ÖLÜMÜ ÖLDÜRENLERE
Bir zamanlar deli gönül vururdu arşın tavanına,
hayallerim yırtardı görklü göğün acı fecrini,
şimdilerde ise ne gök kaldı,ne doruk mavisi,
hayallerde,güzel insanlarda güzel atlara binip gitti.
Sen ki ; ey kara kışın son bulmaz bahârı,
derdimle dertlenen karanlık sokakların ihtişamı,
çankaya yokuşunda avaz avaz bağırdığım adını,
cemreler düşmüş nurânlı gamzende kaybettim.
Mihmandar gönlüm kapılmış serin rüzgarlara,
mâhmur bestelerle yolcu ettim hanlar otağına,
art arda eskitiyorum kara kışı,zemheriyi,
dalgınlığım son yaktığım sigarama..
bir anda yitip gitti yaşanan o güzel günler,
meğer yalancıymış yüreğime ektiğim güller,
sigaramın son dumanını çekiyorum iliklerime,
veda ediyorum yokuşunda ektiğim güllerime.
Kurdun eksik olmaz yarası demiştik ya vaktin birinde,
yağlı urgan geçirildi el değmemiş tenimize,
cebecinin ithaf ettiği vakit tam asılmak vakti,
kulakta çınlar;zalime nar,bize de dar ağacı düştü.
Sağ yumruğum havada, haykırıyorum son kez,
asla yanıltmadı mücadelesini verdiğim fikir ,
bizimde okunur selamız karanlık sokaklarında,
bizimde okunur, çankaya yokuşunda türkümüz.
biliyorduk, ayrılık böyle olacaktı günün birinde,
karanlık sokaklardan korudu,ettiğin buhranlı dualar,
hakkını helal eyleyesin sevgili annem,
kim bilir, boynuma yağlı urganı şimdi hangi cellat bağlar.
Babamın emanet bıraktığı sevdaya ithafen hepsi,
ezel meclisinde kurmuşlar üç çatallı kahpe divanı,
suçum, dudaklarımdan sarkan bıyığımmış,
bir intihar komandosuyum seksenlerden kalan,
namluma sürdüğüm son kurşunum alacak canı..
Telif Hakkı
© Hüseyin Erdoğan @tahtapod.com|Tüm hakları saklıdır.
Yayınımıza abone olun
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.