TARİKAT VE CEMAAT BATAKLIĞI
Konuya Metin Bilgiç başkanımın tesbitiyle başlayayım:
"Tacizci şeyhe göstermelik 'sapık' çıkışından sonra tarikatçı arkadaşlar yüzleşme yerine inkar yolunu seçerek İslam adına yeniden defans hattı kurmaya başladı. Bu arkadaşlar kendi putlarına sıra gelene kadar karşı mahallenin putlarını kırmaya öteden beri çok meraklıdır. Oysa bu alemde sahte şeyh yoktur, çünkü gerçeği yoktur. Bir şeyin gerçeğini üretmeden sahtesi üretilemez. Hayattaki en gerçek mürşit mantıktır, matematiktir, ilimdir, fendir. Bu kısır döngü "şeyhine tecavüz eden mürit" haberleri ortaya çıkana kadar böyle gelmiş böyle devam eder gider.."
Metin Bilgiç
Karanlık bir dehlize doğru koşar adım gidiyoruz.
Türkiye'nin önü karanlık bu kafa ile.
Tarikat ve cemaatlerin elinde kontrol edilmeyen sorgulanmayan kaynağı tam belli olmayan inanılmaz bir ekonomik güç vardır. Bu gücün kaynağı devlet birimleri ile mutlaka soruşturmalı. Devlet mekanizmasının dışında çığ büyüyen bir güç bugün tarikat ve cemaatler.
Yarınımızı ipotek altına alacak kadar büyük bir ekonomik güç bu. Bu ekonomik gücün ve devleti yönetenlerin vermiş olduğu tavizler bu güce güç katmaktadır. Bunun en güzel örneğini Bülent Arınç beyin bir çok yerde yapmış olduğu konuşmalar vermektedir. Ne diyor sayın Arınç: "Biz varsak siz varsınız."
Çocuk tacizci tarikat şeyhine ceza vermek içinde bulunduğumuz bataklığı kurutmaya yetmez. Bugün bir milyon çocuğun tarikat ve cemaatlerin kontrolü altında olduğu konuşuluyorsa yarınımızı ne kadar büyük tehdit altında olduğu da gösterir.
Devlet bu yapıları mutlaka kontrol altına almadır. Siyasî partiler bu yapıları oy deposu olarak görmekten vaz geçmelidir. Bu yapıların şeyhleri ne iş yaparlar nasıl geçinirler devlete vergi verirler mi mutlaka araştırılmalıdır.
Bu şeyhlerin villaları altlarında en lüks araçları nereden gelmektedir? Bu hayat tarzının kaynağı sorulmalıdır.
Tarikat ve cemaatler bataklıktır. Bu bataklıkların kurutulması şarttır.
Tacizci tecavüzcü şeyhlere dava açmak sivrisineklerle uğraşmaktır.
Gerçek din anlaşılmadan anlatılmadan bu yapılardan kurtulmamız çok zor.
Genclerimizin bir bölümü deizm kıskacına düşerken bir bölümü de tarikat ve cemaatler kıskacında.
Diyanet mi ?
O tatlı uykusunda...
TÜRKİYE İÇİN ÇOK TEHLİKELİ GÜNLER BEKLİYOR BU YAPILAR YOK EDİLMEZSE.
Doğan Ay
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.