Karanlığın ardından tan ağartır geceyi,
Saçılır gizli-saklı, 'bilinmez' olur âyan.
Kimsenin duymadığı yasaklı bilmeceyi,
Tek kendime sorarım, cevabı bulunmayan…
Dün gördüm gazetendeki köşende,
Falları yazmışsın halleri de yaz!
Aşk mı var? Para mı? Derde düşende,
Hep davulu yazma, zilleri de yaz!
Gidenler, gelenlere bıraktı yerlerini,
Anonslar hiç durmadı sesli tren garında,
Simitçiler, çaycılar överken eserini,
Kimileri aç kaldı, süslü tren garında.
O nazlı bakışları bir ahu, ceylan gibi,Perçemi omuzuna dökmüş küheylan gibi,Yüzdeki tebessümü gören "Mutludur" sanır,Yüzüne aldanmayın, gülüşü yalan gibi… Kaan ÖZASLAN (17.02.2017)
Kimim? Neyim? Yok mu eşim?
Bilmem, Cahil-i dünyayım…
Bin bir renkle bezenmişim,
Her çaputtan bir parçayım…
Hakikat ilminden nasibin almış,
Alime endişe zuhur eylemez.
Müridi bir hırka ısıtırsa da,
Pîr'i hırkasızlık zebun eylemez.
Mektuplar bitince bozuldu devir,
Romanın, şiirin adı kalmadı.
İstersen yabancı şarkıdan çevir,
Duygunun, efkârın tadı kalmadı.
Sensiz geçen günü yaşadım saymam,
Sadece her günü dünde bıraktım,
Kuşların sesini çoktandır duymam,
Yaşamayı en son sende bıraktım.