KARİKATÜRK
Zaman zaman "Karikatür ülkeyiz ve hepimiz bu devasa karikatürün içinde birer objeyiz" dediğimde kızıyorlar.
Ülkeyi ve insanlarımızı karikatür gibi görerek basite aldığımı, küçümsediğimi düşünüyorlar...
Önce şunu belirteyim, karikatür çok önemli bir mizah unsurudur. Ve her zaman söylediğim gibi mizah yapmak için zeka gerektiği gibi onu anlamak için de zeka gerekir...
Kafa işidir yani...
Hem de büyük bir arıza...
***
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kedicikli Adnan Hoca için: "İnşallahlar, maşallahlar havada uçuşuyor, dini bir takım referanslar ve orada dansöz oynatıyorsun, böyle bir şey olabilir mi? Tamamen akli dengesi bozulmuş "dedi.
Adnan Oktar ise "Kerhanelerden alınan paralarla, vergilerle maaşlarınız ödeniyor" cevabı verdi.
Fıkra gibi...
Muhafazakar hükümetimizin saygın bir gazetesinde köşesi olan, kaplan gibi bir kadın yazarımızın: "Genelevler ya kapatılsın ya da İslami usullere uygun hale getirilsin. Her geneleve bir imam atanmalı ve muta nikahıyla insanımızı zina yapmaktan kurtarmalıyız" talebi gerçekleşirse vah Diyanet vah...
Düşmeyin Adnan'ın diline...
Bu arada bazı arkadaşlarım soruyor: "Kanalına yüklü ceza geldiği için mali yönden sıkıntıya düşen Adnan Hocaefendi Hazretleri, kediciklerini sahiplendirecekmiş doğru mu? Nereye müracaat edelim?".
Kayyum atanmak için isim yazdırmak isteyenler de bayağı çoğalmış...
Sayın yetkililer, ahali bir açıklama bekler...
***
Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan,Ankara'da yapılan Güvenli İnternet Günü programında konuşma yaparken programın sunucusu olan "Sanbot" isimli robot araya girerek "Yavaş konuş, ne diyorsun anlamıyorum" demiş.
Konuşma sırasında sözleri robot tarafından sık sık kesilen Bakan, sinirlenip "Robotu kim kontrol ediyorsa onun gereğini yapın lütfen" diye azarlamış.
E, karşımızda robot da olsa bir "zeka" var. Bir profesör "Ben okumamış, eğitimsiz, cahil halka güveniyorum" diye boşuna mı söyledi? Sen konuş, o dinlesin kaval gibi. Sormasın, sorgulamasın; sadece alkışlasın...
Sonra: "Biz niye Japonya olamıyoruz?"
Dünyada bir ilke imza atıp robotla yaptığımız kavgadan sonra, bi b.kumuz kaldı; kavga etmediğimiz...
Lâkin o da yakındır...
Japonya mı? "Uzak" doğu'da...
***
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba, köyüne geri dönen çiftçi ailelerine 300 koyun, koyunlara bakanlara ise asgari ücret üzerinden maaş verileceğini söyledi. Ayrıca sigorta yapıp, yem, ilaç ve veteriner desteği sağlayacaklarmış.
Haber öyle bir ballı ki, yorulmasınlar diye lokmaları çiğneyip vatandaşın ağzına öyle koyacak nerdeyse...
Buğday ambarı ne taraftaydı?
Valla ben 500 koyun teklif ediyorum, hükumeti komple bırakıp köylerine dönsünler...
***
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan geçen hafta Müge Anlı'nın programına konuk olup okuma-yazma seferberliğine destek vermişti. Müge Anlı'nın eski eşi Burhan Akdağ, Erdoğan'a bir mektup yazarak "TV ekranlarında sunduğu programda 16 yıldır görüşmeyen baba-kızları buluştururken gayet iyi oyunculuk yeteneği sergileyen Müge Anlı'nın kendi kızını 11 yıldır babası ile görüştürmemesi nasıl bir tutarsızlık, nasıl bir karakter zaafiyetidir?" diye sormuş.
Haberde isimleri geçenleri görünce aha da yapacak mizah bulamadım, mutlu musunuz?
Bir koşu Nagehan'ın keçilerini otlatıp gelelim bari...
8.2.2018
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.