Hayat dedikleri kısaymış günden,
Dostlarım demişti, inanmamıştım.
Her günün ziyası karaymış dünden,
Dostlarım demişti, inanmamıştım.
Suçsuz iken başı öne eğildi,
Yalan yanlış söze kandı neylesin...
Aradığı merhem bile değildi,
Kırık kalbe yara bandı neylesin?
Bazen sevmeli
Bir ömrü içercesine
Öyle delice...
Kumruların aşkı gibi
Tutmalı gökyüzünü
Ağlamalı bulutlar gibi
Telif Hakkı
© Nazmi Sancar Yıldırım
Herkes, önce kendi yaşamına bakacak, sonra ülkenin durumu hakkında ahkam kesecek...
...................
İnsan hayallerine tutunmak ister.
Hayalleri olmayan kişi, kendisinden kaçıyordur ve bu bir "yok olma" noktasıdır.
Kendisine ait hayalleri tükenmiş kişilerin, ülkenin geleceğine dair kurduğu hayaller koca bir yanılsamadır, abesle iştigaldir ve inandırıcılığı yoktur.
Buna rağmen koca koca cümleler eşliğinde bir "yalancı pehlivan" edasıyla ortalarda dolaşmanın arkasında, aşırı büyük bir ego vardır.
Telif Hakkı
© Nazmi Sancar Yıldırım
"Kaygı" küçük yaşlardan itibaren bize empoze edilmiş. Biz derken, kimi kastettiğimi tam olarak bilmiyorum. Hayat üniversitesinden mezun, dar gelirli, muhafazakar bir ailenin kızıyım. Çevremdeki yaşıtlarımın çoğu da öyle. Bahsine gireceğim konunun sınıfsal mı, kültürel mi yoksa dinsel mi olduğunu kestiremediğimden hangi kesime ait olduğuna siz karar verin. Küçüklüğümden hatırlarım ne zama...
Telif Hakkı
© Nazmi Sancar Yıldırım