Belki bu günlerde en çok karşılaştığım soru: 'Neden HAYIR?' Samimi soranlar tarafından gayet makul bir soru. Değişmeleri istenen maddeleri teker teker inceleyip neye karşı olduğumu açıklamak tabii ki mümkün. Ama meselenin aslı gayet basit: Ben tek bir makamın, beni keyfine göre yaptığı kanun namına suçlayıp, sonra yargılayıp, sonra da kendi kestiği cezayı uygulamasına karşıyım...
Söyleyeyim dinle duyarsın belki
Ben seni onlara değişmem Atam
Yolundan sapmadım hiç bir gün bil ki
Ben seni onlara değişmem Atam
Günden güne referandum sürecine doğru ilerliyoruz. Muhtemel Nisan ayında gerçekleşecek referandum için siyasiler, ünlü isimler ve aklımıza gelebilecek her toplumsal kesim keskin fikirlerini beyan etmeye başladı. Israrla gözden kaçır(t)ılan bir gerçek var ki referandum sonucunda herhangi bir parti iktidara gelmeyecek bizler ülkenin mevcut siyasi, kamusal ve sosyal düzenini ...
Bir zamanlar, üzerinde yaşayan insanların, zenginlikleri ile göz kamaştırdığı, kimselerin dilencilik yapmaya ihtiyaç duymadığı, bayındır ve güzel bir ülke vardı.
Ülkenin hükümdarı Ulus Şah, onun himayesinde ise yaşlı ve bilge bir vezir yaşardı. Ulus Şah, babasının emaneti bilge veziri yanından eksik etmez, onun görüşüne baş vurmadan hükmünü vermezdi. Bilge vezir sayesinde, yurt bayındır, insanlar huzurlu, hazine dolu olunca hükümdar rahat eder, onun sayesinde sorunlarla uğraşması gerekmezdi. Devlet işlerinin, kendine ihtiyaç duyulmadan çözüme kavuştuğunu bilen Şah, gece gündüz demeden yer, içer, eğlenir ve ava çıkardı.
Gel zaman git zaman, bilinesi tek gerçek ölüm gelip de yaşlı bilgenin kapısını çaldığında, yeni bir vezir seçmek gerekti. Memleketin dört bir yanında, makam ve mevki düşkünü yüksek yönetici kimseler, boşluk kabul etmeyen doğa yasasının kendileri lehine çalışmasını umarak içten içe ümitlenip dua ettiler. Sonunda devlet kuşu, içten pazarlıklı olduğundan, henüz ipliği pazara çıkmamış, Ulus Şah'ın nasıl olduysa güvendiği birinin omzuna kondu, sağlam pençeleri ile onu kavrayıp, vezirlik makamına kadar götürüp bıraktı.
Bu vezir, yeni görevine başlayıp da görevini layıkıyla yerine getirdiğine Şah'ı ikna edince, Şah eski rahatına ve umursamaz hayatına yeniden kavuşmuş, devlet işlerini boşlar olmuştu. Fırsat bu fırsattır deyip, vergi toplamakla görevli vekili yanına çağıran yeni vezir ona dedi ki;
Osmanlı Devleti, Kızıldeniz'in güvenliğini sağlamak ve Hint Okyanusu'nda Portekizlilere karşı mücadelede edebilmek amacıyla 1525 yılında Süveyş'te bir deniz üssü kurmuştu.
Buradaki donanmanın başına 1547 yılında Piri Bey getirildi. Piri Reis'in Süveyş kaptanı olarak tayin edilmesinin sebebi o sıralar, Osmanlıların Hint Okyanusu'ndaki yegâne limanı olan Aden'de Âli bin Süleyman el Tavlakî adındaki bir Arap şeyhinin isyan ederek hâkimiyeti ele geçirmiş olmasıydı.
Telif Hakkı
© Serdar Demirtaş | tahtaPod.com - tüm hakları saklıdır.
Ne kadar görgüsüz, ne kadar paçoz olduklarının karinelerinden biri de henüz hayatta iken adlarının oraya buraya verilmesidir. Hani ölür de anısını yaşatmak için adını bir yerlere kapak yapar birileri, anlarız. Adamsı Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı Büyükşehirde Melih Gökçek Bulvarı var. Anlayacağınız veya çoğunluğun tınlamadığından belli ki anlamayacağınız, utanılacak bir kibri bir ö...
Nasıl başlamalı nasıl ifade etmeli? Hayırcı mısın? Evetçi mi? Düşünüyorum zaman zaman. Bir bakıyorum, 'Önce Ülkem' diyen Türkmen beyi hareketin tek lideri Türk dünyasının rehberi milliyetçi Türkiye hedefinin kılavuzu Turan ülküsünün yılmaz bekçisi sayın genel başkan evet diyor. Şimdi genel başkana muhalif olmak ve evet değil demek bana yakışmaz diye düşünüp tamam diyorum kara...
Evrim Teorisine göre, uzun süre kullanılmayan organlar çürüyüp düşüyormuş. Örneğin; insanoğlu kuyruğunu lüzumsuz görme tembelliğinde bulunduğu için o fazlalıktan kurtulmuştur. (Bu durumda, bekârların temkinli olmasında, cahillerin de muhakeme yeteneği veya çıplak olsa da beyin kullanmasında hayatî bir fayda var)… Bu teoriye göre; örneğin devlet adamları salakları, dolaysız olarak cahil o...
Recep Tayyip Erdoğan 31 Mart 2003'te Wall Street Journal'da yayınlanan bizzat yazdığı makalede: "Cesur, genç erkek ve kadınların, en az kayıpla eve dönmeleri için; size, umutla dua ediyorum!" diyerek, Amerika askerlerine dua etti.
Biz karşı çıktık, siz alkışladınız!
***