Yılmaz Özdil'in Mustafa Kemal kitabının özel basımının 2500 TL ye satılacağının açıklanmasından sonra toplumun bir kesimi ''Bu Atatürk tüccarlığıdır'' derken diğer kesim ''Olabilir. İsteyen almasın'' dedi. Şahsi fikrim Atatürk hakkında yazılan bir kitabın 2500 TL ye satılarak Atatürk'ün ticari malzeme yapılmamasıdır. Eğer Atatürk hakkında bir koleksiyon kitabı basılacaksa Yılmaz Özdil'in...
Solda gördüğünüz kalem BIC marka. Üç farklı renk tükenmez ve iki farklı kalınlıkta kurşun kalem işlevi var.
Almanya'da satış fiyatı yaklaşık 5 Avro.
Sağda gördüğünüz kalem ise Faber Castell markanın tükenmezi. Sadece tek renk yazıyor. Şirketin 250. yıldönümü için özel tasarlanmış ve kısıtlı sayıda üretilmiş.
Almanya'da satış fiyatı yaklaşık 200 Avro.
İyi olmak mı? Kötü olmak mı? Tercih her zaman ki gibi yine size ait. Siz neyi tercih ediyorsunuz önemli olan bu. Iyi olmak kötü olmak iki yol. Iki farklı güzergah. Gideceğiniz yolu seçme belirleme hakkı sizin. Karşımızdakini kırdık mı, üzdük mü hiç önemli değil diye düşünüyorsanız bir yol seçtiniz. Eğer hayattaki önceliklerimiz sırasının en baş kontenjanı kendimize artı...
Dün Fazıl Say, bugün Yılmaz Özdil, bakalım yarın muhalifler tarafından, hangi tanınmış muhalif linç edilecek. Bir muhalefet düşünün ki, Türkiye'nin en çok okunan köşe yazarı ellerinde ve hepsi onu linç etmek için hazırda bekliyor! Ben çok şaşırdım, gerçekten hazırda bekliyorlarmış. Neymiş efendim "Adam çok para kazanmış!" Bana ne bundan? Hem ne güzel işte yandaş ga...
Kötülük ve kurnazlık tanrısı Loki'nin bir gün dişi bir devden çocuğu olur, doğan çocuk canavar kurt Fenrir'dir. Tanrılar bu kurdun dünyanın sonunu getireceği kehanetinde bulunurlar. Tyr hariç hiç biri onun bakımı ile ilgilenme cesaretini göstermeyince bu iş Tyr'e kalır. Fenrir'in büyüdükçe tehlikeli olmaya başladığını gören tanrılar onu zincire vurmayı kararlaştırırlar. Ama bu kola...
Atina'da önemli bir tartışma yapılırken kürsüye Demostenes çıkar; ancak dinleyiciler sürekli kendi aralarında konuşmakta, filozofu dinlememektedir. Demostenes, "Bir hikaye anlatıp ineceğim" der ve anlatmaya başlar: "Uzun zaman önceydi. Bir delikanlı Atina'dan Megara'ya gitmek için bir eşek kiralamıştı. Eşeğini kiraya veren adamın da Megara da işi vardı, beraber yola düştüler....
Ortaokuldayken Tülin diye bir arkadaşım vardı. Bir gün, muhtemelen ilkokul 1 veya 2. Sınıf çocukları için yazılmış, resimli bir Almanca kitap getirmişti okula. Bol bol ayıcık resimleri olan bu kitaba baktık baktık… Bizim dilimiz İngilizceydi, hiçbir şey anlamadık. (İngilizce olsaydı, anlayacaktık sanki...) Resimlere bakarak hikayenin ne olduğunu tahmin etmeye çalıştık. Kitap bende kaldı....
Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa: – Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanı başındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler. Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra: – Ben de buraya ilk defa geliyorum, demi...