TANRI DAĞLARI'NIN FATİH’İ HÜSEYİN NİHAL ATSIZ

Sermin Fatma Doğruyol…

O bir öğretmen, eğitimci. 80 ihtilalini ve öncesini bir öğrenci olarak bütün boyutlarıyla yaşamış bir Ülkücü.

Ülkücü gençliğinin o dönemlerde Türk Milleti ve Devletine kasteden, dışarıdan beslenildiği aşikar olan komünist hareketin önünde set olduğu dönemleri birebir yaşamış bir Türkçü..

Kendisi ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Ondan bizlere o dönemleri ve Tanrı Dağları'nın Fatih'i Hüseyin Nihal Atsız'ı anlatmasını istedik...

Sermin Fatma Doğruyol sigarasını yaktı ve derin bir nefes çekerek sözlerine başladı;

*Ülkücü gençlik o dönemlerde Türk Milleti'ne ve Devleti'ne kasteden, dış güçlerden beslendiği apaçık ortada olan komünist hareketlerin önünde set olmuştur. Komünizmle yönetilen ülkelerin durumuna düşmesini engellemiştir.

Türk gençliğinin ateş çemberinden geçtiği o dönemleri ve yaklaşık 15 yılda verilen mücadelemizin göstergesi olan toplantılarımızı, gösterilerimizi, protestolarımızı, boykotlarımızı, bildirilerimizi, kavgalarımızı, kongrelerimizi,

verdiğimiz şehitleri, özellikle de şehidimiz Çetin Koçoğlu'nu asla unutamam... Karlı bir kış günü, üzerine attığımız battaniye ile ebediyete uğurladığımız dostumuz … Öyle sessiz, duygulu bir arkadaşımızdı ki kendisi … Anadolu kokardı her yeri … Öyle masumdu ( Gözleri dolar )

O dönemler dediğim gibi tam bir ateş çemberi idi. Örneğin okula atılan bir bombayla arkadaşımız yaralandı.. Kapının önü kan gölüne döndü.. Okul kıyamet yerine dönmüş durumda.. Ve o durumda dahi o kana basamıyorsunuz … Çünkü o kan arkadaşınızın akan kanı!!!!

Yaptığımız eylemlerin birinde gazetecinin biri bana "Siz Faşistmisiniz, faşistlikle suçlanıyorsunuz ?"diye soru yöneltmişti. Cevabım şu olmuştu: -Evet faşistim, eğer ben Türk'üm demek faşistlikse ben faşistim demiştim. Nasıl ki bir Alman -ben Alman'ım-diyebiliyorsa, ben de pekala Türk'üm diyebilirim" demiştim. Herkes milliyetini dile getirirken haklı, Türk kendi ile gurur duyunca neden faşist oluyor !!

Bizler Atsız Ata'nın fikirleri ile büyüdük ve yetiştik. Atsız'ı da ırkçılıkla suçlamışlardır. Yine tekrar ediyorum, biraz önce de bahsettiğim gibi Türklüğüm'ü haykırmak ırkçılık ise, evet ben bir ırkçıyım….

Yeri gelmişken Hüseyin Nihal Atsız'dan bahsedebilirmisiniz biraz... !!

Hüseyin Nihal Atsız kimdir ?

*Atsız Türk tarihinin unutturulmaya çalışıldığı bir dönemde ortaya çıktı. Türklük, Türkçülük fikriyatını romanlar, şiirler, fikir yoluyla haykıran, Bilge Kağan'ın dirilmiş halidir diye düşünüyorum...

Ayrıca Türk gençliğini silkeyerek onlara milli şuuru aşılayan kişidir. Kırk çeriyle Çin Sarayı'nı basan Kürşat'ın sesidir.

Kara Kağanlar'ın milletine nasıl ihanet ettiğini, milletinin hafızasına kazıyan kişidir. Fikriyatımızı, bizi biz yapan, Ülkücü hareketi mazisiyle buluşturan fikir adamıdır.

Tanınmış bir tarihçi, şair ve Türkologtur.

Onun tarihi araştırmaları, onu milliyet ve Türk tarihi üzerine düşünmeye sevk etmiştir. Gökalp'tan sonra, Cumhuriyet döneminde Türkçülük'ün önderi sayılır.Hüseyin Nihal Atsız, saf, katışıksız bir Türk milleti ister.

Atsız, Türk tarihinin meselelerini ;Türk tarihinin başlangıcı, kadrosu, çağları, isimlerin imlâsı, devletimizin kuruluşu gibi meseleler olarak bildirir. "Devamlı mücadele" fikrinden doğan hayat görüşü, Atsız'ı, toprağı kutsal saymaya ve hakikatin kaynağı görmeye sevk etmiştir. Türk Devleti' ni " ebed müddet " yaşatma ülküsünü savunur. Türk tarihini devletlerin yıkılması olarak değil ;hanedan değişikliği olarak görür.. Yani tarih kesintisiz devam eden bir bütündür.

Ben öğrenci iken Ötüken ve Orkun Dergileri'ni zımbalardık. Atsız Ata ara ara yanımıza gelir, bizleri över, bizlerle şakalaşırdı. Öğrencilere çok kıymet verirdi. Kendisi çok titiz ve çalışkandı. Öğrencisi Adalet Ergenekon Hanımefendi'nin öğrencisi idim ben. Atsız Hoca'yı ondan dinlediğimiz çok olmuştur. Atsız asla mücadeleden kaçmaz, yorulmak bilmezdi. Ruh dünyamızda ihtilallere sebep olan Bozkurtlar, Deli Kurt, Ruh Adam romanlarını her Türk genci okumalıdır diye düşünüyorum. Özellikle Ruh Adam kitabında kendi ruh dünyasının izlerini görmek mümkün.. Onlarla aynı ortamda bulunmuş olmanın haklı gururunu yaşıyorum desem yanlış olmaz ….

Onun güzel bir şiiri ile yazımıza katkıda bulunalım dedi ve sözlerini noktaladı....

"Mazi bizim atamızdır, toprak anamız.
Biri bizi yetiştirir, biri verir hız,
Hakikat ne şu göklerin derinliğinde,
Ne suların şairâne serinliğinde…
Aristo'nun mantığında zerresi yoktur,
Fisagor'da Eflatun'da nebzesi yoktur.
O ne felsefenin ne de dinin hiçinde,
O toprağın asırlardan beri içinde…
Hakikatı bulmak için onu eşmeli,
Yükselmekten birşey çıkmaz, derinleşmeli."

Sermin Fatma Doğruyol'a bize zaman ayırıp bu değerli bilgileri bizlerle paylaştığı için kendisine teşekkür ettik.