Nur Yüzlere sinen psikolojik tehdit
80 yaşında nur yüzlü, sakallı amca "Altmış yıldır seçmenim, ben böyle bir dönem yaşamadım" diyor ve arkasından ilave ediyor; "İsterlerse beni hapse atsınlar".
...
Ülkemizde Cumhur ittifakının sebep olduğu şartların muhalif düşünce üzerinde yarattığı psikoloji budur, maalesef. (Artık hükumeti AKP hükumeti olarak değil, Cumhur ittifakı hükumeti olarak görüyorum)
...
Oysa amcanın söylediklerinde hiç bir sakınca yoktur. Mesela Almanya'da bir Almanya vatandaşı "Altmış yıldır seçmenim, böyle bir dönem yaşamadım" dediğinde, bizdeki nur yüzlü amca gibi hapse girme tehditini hisseder mi sizce; etmez, hatta ima edene kızar.
...
Dolayısıyla, AB üyeliğinin yolu vatandaşına günlük yaşamda sağladığın güven, kazandırdığın itibardan geçer. Ama siz gene "Bunlar var ya bunlar; ezanımıza kast ediyorlar" deyip günü kurtarıp, iktidarınızı muhafaza etmeye çalışacaksınız. Size lazım olan da budur zaten.
Vekil transferleri meselesi.
CHP ve İYİ PARTİ arasında yaşanan 15 vekil meselesi; köye su akmasın diye gözeye odun çakan hain ile gidip o odunu söken vefalı arasında geçen bir olay gibidir. Bugünlerde yaşanan vekil transferi ile hiç bir benzer tarafı yoktur.
...
Siyasette vekil transferi ile partilerine yapabilecekleri kalleşliklerin önüne geçmeye yönelik; İYİ PARTİ'nin öncü olması dileğiyle, diğer partilerden istifa ederek İYİ PARTİ'ye geçmek isteyen vekillerin bu taleplerinin karşılıksız bırakılacağının bir manifesto ile ilan edilmesi Türk demokrasi tarihine geçecek olan ortaya konmuş bir tavır olacaktır.
...
İYİ PARTİ farkındalık mı yaratmak istiyor; alın size farkındalık.
...
Bir partiden seçilip, başka bir partiye geçmek; seçilmiş olduğu partiye yapılan bir tür kalleşliktir.
...
Adam o kadar içten pazarlıkla gelmiş ki; ayrılış gerekçesini bile izah etmekten aciz, öz güven yoksulu, zavallının teki.
...
Tek şartla masum görülebilir; partisinin bir şeklide varlığının sona ermesi veya partisinden ihraç edilmesidir.
...
Eğer gün gelir paşa gönlüne göre partisinden ayrılıp, İYİ PARTİ'ye gelecek hiç bir vekilin benim nezdimde zerre kadar itibarı olamayacak; adam yerine koyup, selam dahi vermeyeceğimi beyan ederim. Tabi ki vekillikten de istifa edip gelenin başım üstünde yeri vardır.
...
Benim emeğim, göz nurum, fedakarlığım ile vekil olup, sonra bu sıfatını başka bir partiye taşıyan; inşallah gittiğin yerin tabutuna çivi olursun.
Külliye ziyareti ve yankıları
İYİ PARTİ yönetiminin Külliye'ye gitmesini kendisine uygulanan yok hükmünü, müsebbibi olanlara fark ettirmek ve adeta devlet politikası haline gelen İYİ PARTİ'ye uygulanan ambargoyu delmek şeklinde görmek mümkündür.
...
Cumhurbaşkanı Erdoğan Meral Hanım ile göz göze gelmekten bu sefer kaçamamıştır. İYİ PARTİ bir imkanı kullanmıştır, davete icabet etmeseydi "Yok görülmesini" adeta meşrulaştırmış olacaktı.
...
Eğer ille de bir eleştiri yapmak gerekiyorsa; Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sorun bakalım; kurulduğu günden beridir hiç bir şekilde muhatap olmadığı İYİ PARTİ ve onun genel başkanını niçin Külliye'ye davet etmişlerdir.
...
Erkeklerinin beyefendi, kadınlarının da hanımefendi duruşunu beceremeyenlerin; Meral Hanım'ın son derece nezaket içeren hanımefendi duruşunu teslimiyet şeklinde yorumlamak tam da yobaz bir zihniyetin tezahürü olarak görmek lazım.
