Bilim insanları için söylenen bir söz vardır; "Onların da yirmi dört saati vardı." Bu sözün üzerinde çok düşünmüş, öğrencilerime de yeri geldiğinde çok söylemiştim ama, salgın günlerinden önce 24 saatin tamamını hiç evde geçirmediğim için kendimin nasıl geçirdiği üzerinde pek de durmamıştım. Yerleşmiş, kendiliğinden akıp giden bir düzen vardı çünkü. Bir sabah uyandık ve hayatımız birdenb...
Okuduğum kitaplarla ilgili bir şeyler yazmayı çok seviyorum. Okuduktan sonra yazdıklarım, onları kafamda doğru yerlere koymamı sağlıyor. Üzerine bir şeyler yazdığım kitapların, daha sonra yeri geldiğinde bana yol gösterdiğini birçok kez deneyimledim. Auschwittz Dövmecisi ve Aushcwitz Kütüphanecisi… İkisini de Korona yasaklarının henüz başlamadığı son günlerdeki fuardan almıştım. Farklı y...
#EVDEKAL GÜNLERİMİN EN İYİ ARKADAŞLARI (1) En iyi arkadaşım,Kitaplarımdır benim.Bitmez tükenmez aşım,Kitaplarımdır benim. M.Necati Öngay'ın çocuklar için yazdığı bir şiir… Kitap sevgisini ve güzelliklerini kısa dizelerle çok güzel anlatır. Ben de "hayat eve sığar" "evde kal" sloganlarıyla geçirdiğimiz günleri en iyi arkadaşlarımla geçiriyorum olabildiğince. Bu süreçte okuyup bitirdikleri...
"Sabah uyandıysan, o gün güzel bir gündür." Bir süredir her gün bu sözü kendi kendime söyleyerek güne başlıyorum. Belki bir şarkı sözü, belki bir şiirin dizesi aklımda kalan...Belki de bilinçaltım söyletiyor, bilmiyorum. Mademki hayat eve sığıyor, mademki yeni bir güne uyandım, o halde tehditi fırsata çevirmek lazım Uykunun dışındaki günümü üç bölüme ayırdım. Başlangıç belli, ucu açık......
"Bir bulut olsam, yüklenip yağsamDökülsem damla damla toprağıma.Bir deli nehir, bir asi rüzgar olupKavuşsam kendi toprağıma. Bir çiğ tanesi, bülbülün çilesi; ANNEMİN SESİYLE GÜNE UYANSAM!.. Radyoda yanık içli bir keman, Ağlasa nihavent acemaşiran." ... Çoğu kimse için 23 Şubat 365 günden herhangi bir gündür. Biz Ardahanlılar için ise yılın en özel günlerinden biridir. Ardahan'ın "...
90'lı yılların sonuydu sanırım. Kırıkkale yıllarım. O yıllarda bir grup arkadaşla okula servisle gidip geliyorduk. Erkenden yollara düşer, herkesten önce simit peynirimizle okula gelmiş olurduk. Yardımcı personel olan arkadaşlarımız bizden de önce gelir, okulu açarlardı. Diyelim ki, Ayşe hanımla, Ahmet olsun adları. Çok severdim ikisini de. Çocukları ve işlerini severlerdi çünkü. İşini ...
Annem bize küçükken bir masal anlatmıştı. Yeri geldiğinde de o masalı hep hatırlatırdı. BALIKÇININ KARISI... ...Vakti zamanında küçük bir kulübede fakir bir balıkçıyla haris karısı yaşarmış. Balıkçı her gün gölden balık tutarak geçimini sağlarmış. Bir gün oltasına nasıl olmuş ne olmuşsa, konuşan bir balık takılmış. Balıkçı balığı tam sepete atacakken balık dile gelmiş. Balıkç...
KASIM SICAĞI "Yine aylardan kasım, sanki sende kaldı bir yarım, Her nefesim her anım, sanadır canım." … Güzel şarkıdır. Geçen hafta Eymir Gölü'ne gezi yapmıştık öğrencilerimizle. İçimden hep bu şarkıyı söylemiştim, gölün etrafında yürürken. Ankara'da yaşayanlar bilirler. Çok keyiflidir Eymir'in etrafında yürümek. Şehrin gürültüsünden uzak, sessiz, sakin…Çok ender motorlu taşıt girer içe...
Bu iki sözcüğün kullanımına fena halde takmış durumdayım. Baktığımızda anlam olarak birbiriyle hiç alakası yok. Birisi soru sözcüğü, diğeri ise kamıştan yapılan üflemeli bir çalgı… Fonetik uyumu olsa da semantik olarak yolları hiçbir yerde kesişmez. Ama aynı cümlede kullanabiliriz tabi ki… "Ney nedir?" "Ney sesi ne kadar da güzeldir." "Neyin, tasavvuf musikisinde ne kadar özel bir yeri ...