İnsan, yeryüzüne yayılmış canlı çeşitliliğinin bir parçası olsa da diğer canlı türlerinden farklı olarak bazı yetilere sahiptir. Bu yetiler, insan beyninin gelişiminden kaynaklanır ve onun işlevlerindendir. Buna adlandırma olarak akıl diyoruz. Yani insanı insan kılan yetiler, her canlıda bulunan dürtü ve duygu yetisiyle birlikte akıl yetisidir. İnsanın bu özgünlüğü, insanlık tarihi boyun...
BÜTÜN ANNELERE Bıktırdı siyasetin pis kokan havası. Yordu bizi sahte düşünceler. Kimliksiz kişiliksiz siyasi yapılar öldürdü içimizdeki çocuğu. Yüreğimiz yangın yeri. Nerede eski demler. Her yanımız cehennem çukuru. Fırıldaklık en güzel meslek. En güzeli boş vermek. Adaletsiz bir dünyada neyin adaletini bekliyoruz? Nasıl olsa bütün işlerimizi Allah'a gönderdik. Boş verin dedim ya. Gelin...
Söylenecek o kadar çok şey var ki... Hangisinden başlasam bilemedim. Edep erkân bilmekten başlayayım, sonunu içsel sesime bırakayım. Bir yere götürür elbet beni. Hiç kimseye edep erkân dersi vermek gibi bir niyetim yok, haddim de değil. Fakat 31 Mart gecesinden beri edebe ve erkâna aykırı o kadar şey yaşadık ki, sussam olmuyor, susmasam olmaz. Mesela;İstanbul oylarının tekrar tekrarsaydı...
Türkiye'de tedavisi olmayan bir hastalık var: Hakikatin merkezine kendini koyma hastalığı. Bu hastalık bencillikten ve taşralı olmaktan kurtulamamaktan kaynaklanıyor. İnsanların kendi fikirlerine inanmaları, inandıklarını savunmaları doğal ve olması gereken bir şeydir. Fakat kendi fikrini hakikatin tek ölçüsü hâline getirmek, alternatif düşüncelerden cüzamdan kaçar gibi kaçmak bir taşral...
Biraz uzun yazacağım baştan uyarayım. Sonra çekip gideceğim ama. Bir faydası olduğunu düşündüğüm için yazmıyorum. Sadece herkesin yaptığı gibi artık hapis tutamadığım, durduramadığım, içimde ne varsa kusasım geldi.
Bu cemiyet, toplumumuz hasta. Teşhisi yaptık. Neden hasta ve hastalığı nedir açıklayayım.
"Biz biliriz, Biz de biliriz" hastalığına tutulmuş durumda bütün toplum. İnsanların uzmanlık alanı olmayan konularda bilgi sahibi olmaması bir ayıp veya kabahat değil. Hakkında çalışmadığı, yeterlik kazanmak için bir emek sarf etmediği, öğrenmek için acı çekmediği şeyleri bilmek zorunda değil insanlar.
Örneğin eğer bizzat o işle iştigal etmiyorsanız, bir cerrah gibi ameliyat yapmayı bilmemek cehalet değil, bir mimar gibi çizim yapmayı bilmemek de. Bu tip spesifik alanlarda eğitim görmediğiniz müddetçe hiçbir akl-ı selim insan çıkıp da sizi "nasıl bilemezsin" diye suçlayamaz. Doğrusu budur. Olması gereken de. Kanunları okuyabilir, kendinizce anlayabilirsiniz, ama bunların yorumlanması, uygulaması ancak belirli eğitimi almış, bu eğitimi diploma, sertifika, ruhsat gibi yeterlik belgeleriyle ispatlanmış ve bunların pratiğini yasal yollardan yapmış kişiler tarafından yapılırsa caridir.
Türk Milletinin bilgisi görgüsü kültürel zenginliği asla tartışılamaz bile. Bazen binlerce kelime ile anca anlatabileceğiniz şeyi iki kelimeye sığdırıverir. Bu duruma en iyi örnek olabilecek kelimelerden biriside "çarşı iti" kelimesidir. Bu tamlamanın ne ifade ettiğini Rahmetli Bekir Hacıbozanoğlu yazısında o kadar güzel ifade etmiş ki. "Eski Urfa'daki Kasap Pazarı'nın üç kapısı vardır. ...
"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça
daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır"
Ne kadarda haklı bir tespit.Atalarımız söylerde haksız olurlar mı hiç.
Milletleri ayakta tutan en sağlam duygu milliyetçiliktir.
Asimilasyona uğrayan milletlerin ortak özelliği kendi öz benliklerini unutup yabancı milletlere dini ve kültürel anlamda biat etmeleridir.
Kültür erozyonuna uğrayan toplumlarda en zayıf halka gençlerdir.
Yeterli besinlerle dengeli beslenmeyen insan nasıl ki hastalanırsa,milli duygularla beslenmeyen toplum bünyeside hastalanır, çürür ve yok olur.
Kelime anlamı olarak Nev(Yeni)-Ruz(gün) yenigün anlamına gelmektedir.
Doğanın yeniden dirilişi yaşamın yeni bir formda tekrar başlayışını temsil eder.
Asyalı milletlerin büyük çoğunluğu ve Balkan ülkelerinden bazıları Türklerden gördükleri bu adeti benimsemiş ve Türkler gibi bayram olarak olarak kutlamaktadır.
Nevroz, Nevruz, Novruz, Nooruz, Navrez, Sultan Nevruz bölgelere göre ismi değişsede ruhu aynı ruhtur.
Çeşitli kaynaklar bilerek veya bilmeyerek daha doğrusu Türk Milletine olan kinlerinden dolayı bu muhteşem geleneği İranlılara mal etmeye çalışmaktadırlar.
Veya olumsuz bir şeyin başarı hikâyesi gibi anlatılma becerisi... Ekonomi yönetimi, önceki gün 2018 yılının son çeyreğinde eksi büyüme gösteren ekonominin, 2019'un ilk çeyreğinde de eksi büyüdüğünü açıkladı. Cumhurbaşkanımız da bu büyük başarıyı, "Ne yazık ki, bir sebeple yılın dördüncü çeyreğinde bir eksi büyüme oldu" şeklinde müjdeleyerek gönülleri bir kez daha fethetti. İstanbul Küçük...