...
Bu edep ve adaplı vücut dilini yanlış yorumlamak eğitim meselesi olup, o da muhataplarının sorunudur. Külliye'de muhtemelen atıl duran bir çok oda vardır, Meral Hanım'dan rica edilirse gider, "Adabı muaşeret dersi" olarak anlatır.
''Milletin ittifakı'' sonuç almak için gereklidir, devam etmelidir.
Cumhur ittifakı karşısında başarılı olmak için yine karşısında karşıt bir blokun oluşması gerekir.
...
Mesela iki örnekle ne demek istediğimi anlatmış olayım. Eğer İstanbul, Ankara için CHP ve İYİ PARTİ ittifak yapmayacak olurlarsa; belediye başkanlığı AKP'ye hediye etmiş olacaklardır.
...
Ankara'da Mansur Yavaş, İstanbul'da İlhan Kesici Cumhur ittifakına karşı kazanacak isimlerdir.
...
Rasyonel düşünce bunu gerektiriyor ama bize sonuç getirmeyen aidiyet duygusunu ile kurumsal ego tatmini adına hareket etmek de ayrı bir seçenek. Sonuca odaklı ve de tek adamlı rejimin gücünü kırmak istiyorsak Cumhur ittifakı karşısında ittifak arayışları devam etmelidir. Millet ittifakı devam etmelidir.
Prensip olarak atama yönetimlerde olmayacağımı beyan ediyorum.
Ben gene sözümü başından söyleyeyim de; sonradan gelişmeler karşısında kendimi rahat hissedebileyim.
...
İYİ PARTİ Genel Merkezi tüm il başkanlarına yeniden yapılanma için istifalarını vermelerine yönelik tavsiye kararı almış.
...
Mahallelerimizde delege seçimi ile başlamak üzere; irademizle tecelli edecek teşkilat yapılanmasından yanayım. Dolayısıyla, atama usulü oluşacak yönetimlerde bulunmak istemediğimi şimdiden beyan ediyorum.
...
Eğer yine atama yönetimlerle seçimlere gidilecekse değişen bir şey olmaz, mevcut arızalı durumlar ne ise bu sefer kahramanları değişecek ama aynen devam edecektir. Hatta iddia ediyorum ki; böyle bir süreçten parti daha çok yıpranarak çıkacak, kaş yapayım derken göz çıkarılmış olacaktır.
...
Gerekçenin, mahalli seçimlere hazırlık şeklinde açıklansa da; bu sefer ki aceleciliği mazur göremeyeceğim, seçimli teşkilat yenilenmelerinden yanayım. Bu partinin, mahalleden başlamak üzere en tepeye kadar tüm teşkilatlarının seçimle oluşmasını istiyorum. Çünkü partinin gerçek anlamda kurumsallaşabilmesinin bu yolla mümkün olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte gönlümden geçenler olmayabilir ama elbette parti üyeliğim de, bireysel katkılarım da devam edecektir. Yapmak istediğim, yıllardan beridir benimsediğim ilkesel kararımın tutarlı şekilde takipçisi olup, gereğini yapmak.
''Reiz milliyetçi olmuş'' yapma yahu!
Yahu yapmayın, etmeyin arkadaşlar; hemen yelkenleri indiriyorsunuz, söylenenleri unutuyorsunuz. Neymiş efendim; Anıtkabir defterine "Büyük komutan ruhun şad olsun" demiş.
...
Niyet detaylarda gizli bilesiniz. O cümlenin devamı nerede peki. Türkçe'mizde yaygın kullanışıyla "Ruhun şad, mekanın cennet olsun" denir. Oysa ki niyet tam anlamıyla hasıl olmuş mu dur, hayır. Mustafa'yı söylüyor, Kemal'i söylüyor, komutanı da söylüyor sıra Atatürk'e gelince dilleri lal oluyor.
...
"Keşke Yunan galip gelseydi" diyene; soruyoruz ne yapıldı. Hastahanede en güçlü makam tarafından ziyaret edildiği gibi sağlığının da devletin kontrolünde takip edildiğini düşünüyorum. Bu olup, bitenleri nasıl unutabilirsiniz.
...
Milliyetçilik yükselen değer ama ancak bizim dünyamızda bir anlamı var. Birileri bu enstrümanı bilerek değil, bilmeyerek çalıyor. Zaten çıkan sesten hemen de kendini ele veriyor.
