Oyları düşmeye başlayınca sağ siyasetçilerin mutadı olan "Ayasofya'nın tekrar ibadete açılması"dır. Bir süre konuşulur, muhalefet ile didişilir; oyların pekiştirildiğine kanaat getirilirse konu soğumaya bırakılır ve unutturulur. Nasıl olsa millet olarak sazandan hallice bir hafızaya sahibiz. Durum düşündüğümüzden de vahim olmalı ki, durup dururken Ayasofya'nın ibadete açılması tekrar gün...
Orta doğudaki süre gelen iç savaşın çığlıklarını duymaz olduk. Artık sınırımızda ne kan, nede barut kokusu gelmiyor.Mülteci sorununun pabucu dama fırlatıldı. Onları hiç kimse konuşmuyor artık.Hele o süper güç diye adlandırdığımız, baş belası küstah ülkeler, silahları ile artık övünemiyorlar. Sahi ne olduda bunlar sustu, kendi kabuklarına çekilir oldular?İşte tamda burası irdelenmeli ve h...
"Öyle berbat bir dünya ki insanın yaşayası gelmiyor! Küçücük bebelere bakan ,onlara cinsel istek duyan erkekler var.. Hatta bu sapkın düşüncelerini kitaplaştıran soysuzlar...O kitabın basılmasına göz yuman yayıncılar var... Kadınları sadece cinsel obje gibi gören ,kullanan zihniyetler var...Hayvanlara bile cinsel açlık besleyen erkekler...Gurur duyduğum kadınlığımdan da utanır hale geldi...
"Vatan için ölmek de var, fakat borcun yaşamaktır" T. Fikret Birileri tarafından hep edebiyatı yapılıp hep istismar edilen bir konudur şehitlik... Hep şehit olma arzusundan dem vurulur... Yüzlerce koruma ve zırhlı araçların arasında durup başkalarının canı üzerinde kürsülerde esip savurmak kolay tabi... Heyhat, bakarsınız şehit evleri hep varoşlardadır; kırsaldadır. Ekseriyetle yolsuz, s...
Sana minnetimi nasıl anlatsam
Şükür olsun şükür sana Yarabbi
Anlatırken biraz kendime çatsam
Şükür olsun şükür sana Yarabbi
İnsana dair iyi şeylerin yirminci kattan atıldığı bir yirmi dokuz mayıs sabahı… Ne hazin! Daha evvel hiç tanımadığım varlığından dahi haberdar olmadığım bir çocuk için içim katıla katıla ağlıyor. Genç kız bir yakınımın uzak hısım evladı imiş. Yaşadığı bölge ailenin yapısı aşağı yukarı tahmin ettiğim şartlara sahip. Aile anne baba kuşağında Giresun'dan göç etmiş, İstanbul'un kenar semtler...
Yeğenim dört yaşlarındaydı, ustalıklı bir şekilde bakımı o gün bana ihale edilmişti. Durumdan hoşnut görünmeye çalışarak ilgileniyordum. Çok hareketli ve zeki bir çocuktu, daha rahat kontrol edebilmek için şehir kalabalığından uzakta olalım bir parka gidelim diye ikna ettim, istikamet Emirgan Korusu oldu. Annesi hep "oğluma bir görkem hastalığı bulaştırdın, pahalı yerlere götürme benden de aynısını istiyor" diye sitem ederdi. Tabiatı icabı parkla yetinmedi, oradaki restoranlardan birine gittik, zevkle siparişini verdi. Yemeğimiz geldi, arada konuşuyoruz;
İnsan toplumu pahalı bir yapı. Yazık ki yapının hücreleri önemli ölçüde sağlığını kaybetmiş durumda. İnsan unsurunun ihtiyaçlarını dengeleyerek iyi eğitip yetiştirmenin de, ilgisizliğe terk etmenin de maliyeti çok ağır.Kendi haline bırakılmış ailelerin trajik hikayelerini incelediğimizde yapının sadece bir bölümünde değil, geçmişten geleceğe akan zincirinde sorunlar olduğunu gözleml...