SOYKIRIM
II. Leopold ismini duyan var mı? Kendisi küçük şirin bir Avrupa devleti olan Belçika'nın 1865-1908 arasında hüküm sürmüş kralıdır. Sömürgesi Kongo'da yaptıklarıyla Hitleri bile kıskandıracak bir vahşete imza attı. Öldürdüğü on milyon insan yanında milyonlarca insanın el ve ayaklarını kestirdi. İnsanlara ceza vermek için küçücük çocuklarının bile el ve ayaklarını kestiriyordu. (Merak edenler buradan detayları görebilir)
Ancak konumuz bu korkunç soykırımdan ziyade Ermeni soykırım iddiaları için canhıraş şekilde meclislerinden karar çıkartan ülkelerin bu konuda meclislerinde bırakın soykırım yasaları çıkartmayı stratejik bir suskunluk içine girmeleridir.
Bu suskunluk aslında yazımıza konu olan Ermeni soykırım iddialarının neden bazı ülkelerin meclislerinden geçtiği sorusunun cevabını barındırmaktadır. Mesele asla ve asla insani bir hassasiyet değildir. Öyle olsaydı bu ülkelerin hepsi benzer bir hassasiyeti Belçika'nın Kongo'daki soykırımına karşı da gösterirlerdi. Demek ki bu soykırım yasası geçiren ülkelerin derdi ilkesel değil jeopolitik hesaplara dayanıyor. Bu jeopolitik hesapları anlayabilmek için bir Kafkasya haritası açıp Ermenistan'ın konumuna bakmak yeterlidir.
Gerek ülkemizde gerekse yurtdışında çeşitli ülkelerin meclislerinden geçirilen sözde Ermeni soykırımı yasası kendi kendisini doğrulayan bir yol izleyerek ne kadar çok mecliste yasalaşırsa o kadar gerçek ve haklı bir iddia olduğu iddiasındadır. Oysa yukarıdaki basit ilkesizlik hasebiyle tüm bu meclislerin kararları yok hükmündedir.
Peki bu soykırım iddialarının sebebi nedir? Tarihte yaşanan bu karşılıklı cinayetlerin tek taraflı bir soykırım olarak nitelendirilmesinin ardındaki sebep sadece küresel jeopolitik hesaplar mıdır? Soykırım iddialarının canlı tutulmasının sebepleri oldukça çeşitlidir. Bu sebepler detaylı şekilde incelendiğinde soykırım iddialarının gelecekte de dipdiri şekilde karşımızda olacakları anlaşılacaktır.
Nedenlerden en önemlisi ekonomiktir. Öyle Ermeni halkının tarihsel travması filan değildir. Ermenistan ekonomisi 2017 yılı rakamlarıyla 11,5 milyar dolarlık küçük bir ekonomidir. Ermenistan neredeyse hiçbir şey üretmeyen yoksul bir ülkedir. Ülkede arkaik tarım faaliyetleri yanında birkaç rom fabrikası dışında kayda değer üretim yoktur. Eski sovyet ülkelerinin tamamında görülen kronik rüşvet ve yolsuzluktan muzdariptir. Ermenistanın bu koşullar altında yaşamına devam edemeyeceği aşikardır.
Ermenistan bu ekonomik çıkmazdan kurtulmanın bir yolu olarak Soykırım iddialarını kullanmaktadır. Amerika ve Avrupada bulunan Ermeni diasporasının anavatan hassasiyetini canlı tutmak ve her yıl milyarlarca USD tutarındaki bağışların devam etmesini sağlamak ancak ve ancak korkunç bir düşman sayesinde mümkün olabilir. Bu düşman Türkiyedir. Ermenistan bu sayede batılı kiliselerde ve hatta ilköğretim okullarında bile çocuklardan "mağdur hristiyanlar" için bağış adı altında yardım toplamaktadır. Bu toplanan paralar resmi olarak 3 milyon gayrıresmi olarak yoğun göç nedeniyle 2 milyona kadar düşen bir ülke için çok ciddi bir meblağa tekabül etmektedir. Amiyane tabirle Ermenistan soykırım yalanıyla batılı hristiyan toplumları söğüşlemektedir. Toplanan bu para yoksul Ermenistan halkından ziyade Ermenistan'da soykırım propagandasını sistemli şekilde yürüten küçük bir azınlığın cebine gitmektedir. Sözde soykırım iddiaları bu azınlığın geçim kapısıdır.
Ermenistan bu iddialara sadece diasporadan gelen paralar nedeniyle devam etmiyor tabiki. Aynı zamanda eğer konjoktür elverirse soykırım için tazminat ve toprak taleplerinin de Türkiye tarafından karşılanmasını ummaktadırlar. Bu sayede savaş meydanında kaybettikleri savaşı diplomatik sinsilik yoluyla geri almayı hedeflemektedir. Talep edilen milyarlarca dolarlık tazminat sayesinde her bir ermeni milyoner haline gelip zengin bir hayat sürmenin özlemini yaşamaktadır.
Jeopolitik ve ekonomik sebepler yanında sosyo-kültürel ve demografik nedenler de soykırım iddialarının temelinde önemli rol oynamaktadır. Ermeni halkı asimile olmaktadır. Fransa ve Amerika gibi ülkelerde yaşayan diaspora çocuklarının çoğu ana dillerini konuşamıyor. Amerika'da yaşayan Ermeniler tek bir şehirde toplanmak gibi ütopik çözüm arayışlarıyla zaman zaman medyada yer alsa dahi sonuçlar diaspora için umut kırıcıdır. Ermeni kimliğinin yok olmaması, asimilasyonun önüne geçmek, yeni nesillerde Ermeni kimliğini pekiştirmek için ortak bir "öcüye" ihtiyaç duyulmaktadır. soykırıma uğrayan atalar söylemi yeni nesiller için kimliklerinin en önemli unsuru haline getirilmiştir. Hülasa Ermeni halkı batılı kültürler içinde yok olmamak için Soykırım iddialarını canlı tutmaya çalışmaktadır.
Ermeni soykırımı iddialarının şüphesiz nedenleri bu üç başlığa indirgenemez. Çok daha geniş kapsamlı nedenler ağı yaratılabilir. Ancak kanaatimce Ermeni iddialarının temelde üç ana nedeni küresel jeopolitik hesaplar, Ermenistan ekonomisinin çaresizliği ve Ermeni kimliğinin asimilasyona direnme aracı olarak kullanılıyor olmasıdır. Soykırım iddialarıyla mücadele ederken bu hususların göz önünde bulundurulması faydalı olacaktır.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.