CORONAVİRÜS NE Kİ?
Coronavirüs ne ki, siz cehalet virüsünü bilir misiniz?
Bu kadar beceriksizlik, bu kadar öngörüsüzlük, bu kadar basiretsizlik, bu kadar gevşeklik ve bu kadar cehalet; işte ülkenin geldiği nokta.
Sonunda dünya tarihinde olmayan bir şey oldu ve milleti topluca sokağa taşıran bir sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
***
Dün iş yerinde arkadaşlarla makara yaparken, "Hafta sonu havalar ısınıyor, evde bunalan insanlar kendini sahillere ve piknik yerlerine atmasın diye iki günlük sokağa çıkma yasağı ilan edebilirler" diye söylemiştim ve gülmüştük. Gülmüştük çünkü hastalığın virüsle temas ettikten on dört gün sonra ortaya çıktığı söylenirken hafta sonuna özel iki günlük sokağa çıkma yasağı düşüncesi ancak gülmelik bir şey idi.
Ne yalan söyleyeyim, akşam yasak haberini duyunca telefonumun dinlendiğinden şüpheye düştüm…
***
Yasak haberini duyan birçok vatandaş don-gömlek sokağa fırlayıp fırın, market ve benzinliklere daldı.
Yaşadığım mahallede, trafik kilitlendi. İnsanlar adeta yarışırcasına bakkal, market ve fırınlara koştu.
Dükkânların önünde bitişik nizam yapılmış sakil apartmanlar gibi görüntüler yaşandı.
Maske kullanma, sosyal mesafe kuralına uymak filan hak getire…
***
Ekranda canlı yayınları seyrederken "İnşallah büyük bir deprem yaşamayız ve savaş çıkmaz. Düşman mermisinden çok bu cahil davranışlar yüzünden ölürüz" diye dua ettim.
***
Lütfen tarihe not düşülsün, uygulamaya iki saat kala sokağa çıkma yasağı ilan edenler ve sadece iki gün sürecek bir yasak için ipini koparan sürü gibi fırınlara, marketlere dalıp kuyruk olan cahiller ile benim oyumun eşit sayılmasını kabul etmiyorum.
Baksanıza, amcanın birisi on kiloluk patates çuvalı diğeri ise soğan çuvalı sırtlamış. Ablanın birisi elinde yırtılan paketteki unlara bulanmış…
Ekmek kuyruğunda tekme tokat kavga eden mağara adamlarına, bir buçuk liralık ekmeği fırsattan istifade beş liradan satan alçağa nasıl sövmeli?
***
Ya şu dayıya ne demeli?
Lan tamam, ekmek ve un stoku yapmanı bir yere kadar anladım da; kucağına bazuka gibi yığdığın 2,5 litrelik kola şişeleri ne için? Banyo mu yapacaksın, yoksa reyisin mitinglerinde hep sövdüğün İsrail'in ekonomisini mi kurtaracaksın?
***
Ya o benzinliklere akın edenler, sokağa çıkamayacakları araba ile caddelerde fink atacaklarını mı sanıyor?
Sorun sigara ise iki gün içmesen ölmezsin, bilakis daha sağlıklı olursun. Sağlığını korumak için çırpındığın bir zamanda, çektiğin her fırt sayesinde sağlığına darbe vuran o lanet şeyin peşinde ne işin var?
Bu neyin kafası?
***
Bir kişinin yemeği iki kişiye, iki kişinin yemeği üç kişiye, üç kişinin yemeği beş kişiye çok rahat yeter. Bu panik, bu izdiham, bu cehalet niye? İki gün dişinizi sıkıp komşularınızla bölüşmeyi, paylaşmayı beceremeyeceksiniz sizinle çetin yollar aşılmaz.
Ölün lan!
***
Hatırlatmadan geçemeyeceğim, büyük başın büyük derdi olurmuş.
Gördünüz mü Büyükşehir şakşakçıları?
Ben büyük şehir olmak iyi değildir, masrafları ağır olur, köyde bedava içtiğin kaynak suyuna bile saat takıp fatura keserler, ahırdaki ineğine ceza yazarlar derken, köyden şehre sadece askerlik işlemleri için inmiş arkadaşlar bana, "Büyük şehir olmanın faziletleri dersi" veriyordu.
İki dakikada kapattılar hepimizi…
***
Yasak kapsamındaki şehirlerin dört bir yanından gelen görüntülere baktıkça kendi kendime, "Yoksa bunlar yine yanlış anlayıp tankın egzozuna atlet tıkayıp vatan kurtaracağını sanarak sokağa çıkmış yığınların 10 Nisan sürümü mü?" diye soruyorum.
Tabi, havuz medyasının şu saate kadar, "Sokağa çıkma yasağını engellemek isteyen cehapeliler, halkı panikleterek fırın ve marketlere akın ettirdi" şeklinde yayın yapmaması veya iktidar sahiplerinin, "Uyguladığımız tuhaf yasak sayesinde Coronayı tabana yayarak gücünü zayıflatmayı başardık. Artık kimse kimseye bulaştıramaz. Bundan sonra herkesin Coronası kendine" şeklinde demeç vermemesi manidar.
***
Dostlar…
Kriz yönetimi bilgisi olmayan kişiler tarafından, "Ben yaptım oldu" modeliyle yürürlüğe giren iki günlük sokağa çıkma yasağı sayesinde gördük ki, "Biz bize yetemeyiz" hatta yetmek ne kelime, maalesef ilk fırsatta birbirimizin gözünü oyarız.
***
Bütün bu yaşananları sabahın ilk saatlerine kadar dikkatlice takip eden hoca, önce saçma sapan bir şekilde sokağa çıkma yasağı ilan edenlere baktı, sonra hepi-topu iki günlük yasak için marketleri, fırınları, benzinlikleri istila edenlere baktı ve o ünlü vecizesini serdetti...
"Çok cahilsiniz, keşke ölseniz!"
Yoksa bu cehalet ve bencillik girdabında hepimiz boğulup öleceğiz…
11.04.2020
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.