...
"Ruhun şad olsun" diyorsun, peki mekanının cennet olmasını niçin layık görmüyorsun. muhterem. Dedim ya; niyet detaylarda gizli.
...
Büyük önder, yüce Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk; başta sen olmak üzere bağımsızlık mücadelemizde emeği geçen tüm silah arkadaşlarının ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Ruhunuz için Fatiha.
Be hey şaşkın; kimi kiminle kıyaslıyorsun.
Atatürk zaferi Anadoluyu işgal eden emperyalistlere karşı kazanmıştır; bizatihi devlete yerleştirdiği hainlere karşı değil.
...
Dolayısıyla, birilerini Atatürk ile yarıştırırken boşuna ıkınmayın bir şey çıkmaz. Nedir bu fütursuzluk, haddini bilmezlik Allah aşkına.
İYİ PARTİ korkusu beraberinde ambargo da devam ediyor.
Habertük TV'te tartışma programı izliyorum. Benzerini CNN Türk TV'de de izliyoruz; aynı format.
...
Habertük'de bir yandaş yazar, iki yandaş akademisyen; birisi aynı zamanda rektör. İki kişi CHP milletvekili ve diğer altıncı kişi, MHP'li görünümlü, yandaşa takviye gazeteci.
...
Manzara gösteriyor ki; İYİ PARTİ'ye bilinçli ve sistematik şekilde ambargo uygulanıyor. Ancak işin garibi CHP'siz de hiç bir program yapmıyorlar. Hep derim ya; AKP'ye daima "Bunlar var ya bunlar; camileri ahır yaptı" diye kum torbası niyetine yumruk atıp, güç alabilecekleri bir enstrüman lazım onun için de belli ki CHP'yi seçmişler. Çünkü bu anlamda geçmişe yönelik, İYİ PARTİ'ye söyleyebilecekleri yeterli done ve yaşanmışlıklar yoktur.
...
Aslında Cumhur ittifakının İYİ PARTİ tedirginliği bir anlamda beni umutlandırıyor. Bundan anlıyorum ki; Cumhur ittifakı hegomanyasının "Kilit taşını" yerinden söküp atacak ciddiyette bir alternatif olarak İYİ PARTİ görülüyor.
İşte bunu alkışlıyorum.
Hükumet, taşa toprağa yatırım yaptırarak zengin ettiklerine krizin maliyetini yansıtmayı nihayet akıl edebildi. Konut satışlarında %10 indirim kampanyası başlattı.
...
Bu arada vatandaş, aldığı konut için ödeyeceği peşinatı dövizini veya altınını bozdurarak yaparsa ve ileriki günlerde bunlarda değer artışı olursa; oluşan fark konutun fiyatından düşülecekmiş.
...
Çok güzel düşünülmüş, tebrik ederim. Bu operasyon bana 15 Temmuz'un hemen ertesi günü binlerce fetöcü savcı ve hakimin tutuklanmasını hatırlattı. Çünkü onların hepsi bizatihi AKP hükümeti tarafından biliniyorlardı.
...
Şimdi de içinde bulunduğumuz ekonomik krizi aşmak için haklı olarak hemen hükumetin aklına zengin ettiği; taşa toprağa yatırım yapan müteahhitler geldi. Müteahhitlere deniliyor ki; sayemizde çok kolay paralar kazandınız. Artık bundan sonra az para kazanacaksınız ama aynı zamanda ekonomik krizini aşamada katkı sağlamış olacaksınız.
Devletin bekası bahane, rejim değişiyor şahane
Ülkede ekonomik krizmiş varmış; oymuş, buymuş, şuymuş hepsi tıraş. Baksanıza adamın elinde bir portre, asacak yer arıyor.
...
T. C Devleti üzerinde her türlü oyun oynandı ve aynı zamanda bu oyunlar sırasında gizli bir ajanda da olmalı ki; yazılmış olan her şey kendi mecrasında kesintisiz uygulanmakta.
...
15 Temmuz oldu aynı iktidar, ekonomik kriz oldu aynı iktidar. Ama çok garip değil mi; her ne hikmetse işler kötüye gittikçe, devletin üzerinde sistem dahil yapısal değişiklikler de yine aynı iktidar döneminde gerçekleşiyor.
