haydi beklerim çiçeğe vursun kayısı
çoğalıyor güneşin mahalle baskısı
sönen ocakların eksilen dumanı yükseliyor
akşamcı lambaların perdeye düşen aksi
sürekli ıslık çalması
sigarası ciğerinde sönen aşkın
topal sancıların yetim bıraktığı
oyuncağını kırdılar çocuk olma yaşımın
izini kaybetmiş ayaklar Mağrip'ten Maşruk'a çıkarız yola onlara yol göstermez karınca dayan, daha görülecek çok gün var seyreyle dünyayı gönlümüzün duldasında şöyle uzuncazorun, oyunu bozduğu çığırvarır denizi paklar o çağda evrenin mayası bozulduğundan berigür ormanın düşlerini kese kese bitirdibu ara makası/akrep ile yelkovançoğalıp eksiliyoruzipimizi bağladı ...
Derviş azığının nefsle sohbeti
Kesmesi yolumuz izimiz olsun
Gönlünün tufanı yıkar her seti
Esmesi yolumuz izimiz olsun
Geceye sığmazmış aşığın düşü
Hayıra yorarmış hiç olmaz işi
Camıma konan kuş süslese kışı
Senin gönderdiğin selamdır derim
Sustum mızrabımı kenara koydum
Gönlümün telini çalmadım eyvah
Kaçtım geçmişimden yarından caydım
Ne dünde, ne günde kalmadım eyvah
Esme yüreğime hasreti yangın
Rüzgar serinletmez kinimi bugün
Bir çağlayanım ben suları dingin
Vur yatağına dök kanımı bugün
Üzme hiç kendini Mevla'ya güven
Sular bulanmadan durulmaz gönül
Çileyle sınanır hak ise davan
Cefasız menzile varılmaz gönül
Sana bu mektubu bir gece yarısı yazıyorum. İnan uyumak için 3 kere kapattım ışığı ama olmadı. Aslında bu kadar uzun zaman geçtikten sonra mektup yazarak keyfini kaçırmak istemezdim mecbur kalmasam. Biliyorsun bana kalsa yine yazmazdım ama bizim arsız bir türlü rahat vermedi.
Telif Hakkı
© Kaan Özaslan @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.