GÜN SAZAK ve ŞEHİTLERİMİZ HATIRINA

Eğer "OY" uğruna, "KOLTUK" uğruna, "MENFAAT" uğruna veya herhangi bir şey uğruna bu kutlu "AD"dan taviz veriyor isen bil ki sen bir "Ülkü" eri değilsin...

Neden Sıfat"lara değil, şerefli bir "AD"a sevdalıyız?

"Çoğu zaman rüyama girerler...

Sanki geçit resmi yapar gibi gözlerimin önünden geçerler...

Oruç Reis ile kolkola yürür Yusuf İMAMOĞLU, Dursun ÖNKUZU, Süleyman ÖZMEN, Erdem ARABACI, Ercüment YAHNİCİ ve Gün SAZAK gibi şehitler... 

Uykularım kaçar, kalkar Cenab-ı Hakk'a sığınır, ruhları için dualar okurum...

Ercüment'im gelir aklıma mezar bile dar gelmişti yavruma mezara sığmamıştı onların ruhları bizim varlığımızın teminatıdır.

Allah (c.c) hepsinden razı olsun, mekanları cennet olsun..."

Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ 

... 

Bir sevdanın, yiğit yüreklerdeki nefesidir anlatacağımız direniş... 

ve bir direnişin kulaktan kulağa gelen öyküsüdür bu kutlu sevda...

Sonunu bilir sevdalı! 

Düşünmesine de gerek yoktur zaten...

Çünkü; O'nun derdi taptığının rızasıdır, 

Amacı Türk'ü yükseltmektir, 

Ateşi Turan'dır, 

Sevdası vatandır...

Bu sevda uğruna direnendir sevdalı, ve sevdalıyı sevdalı yapandır direniş... 

O yüzdendir ki; 

Bir çivinin "batmasına" değil, 

Batacak çiviyi çakacak "çekice", ve maneviyatı biçmek isteyen "orak"a, 

Bir gövde gösterisidir bu direniş...

Ne çekiç ne orak ne de ampül ne de başka bir şey farketmez... 

Türk ve yağıları (düşmanları) oldukça süregelen bir yaşayış biçimidir bu direniş. 

Bu öyle bir yaşamaktır ki; Türk'ün kıymeti içindedir, Turan ateşi içindedir, HAK sevdası içindedir, Alem'e nizam verme sevdası, adalet içindedir, Acun(dünya) hakimiyeti mefkûresi içindedir, İyi, güzel ne varsa içindedir... 

Acun hakimiyeti bir emperyalizmi değil, Adaleti ve nizâmı anlatır sevdalılara... 

Örneği de vardır tarihte, bakanlar bilir, bakıp da görmeyen ve bilmek istemeyenler de vardır tabii ki, onların sonu da bellidir... 

Tıpkı "şahlanmışın" altında kalanlar gibi...

Bir düşünce BİN KALKAN, 

Bir kelâm ederken BİN KEZ DÜŞÜNEN, 

Bir söyleyince BİN DİNLETEN,

Bir olunca BİN DEVİREN,

Bir okuyunca BİN IŞIK VEREN, 

Bir sevdaya BİN CAN VERENDİR....sevdalı. 

Bu kutlu sevda uğruna çok salâ okutan, Çok uçmağa varan olmuştur...

Ama... 

Ne vuruşmak; ne de cansız yatan amma "nurlu" bedenlere bakmaktan korkar sevdalı... 

O çoktan gönüldaşı ile, sevdası ile hâl olmuş biridir, 

O can kardaşı ile "hemhâl" olmuşlardandır, 

Adı da bellidir, soyu da, kelâmı da... 

Fikri, dili ve işi birdir, sevdalıların...

ve sevdalıyı ancak ve ancak taptığı Yaradan yargılar! 

Gerisi vız gelir tırıs gider! 

Sevdalının şerefli "ad"ı şerefli tarihimizin sayfalarında; 

Bazen; Ruhi Kılıçkıran, 

Bazen, Süleyman Özmen, 

Bazen Ertuğrul Dursun Önkuzu, 

Bazen Mustafa Pehlivanoğlu, 

Bazen Selçuk Duracık, 

Bazen Yusuf İmamoğlu , 

Bazen Halil Esendağ, 

Bazen Ahmet Kerse, 

Bazen Ahmet Karaman, 

Bazen Alican Karaosmanoğlu,

Bazen Erhan Cengiz, 

Bazen Ali Rıza Altınok, 

Bazen Ayşe Çetinkaya, 

Bazen Cengiz Akyıldız, 

Bazen Fırat Yılmaz Çakıroğlu, 

Bazen Gün Sazak, 

Bazen Abdullah Çatlı , 

Bazen Muhsin Yazıcıoğlu, 

Bazen Alparslan TÜRKEŞ ve bu kutlu dava uğruna salâ okutmuş bir çok yiğidin adları olarak yazar....

