"Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra, pazar sabahı kalktığında keyifle eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını hayal ediyordu. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu. Baba, oğluna söz vermişti; bu hafta sonu parka götürecekti onu ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazeteni...
"İki kurbağa derin bir yoğurt kovasının içine düşer. Biri birkaç çırpınıştan sonra, sıçrayarak kovadan kurtulamayacağına karar verir; bir an önce ölüp kurtulmak için çırpınmayı bırakır ve boğulur. Diğeri ise hayatını son nefesine kadar korumak için, elinden gelen her şeyi yapmaya azmeder. Sıçrayarak çıkamaz ama ısrarlı çırpınması ayaklarının altında ummadığı şekilde tereyağı adacığı oluş...
Buda öğretilerinde, yer alan "kör adamlar ve fil" hikayesi: Altı kör adam vardı ve öğrenmeye çok hevesliydiler. Nasıl olduysa "fil" diye bir canlının olduğunu duymuşlardı ancak nasıl bir canlı olduğunu bilmiyorlardı. Fil denilen bu canlının neye benzediğini öğrenebilmek için birisine danıştılar. Danıştıkları kişi "Filin vücuduna dokunarak nasıl bir canlı olduğunu öğrenebilirler" dü...
Herkes bir gün neyin ne olduğunu anlar, ama hep geç anlar nedense! Bu topraklarda, her şeyin bir gün anlaşıldığını ama hep geç anlaşıldığını biliyorum. İdrak tutulması mı desem idrak gecikmesi mi? Çalıyı baştan sürükledik bu sefer. Sonda yazılması gerekeni başta yazdık. Niye mi? Belki sonuna kadar okumak zor gelir iletiyi baştan verelim belki okuyan çıkar… Biz nasıl köleleşiyoruz farkınd...
İster kabul edin ister etmeyin bu ülkede hiç bir şey değişmez. Değişime bu kadar kapalı bir milletle neyi nasıl değiştireceksiniz ? Olmaz … Siyaset din ekseninden çıkartılmadan bağnazlık gerçek Islâm ile yok edilmeden eğitim gerçek anlamda millilesmeden bu ülkede hiç bir şey değişmez. Sadece biz değiştiğini zannederiz. Yüzler değişir o kafa asla değişmez. Zorla değil ya bu ülkede bir şey...
Türk siyasi hayatı demokrasi sınavını salonlarda ve sandıkta verir. O demokrasi anlayışı da sadece genel başkanların iki dudağı arasında kilitlenmiş bir sözcüktür. Bunun aksini düşünmek bile bizdeki demokrasi anlayışı için büyük suçtur. Bu anlayış bütün siyasiler için aynıdır. Koltuğu ele geçirinceye kadar ömürlü bizdeki demokrasi. Koltuk ele geçirildiği zaman bizim demokrasi kürsülere h...
Kardelenler ve hercailer Bir süredir düşünüyorum "neler oluyor bize?"diye. Dün uğruna can vermeyi şeref saydığımız sevgilimizin bugün aykırı ellerde heder olmasını seyrediyoruz sessizce ölü taklidi yaparcasına.Yoksa gerçekten öldük de biz mi anlamadık? Dilimizin ayarı kaçtı. Ülküdaşlık parti hastalığına kurban verildi. Icimiz dışımız çizgisi kırık particilik. Oysa söz vermiştik. Her duru...
Bak güzel kardeşim. Yiğit arkadaşım. Sevgili öğrencim.. Ben size bulunduğunuz yeri asla terk etmeyin demedim. Beni ya yanlış anladın 25 yıl ya da hiç anlamadın… Ben size/sana ; Bulunduğunuz yerde adaleti tesis etmeye mücadele edin dedim. Bulunduğunuz yerde hakkı tutup kaldırın dedim. Bulunduğunuz yerde zalimi sevmeyin zulmü alkışlamayın mazlumun yanında durun dedim. Fikrinizi inançlarını...
Tel örgüler arkasında kayalıklar arasında bir kartal gördüm. Eski kartaldan eser yoktu. Zavallı görünüyordu. Acıdım. Durdum seyrettim bu görkemli kartalı. Eskiden böyle miydi diye düşündüm? Ne kartalı eskiden! Gölgesi bile ürkütürdü. Geniş kanatları vardı bulutlarla yarışan. Yüceliğini bitirmiş gördüm tel örgüler arasında. Belli ki en zayıf noktasından yakalamış usta avcı. Nedir kartalın...