dili döndüğünce Oğuz'un sorularına cevap verip açıklamaya çalıştı. Evladım orası;
"Sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği diye bir ülkedir. Burada gördüğün, haritanın gösterdiği görünen kısmı okula gittiğin zaman bu haritada görünmeyen kısmını da öğrenebilirsin. Ama hiç bize göre bir yer değil bunu da böyle bilesin. Yurdumuzun insanlarını birbirine kırdırıp kendi emellerine alet etmeye çalışır. O gördüğün yerler Türk yurdudur zamanında oraları işgal edip kendi emirlerine uyar hale getirmişler. Sömürmüşler, yakıp yıkmış, halkını takatsiz bırakıp kendi memleketlerinden getirdikleri adamlarını yerleştirmişler. Sonra da üç beş anarşist çıkmış onların yaptıklarından daha beterini uygulamaya koymuşlar. Anarşistler, komolizma mı kala mala mı ne karın ağrısıysa öyle bir şeylerden bahsedip insanların beynini uyuşturmuşlar. Şimdi işler değişti eskiden krallar sömürüyormuş şimdi o kala mala'cılar sömürüyor. Ama Allah'tan bizim burada Türkeş var onlara göz açtırmıyor. Ondan ve onun askerlerinden Allah razı olsun. Neydi o seksen öncesi, kardeş kardeşi öldürürdü evladım. Ama diyorum ya Allah onlardan razı olsun ya değilse çok kötüydü çok" dedi.
Sonra kendi kendine yine çenem açıldı diye söylenmeye başladı.
Oğuz hayli meraklanmıştı, okula döndüğünde ilk işi nedir bunlar kimdir diye kütüphanede araştırma yapıp Muharrem Hoca'ya bunu bir danışmak olacaktı. Neyse çaylar içildi o gün orada kaldılar. Oğuz merakından biraz kıvrandı uyuyamadı bir süre sonra mışıl mışıl uyudu. Ertesi gün akşam oluncaya kadar gün içerisinde belki on defa gelip geçerken o haritaya baktı.
Okula gittiği ilk gün hemen kütüphaneye çıktı. Kapıyı vurup içeriye girdi. Kütüphane görevlisi Muharrem Hoca yine her zaman ki yerinde oturuyor, metal ayakları küflenmiş olan masasında kitap okuyordu. Masa bir hayli dağınıktı üç beş kitap dağınık bir biçimde duruyor, ağzına kadar dolmuş kül tablası, bazı yazılar yazılmış kağıtlar ve çözülmeyi bekleyen matematik problemleri de cabası sanki bunlarla boğuşuyordu Önce kütüphanedeki kitap tozları ve içerdeki sigara dumanından dolayı boğulacak gibi olduysa da sonra alıştı. Hoca önce kafasını kaldırıp bakmadı bile sonra Oğuz kendini fark ettirmek istercesine içeride dolaşıp kitapları karıştırmaya başlayınca hoca doğruldu kafasını kaldırıp Oğuz'a öyle bir bakış baktı ki Oğuz yerinde kaldı. Ardından çocuğun korktuğunu anlamış olacak ki sakin bir sesle;
"ne arıyorsun?" dedi.
Oğuz kısık korkak bir sesle;
"atlas, dünya atlası "diyebildi.
Muharrem hoca;
"Ne yapacaksın atlası?" diye sordu.
Oğuz yine aynı ses tonuyla cevap vermek için atıldıysa da ismi neydi o ülkenin diye düşündü biraz sonra kekelemeye başladı;
"som hom somyalist cumhuriyetleri birliğine bakacağım" gibi garip bir şey söyledi.
Hoca önce bir kahkaha attıysa da sonra ciddi bir sesle;
"Öyle değil oğlum Sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği" diye cevap verdi.
"Hem ne yapacaksın sen onu?"
Oğuz;
"Dedemin evinde haritada gördüm, merak ettim. Bana anlatır mısınız?"
Hoca;
"Peki, dinleyebilecek misin? Bir kere Bismillah dedik mi gerisine Eyvallah demen gerekir. Öyle sandığın gibi kısa bir şey değil bu haberin olsun."
Oğuz;
"Olsun dinlerim yeter ki anlatın, hem dedem de bahsetti biraz Türkiye'ye ve Türklere çok zararları dokunmuş bunların."
Hoca;
"Tamam öyleyse" dedi ve anlatmaya başladı.
Dede Burası Neresi? | Blog - tahtaPod.com
Telif Hakkı
© Numan Ateş @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.