Bunca ayrı geçen yıldan sonra, yıllarca tek başına dolaştıktan sonra, sokakta iki başına nasıl yürünür onu bile beceremezsiniz aslında. Sizinki evlilik değil telefon diplomasisidir ve telefonda kol kola ya da el ele yürümek zorunda değilsinizdir çünkü. Önce o avucunuzun içi yanar, öyle sigara yanığı falan degil, okkalı bir ateş topu gibidir o sıcaklık. Tutar sıkıca, öyle sıkar öyl...
Onlar, annemiz, eşimiz, sevgilimiz, kız kardeşimiz… Onlar savaşta arkamızdan ağıt yakan, "mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır" diyerek cepheye mermi taşıyan cesur yürekli kadınlarımız… Bugün kadınlarımızın günü... Aslında her gün kadınlar günüdür. Çünkü onların olmadığı bir hayat düşünülemez. Kadın olmazsa hayat olmaz. Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş'ın bir sözü vardır: "Kadın insandır...
Ülkemizde özellikle Siyasal İslamcıların iktidara gelişi ile çocuk tecavüz ve tacizlerinde inanılmaz bir artış var. İstatistiklerle ne kadar oynanıyor bilemiyorum. Malum enflasyon rakamları gerçeği yansıtmadığını cüzdanlarımızdan biliyoruz. Çocuk istismarında Türkiye'de son 15 yılda neden artış gözlüyoruz? Kız çocuklarına ilk ve ortaokula gitmesi izni 1858'de verilmişti. Ebe okulu, kız ...
Var olman elinde değildi, kadın ya da erkek olarak doğman da. Bilakis doğmana rağmen insan olman elindeydi. Doğmalarına rağmen insan olmaya çalışan o küçük azınlığı, şemsiyeyle kümes kurcalar gibi dürtüklemen de gerekmiyordu, sayın çapı hacminden az, neye öfkeli olduğunu bilmeyen huzursuz kalabalık. Daha yavaş yavaş gelişmeye başlayan bedenlerinin utanılacak yabancı bir olguya dönüşmesi...
Telif Hakkı
© Gizem Yazıcı @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Dün memleketi Malatya'ya Al Bayrak sarılmış tabutla geldi Songül Yarbay, çok sevdiği anacığı kardeşleri, yakınları, tanıyan herkesin yanında, zamanında o kahpe kumpası kuranlara alkış tutanlar, ihracına sevinenler de oradaydı. Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber. Mehmet Akif Ersoy Yarbay Songül henüz 41 indeydi, çok fazla hayali, çok fazla...
Telif Hakkı
© Gizem Yazıcı @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.
Deniz eylülde bir başkadır.
Yok, henüz temmuz ayındayız.. Denizi seyrettiği falan da yok. Barbunya pişirirken dalmış olmalı. Benlikler değişir çünkü, hayatlar değişir, geçmiş ve gelecekte değişir. Us da mekan da değişir.
Kadınlar barbunyayı nasıl isterse öyle pişirir.
Dışarısı hala sıcak
Evin sesinde sessizlik var. Evi temizleyip, barbunyayı ayıklayıp, aklını didiklerken garip şeyler olacağı hissi, sessizlikten ona ulaştı. Radyoyu açtı, hotel california çalıyor. Mutfak dolaplarından kıvırcık saçlı bir genç kızın gölgesi geçti. Masanın yanında duran boş iskemle 'sen ağlama' dedi. Ayakta kalmış sevgiliye bir kedi tünemişti. Bilirsiniz, birilerinin bir yerlerde hep durduğuna inanılmak isteniyor. Müziğin sesi ile dağılmıştı tedirginlik. Memnuniyetle masadaki kuru çiçeklere gülümsedi. (sahi ya kaç gün geçmişti sarı çiçekler verileli) Çiçekleri sera sevinciyle alışını hatırladı. (bu arada sarı gülün manası masumiyet değil kıskançlıkmış).Çiçeklere bir de yanılgısı için gülücük atacaktı ki yaz geldiğinde ne çok uyuyorsun diye fokurdadı ocaktaki çay.