...
Elbette devlet ve milletimiz için bir beka sorunu var ama bunun kaynağının içten mi, dıştan mı olduğu doğrusu belli değil. Dolayısıyla düşman deyince kim veya kimleri anlayacağımız da belli değil. Mesela en büyük ihanet şebekesi maalesef "Ne istediniz de vermedik"lerimizmiş. Peki bugün için de bir başka "Ne istediniz de vermedik"lerimizin tezgahına gelmiş olamaz mıyız.
...
Genelde demokrasi ile yönetilen ülkeler de dahil olmak üzere devlet dairelerinde, resmi yerlerde; uygun yerlere o devletin kurucusunun resmi asılır. Eğer bugün T. C Devletinin kurucusunu rahmetli Gazi Mustafa Kemal Atatürk olarak kabul ediyorsak ve de buna rağmen resmi dairelere Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi asılacaksa; bu topraklarda kurucusunun Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğu yeni bir devletin kurulduğunu gösterir ki; diyelim ki niyet bu olmasa bile algılarla yönetilen toplumun varacağı yer, alacağı hal belli değil mi.
...
Sayın iç işleri bakanı Süleyman Soylu, toplum yeterince gerildi. Lütfen gerginliği ve ayrışmayı tetikleyen icraatlardan kaçınınız. İnanın ki Sayın Erdoğan'ın resminin duvarlara asılması onu yüceltmeyeceği gibi aksine AKP'yi Baas Partisi, Erdoğan'ı da onun lideri konumuna sokar. Ama "Yok biz de Atatürk gibi yeni bir devlet kurduk" diyorsanız; onu da yüreklice çıkın söyleyin öyleyse.
...
Toplum ayrışma için değil, bütünleşme için vesileler arıyor. Lütfen bu vesilelerin öncüsü siz olun. Umarım başta Sayın Erdoğan olmak üzere, hükumetin aklıselim yöneticileri sizin niyetinize geçit vermeyeceklerdir diye düşünüyorum.
Bir akademisyenin siyasi yandaş olma ayıbı
Salmanmısın, söğütmüsün her neysen; senin lider dediğin adam Atatürk'ün yanında cüce bile değil. Def-i hacetin daha Haliç'e inmedi ki; Marmara'da zerre olmaya çalışıyorsun.
...
Lider o ki; ülkesini hainlerden, işgalcilerden temizleyip, devlet kurmuş. Lider o ki; işgalcilerle yönetime gelip, ülkeyi hainlere teslim etmiş.
...
Senin paşa gönlün istiyor diye birileri lider de olmaz, kahraman da olmaz. Dolayısıyla, özellikle Atatürk sonrası gelmiş geçmiş hiç bir parti liderini Atatürk ile kıyaslamak; sahip olduğun zeka ile mümkün olabilse de; sakın bir daha yapma, sonra essah sanırlar.
Fetö ve siyasi ayağı
Çıkarılacak özel bir kanun ve buna bağlı zorunluluk gereği "fetö'nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması" süreci başlatılana kadar Cumhur ittifakının fetö ile mücadelesinin samimi olmadığına inanmaya devam edeceğim.
...
Toplum vicdanı; aynen siyasilerin de diğerleri gibi başkaları eğilerek arabalara konup, götürüldüklerine şahit olmak istiyor.
Boğa Ferdinand
Boğa Ferdinand kadar inanmış ve adanmışlığı olmayan insanlardan ne olabilir ki; hiç bir halt olmaz. O artık benim "Adamım".
...
Boğa Ferdinand, hakkında verilen hükme itiraz etti. "Has.tirin lan, ferman sizinse denizler benim" dedi; isyan edip, kaçtı. Azim ve kararlılık dolu ve aynı zamanda oldukça riskli bir yolu tercih ederek kendisini Karadeniz'in sularına bıraktı.
...
Evet, muktedirler değil Ferdinand kazanmıştı. İnsan aklı karşısında "Hayvan" azmi bu sefer galip geldi.
...
Çocuklarınızın ders çalışma masasına artık bundan böyle "Boğa Ferdinand"ın biblosunu koyun, yanına da "Eğer sen de inanırsan başarırsın" notunu düşün.
...
Haluk Levent'e Ferdinand Boğa'ya yaptığı jest için teşekkürler.
Mehmet Soral
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.