YOĞUN BAKIM

​Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeydim. Beyin rahatsızlığı nedeniyle acil serviste yatan babamın aniden midesi de patlamıştı. Odadan dışarı bağıra bağıra koşarak doktor çağırmıştım. Apar, topar ilk müdahalenin yapılacağı başka bir odaya alınmıştı. O esnada doktorun ne kadın ne de erkek olduğuna bakabildim.

Sonra yoğun bakım odasında yer olmadığı için bir süre aynı yerde bekledi. Zannediyorum ki biri öldü ve onun yerine babamı aşağı yoğun bakım odasına indirdiler. Çünkü indiğinizde zaten o sebepten yer boşalabileceğini anlıyorsunuz. Bir gözü toprağa bakan insanların bulunduğu yerdi. Bilmiyorum belki de hastaların iyileşme derecesine göre odalar ayrılıyordu. Steril olması gerektiğinden sebep tek bir insan sokmuyorlardı. Zaten bütün hastaların üzeri çarşafla örtülüydü. Yani oradaki hastaların da kadın mı erkek mi olduğuna bakmadım. Onların da birbirlerinin üzeri çıplak mı acaba diye bakacak durumu yoktu!

Yani orası grip olanın girebileceği bir yer değil!

Yeni Şafak yazarı ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Faruk Beşer, Sağlık Bakanlığı yetkililerine "Yoğun bakımda kadın ve erkeği ayrı odalarda tutmak mümkün değil mi? Kadına kadın, erkeğe erkek doktor bakamaz mı?" diye sormuş.
Yukarıda anlattıklarım sizin için cevap niteliğinde olsa gerek. Varsa hâlâ böyle bir anlayış, insanlara asıl anlatmamız gerekenin acı içerisinde, can derdinde iken sapkın düşüncelerde olmak yerine, kimi daha ne kadar hayata tutundurabiliriz sorusu olmasıdır. Mesela boş oda beklemek yerine daha fazla odaya sahip olabilmenin yollarını aramak olsa gerek. 
Önümüzde koca bir Suriye örneği var. 3 milyon insan yerinden yurdundan oldu ve çoğu da olanlar nedeniyle yaşamını yitirdi. Kaçı doktor bulabildi de kadınını, erkeğini aradı?
LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nin temellerini çürütmeyin. Yoksa bu çürümüşlükle hepimiz altında kalırız! O vakit bombalanmamış ne hastane odası, kadın mı erkek mi diye ayırabileceğiniz ne doktor bulabilir ne de yettirebilirsiniz!