En başta da kendi içer. O günden sonra da bu cümbüşe "sosyal düzen" denilir ve akıllananlar delirdi diye tımarhanelere kapatılır.
Ömer Seyfettin'in "Herkesin İçtiği Su" adlı meşhur bir hikayesi vardır. Bilmeyenler için hikayeyi şöyle özetleyebiliriz. Hikayede Ling-Yu adında akıllı, tecrübeli bir Çin imparatoru ülkesini ilerletmeyi çok sevmektedir ve sırf bu ilerleme sevdası için kütüphaneleri yaktırmış, halkının geçmişle bağını tamamen kopartmıştır. Çinliler de adeta onun tanrılığına inanmaktadır. Bu imparator düzeni sağlamak için afyonu, haşhaşı, esrarı serbest bırakmış tam bir umursamazlık hali herkese hakim olmuştur. Ancak bir gün baş müneccim saraya gelerek korkunç bir felaketin geleceğini haber verir. Bu felaketin giderek artan bir yağmur olacağını bundan bir damla içenin delireceğini söyler. İmparator baş münecciminin tecrübesinden emindir. Soylularla toplantılar, görüşmeler yapılır yağmur yağmadan evvel tüm mahzenlerin, sarnıçların, küplerin, hatta vazoların suyla doldurulmasına karar verilir. Bu tedbirler alınır. Birkaç güne kalmaz hafif bir yağmur başlar ve günbegün şiddetlenir. Hakikaten de sudan bir damla içen delirmektedir. Sonunda halkın hepsi bu yağmurdan nasibini alır ve aklını yitirir. yalnız saraydaki imparator ve çevresindekiler akıllarını koruyabilir. Ancak memlekette çıldırmayan kalmayınca öyle bir curcuna alır ki her yeri içerdekiler mahsur kalır. Ne dışarı çıkabilirler ne de dışarıdakilere laf anlatabilirler. Yaşlı, bilge imparator bu hal karşısında sonlarının ne olacağı derdine düşer. Çünkü artık kanun da idare de kalmamıştır. Akıllıların durumu deli olmaktan daha büyük bir felakettir. Bu yüzden ihtiyar imparator düşünür taşınır ve bir karara varır. "Herkes deli olduktan sonra, birkaç kişinin aklına lüzum yoktur." diyerek herkese uğursuz yağmurun suyundan içme emri verir. En başta da kendi içer. O günden sonra da bu cümbüşe "sosyal düzen" denilir ve akıllananlar delirdi diye tımarhanelere kapatılır.
Telif Hakkı
© Semanur Ulu @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.