ŞAKİR AKÇA DA GİTTİ
Gazi Üniversitesi'nin kurucu rektörüydü.
Hocaların hocasıydı.
Ankara'nın çok renkli simalarındandı.
İlim, sanat ve spor camiasının müstesna değerde bir üyesiydi.
29 Ekim 1933'te doğmuştu.
Doğum gününe uygun yaşadı.
Ömrünce Cumhuriyet'i ve Atatürk sevgisini herşeyin üzerinde tuttu.
Çok şey yaşadı.
Çok şey biliyordu.
Hatıralarını yayına hazırladığım sırada hayatı üzerinde uzun sohbetler ettik.
Bildiklerinin ve yaşadıklarının pek azının yazılmasına müsaade etti.
Israrlarıma rağmen, yakın tarihimize ışık tutacak olayları ve yorumlarını kitabına koydurmadı.
Türkeş ve Demirel yakın dostlarındandı.
Onları her zaman sevgiyle ve hayranlıkla andı.
Devlet Bahçeli'yi en yakın tanıyanlar arasındaydı, çok az şey anlattı.
Kenan Evren ve konsey üyeleri hakkında şaşılacak şahitlikleri vardır.
Ancak bir kısmını kitabına koydu.
Türk üniversitesinin en büyük ismi, büyük alim ve kurucu, idareci İhsan Doğramacı çok yakınıydı.
Onunla çok iş başardılar.
Kitabını da onun kurduğu Meteksan'da bastırdık.
Türk Diş Hekimliği'nin öncü isimlerindendi.
Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ni kuranlar arasındadır.
Hayatında üç ismin önemli olduğunu söylerdi.
Babası Ârif Akça, Hocası Cihat Borçbakan ve İhsan Doğramacı.
Hatıra kitabına bu üç büyük ismin fotograflarını koymamızı istemişti.
Vefa örneği şahane bir davranıştı.
Kitabı açanlar, önce bu üç ismin fotograflarını görürler.
Her yaz baba ocağı Elmalı'ya gider, bağ-bahçelerinin ve tarlalarının hasad mevsiminde bulunurdu.
"Birinci sınıf çiftçiyim ben" derdi.
Hakikaten tarım konularında ondan daha net konuşan bir kimse hatırlamıyorum.
Bu mevsimde Ankara'da olur ve eski dostlarıyla düzenlediği çeşitli toplantıları başlatırdı.
Gazi Üniversitesinin dekan ve idarecileri ile yaptığı toplantılar özel bir yer tutardı.
Her ay Gazi Üniversitesi içinde yapılan kahvaltılı toplantılara bazen beni de çağırırdı.
Her alandan çok seviyeli güzel hocalarla buluşmak benim için çok besleyici olurdu.
Şakir Hoca, on beş gündür yoğun bakımdaydı.
İkinci defa beyninde pıhtı atmıştı ve bu sefer durum çok ciddiydi.
Maalesef bu sefer çıkamadı.
Ankara'da kendisini bekleyen dostlarını çok sevdiği anadolu tabiriyle "Eli böğründe" bıraktı.
Aziz Hocamın aziz rûhu şâd olsun!ŞAKİR AKÇA DA GİTTİ
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.