Sevdalandığımız "ad" öyle bir "ad"dır ki; Sevdası ile "ayn" olanların adıdır.

Ve dâhi yıkılmamamızın, dik durmamızın yegâne sebebidir...

Bu ad uğruna salâ okutanların yoğrulduğu harçtır fikriyatımızın tapusu... 

Şerefli mâzimizin akıdır şehitlerimiz... 

Davamızın Tapusudur şehitlerimiz... 

Unutmak mı? 

Asla! Ne unutması? 

Unutturmamaktır bizim görevimiz tıpkı bizden öncekiler gibi... 

Ve bu şerefli görev ile nesilden nesile geçecektir şanlı mâzimiz.. 

İşte bu "ad"a sevdalanmamızın sebebidir bu şerefli tarih ve davamızın tapusu şehidlerimiz...

Biz "şehitlerimizi" sadece bir gün değil, her gün hatırlıyoruz... 

İşte bu yüzdendir başımızın öne eğilmesi...

İşte bu yüzdendir kahroluşumuz... 

Şehitlerimiz acep haklarını bize helâl eder mi? 

Ey şerefli bir "AD"ı, şerefi ile taşıyan ; 

Kimsin sen?

Sen; "Büyük Türkistan" diye savaşan bir "er"sin...

Turan Davası ile yanan bir "nefersin"... 

Sen Türk Milleti'nin istiklâl ve istikbâli için elini çözen Kurt Kaya'sın.... 

Sen milleti'nin "kıyâmına" vesile olacak Kür Şad'sın... 

Sen herhangi bir "sıfata" değil kutsal bir "Ad"a sevdalanansın... 

O "Ad" ki uğruna nice yiğitler salâ okutmuş... 

O "Ad" ki sevda bu ad üzerine kurulmuş...

Senin kırmızı çizgin de, cetvelin de TÜRK TÖRESİ üstüne kurulu... 

Türk Töresi'ne ne ters ise sana da ters olmalı... 

Hiçbir şey uğruna şerefinden ve adından vazgeçme can kardeşim!

Sana emanet verile "ad"ından daha şerefli ve daha büyük ne verilebilir ki, 

İnandığın'dan taviz veresin?

Eğer "OY" uğruna, "KOLTUK" uğruna, "MENFAAT" uğruna veya herhangi bir şey uğruna bu kutlu "AD"dan taviz veriyor isen bil ki sen bir "Ülkü" eri değilsin...

O zaman senin diğerlerinden "farkın" ne ki?

Ey şerefli bir "AD"ı , şerefiyle taşıyan; 

Gözünü seveyim sana emanet edilen o şerefli "AD"ını Unutma! 

Bu şerefli "AD"ı günlük siyasi dalavereler ile kirletme... 

Kirletene izin verme! 

Sen şahıs, parti, tabela, makam, mevki, menfaat milliyetçisi değilsin! 

Olamazsın... 

Sen TÜRK MİLLİYETÇİSİ'sin unutma!

Bu karalama 27 Mayıs 1980 günü kahpe bir pusu sonucu ailesinin gözü önünde şehadet mertebesine eren Gün Sazak nezdinde bütün şehitlerimizin hatırına Murat kardeşinizin gönlünden dökülenlerdir...

Türk'e aşıklar oldukça Türk elbet yükselecektir... 

Tıpkı şehid Pehlivanoğlu'nun son mektubunda dediği gibi; 

"Mustafalar ölür fakat milliyetçilik fikri ve mücadelesi ölmez. Yaşasın yolunda kellemi vermiş olduğum Türk Milliyetçiliği..." 

Yaşasın Türk Milleti... 

Yaşasın Türk Milliyetçiliği... 

Yaradan şehitlerimize rahmet etsin, Mekânları cennet-i âlâ olsun... 

Ahd-e vefa müessesini kapatmayan gönüllerden Allah (c.c) râzı olsun... 

Beşere değil! 

Büyük Türkistan Davası'na ve Türk Milliyetçiliği Fikriyatı'na sâdakati şerefi kabul edenlere ve şerefine sahip çıkanlara selam olsun... 

Sevdalıların sevdasıyla "ayn" olması dileğim ile... 

Türk Türk'e sahip çıksın... 

Tanrı Türk'ü korusun... 

Murat ÇALIK