Anacığımı 27 Ekim Çarşamba günü uğurlarken, böyle bir sevgili varlığı koynuna alan toprağa kuş gibi çırpınan duyuşumla seslenmek istedim: Bu benim anamdır! Sarıp sarmalayışında eksiğin olmaz, inanırım. Gelenin kim olduğunu bilirsin, sendendir. Bir devr-i daimdir ki hep senin etrafında ve seninle döner. Gelen gider. Aldığını verir, verdiğini alırsın. Öyleyse senden ne beklesem? Pek gençke...
Söylediklerimiz düzene, sisteme, devlete, dünyaya uymuyor. Başımıza binbir bela açıyor. En son Kavala işi de böyle bir şaşkınlık ve düşüncesizlikle başımıza çorap ören ahmakça girdiğimiz bir dert. En basitinden, dilimizi tutabilsek bunlar başımıza gelmezdi. Benim "Kof ve içi boş efelenmeler" dediğim görmemişlikler yüzünden ne faturalar yüklendik. Bu dağ efesi tavrındaki atıp tutmalar bug...
Evet tam, göz göre zincirleme kaza gibi bir olay.Hem de skandal üstü skandallerle büyüyen bir olay. İncir çekirdeğini doldurmayacak işler yüzünden neler neler yaşıyoruz. Kavala suçluysa yargı gereğini yapar. Herkes koro halinde niye dâhil olur ki? Hükumet niye dâhil olur? Koca koca devlet yöneticileri niçin görüş beyan ederler? Evet niçin her ağız açışta suçlama ve karalama der...
Gazi Üniversitesi'nin kurucu rektörüydü. Hocaların hocasıydı. Ankara'nın çok renkli simalarındandı. İlim, sanat ve spor camiasının müstesna değerde bir üyesiydi. 29 Ekim 1933'te doğmuştu. Doğum gününe uygun yaşadı. Ömrünce Cumhuriyet'i ve Atatürk sevgisini herşeyin üzerinde tuttu. Çok şey yaşadı. Çok şey biliyordu. Hatıralarını yayına hazırladığım sırada hayatı üzerinde uzun sohbetler et...
"Bu ülkede dil konuşmak, sağıra seslenmek, dilsize konuş demekten farksızdır." Bu bayram hakkında ilk defa yazıyorum.Çünkü durumun farkındayım.Gösterişçilik etmenin, içi boş bir kavrama katılmanın ne manası var?Önce bayram edecek hale gelelim diyeceğim.Dili istediğimiz gibi tepelerken, çıkıp üstünde oynamaya bayram diyorsak bu doğrudur.Buyurun bayram edin! Cumhurbaşkanı'ndan tutun da onu...
Göç meselesi hiç şüphe etmiyorum, planlı programlı bir iştir. Türkiye'yi bozmanın ayaklarından en önemlisidir.Size artık "Türkiye Türklerindir" dedirtmeyeceğiz diyenlerin dini kullanarak bizi kandırmaya çalıştıkları büyük oyundur. Bunu dünya bir araya gelse bize yaptıramazdı.Biz yaptık.Din iman diyerek yaptık.Ensar muhacir diyerek yaptık.Ümmet diyerek yaptık.Dini alet ederek yaptık.Dinle...
Yargı Yılı açılışında başka kuvvetler konuşmazdı. Açayım: Yasama, yürütme dinlerdi, sadece yargı konuşurdu. Herkes Yargıtay Başkanı'nın ne diyeceğini merak ederdi. Çünkü yargı birinci güçtür, en azından eşitler arasında birincidir. Herkesi, her kurumun kurallara uyup uymadığını en son o söyler. Son on yılda bu değişti. Yargı bağımsızlığını kaybetti. Açılış toplantıları bile yürütmenin is...
Çok yönlü bir sanatkârdı. Yazardı, oyuncuydu, tuluatçıydı, yönetmendi. Hem Batı tarzı tiyatronun, hem de gelenekli tiyatromuzun ustasıydı. Komik-i şehîr(En meşhur komik) Kel Hasan Efendi'nin kavuğunu taşıyanlardandı. O kavuk tiyatroda devam sembolüdür. Komikliğe dayanan ortaoyunu, meddahlık ve benzeri sanatlarımızın çağımızda devamını temsil eder. Ferhan Şensoy, kavuğu Münir Özkul'dan de...
Nevzat Atlığ, Türk Mûsikîsi'nin zirve ismi. Çok yönlü bir kültür adamı.Klasik kültürün son büyük temsilcilerini yakından tanıma talihiyle şahsiyetini yoğurmuş bir sanatkâr.Doğu'yu, Batı'yı, dolayısıyle dünyayı bilen modern bir Türk aydını.Hayatını Türk Mûsikîsi'ne vermesine rağmen radyoloji laboratuvarını da bırakmayan bir doktor.Bir özelliğini de bu vesileyle söylemeliyim: Şişli'de...