HAREKETTE FETRET DEVRİ
Biliyorum yine ben suçluyum. Her zaman ki gibi benim dışımdakiler haklı. Hem zaten ben nerden bilebilirim ki neyin doğru neyin yanlış olduğunu? Hayatımı yöneten tek insanın ben olduğunu sanıyordum ama öyle değilmiş. Benim adıma düşünen benim adıma karar veren Her konuyu sadece benim için yorumlayanlar varmış. Nereden bileyim? Her şeyi benden çok daha iyi bilen, benim yerime karar veren o kadar çok kişi var ki, saymakla bitirilemez. Kimin hayatını kim yönetiyor? Kim kimin yerine düşünüyor kim kimin yerine karar veriyor? O kadar çok "karar verici" var ki arada ben yok oluyorum. Kabul, herkes benim hayatımın içinde, hatta ruhumun içinde onlar. Onlar nasıl isterse öyle yaşıyorum. Benim yerime kim düşünüyor kim karar veriyor? Kendi hayatımda kendim yokum. Bunun adı ne? Biliyorum bu satırları yazarken bile yine ben suçluyum. Lider teşkilat sorgulanmaz diyenlere karşı durduğum için suçluyum. Ben kendi yerime düşünürüm kendi kararlarımı verebilirim dediğim için suçluyum. Benim yerime karar verilmesine katılamadığım için suçluyum. Yüreğim için fetret devri. Karmakarışık duygular içinde hapsolmuş benliğim haykırıyor sen suçlusun… Harekette fetret devri böyle başladı işte. Benim yerime düşünen karar verenler ile başladı fetret devri. Her seçim öncesi de iyice ortaya çıktı bu parçalanmış görüntü. Kim daha ülkücü kim daha büyük ülkücü kim daha çok yattı kim daha çok işkence çekti buyurun meydana. Işte fetret Fikirde fetret Dilde fetret Başlıyor her seçim öncesi. Izmır adayı en son tartışma konusu. Tartışma öyle böyle değil. Kırıcı ifadeler hakaretler havada uçuşuyor. 1.Adam chp adayı beyler size ne oluyor?
2. Sizin aday çıkarabilecek bir yapınız var mı?
3. Biz kaç kişiyiz? (Bin onbin yüzbin milyon) Peki sayıların bir hükmü var mı? Milyon olsak ne anlam ifade eder. Kurumsal bir yapımız yok ki ağırlığımız olsun.
Ülkücü elbette soyer'e oy vermez. Düşmanımın düşmanı dostum diyemez ama sandığa gitmez gizli destekçi olur ancak bulunduğu yerdeki güçlü siyasi yapıya. Sandığa gitmeyen her oy beğenmediğiniz yapıya gizli oy vermek demektir. Yine de Izmir kavgasında ülkücüler birbirini kırmasa keşke diyeceğim ama boş bir umut. Üstelik bu hastalık yeni de değil. Hasan Özdemir kimdir? Bu Hasan Özdemir ile bir araya gelip ülkücülük edebiyatı yapanlar kimlerdi? 5 Ekim 2000 kongresinde Nur Sefa Pandar'ı bu partinin Genel sekreterliğine kimin atadı? Ahmet Selim Yurdakul'un Cevat yurdakul'la bağlantısı var mıdır? AKP Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven'in 1977'de ülkücü Hüseyin Uçar'ı öldürmekten hüküm giymiştir. Buyurun dün bunlara oy vermedik mi? Bugün niye zıplıyoruz? Ülkücüler kurumsallaşmasını tamamlamadığı sürece bu tartışma bu fetret devri sona erecek gibi görünmüyor.
Muhabbetle kalın efendim.
Doğan Ay
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.