"HER AN YENİDEN"İ OKUYUNCA ANLADIM Kİ Artık lüksün merkezinde konumlanan, deniz ya da orman manzaralı evlerin, villaların, yatların içinden somurtkan surat ifadeleri, mutsuzlukları gözlerden kaçmayan insanlar çıkıyor. Artık en pahalı arabaların içinden renksiz, keyifsiz, depresif insanlar çıkıyor. Sabah kahvaltısını boğazda yaptığı, bir fincan kahveye yoksul emekçinin üç günlük yevmiyesi...
Hızlıca dışarı çıktı, akşam saatleriydi, kapının sesini duyduğum gibi peşinden yürüdüm. _Selin dedim nereye böyle? Çabuk eve dön! _ Geliyorum baba, telaş yok dedi._ Hayır, telaş büyük, geri dön! Koşuyorum bunları söylerken. Nefesim kesiliyor, ağlamak istiyorum, kızım nereye koşuyor böyle? Bilmiyor mu dünyamızın artık çekilmez, rezil bir hâle geldiğini. Hastalıklarla boğuşuyoruz yavrum, g...
Kaç yangın geçirdik, bak şu tarihe
Köy bucak tutuştu, çok yandık senle.
Rest çektik çıkmaza, makus talihe
Hürriyet aşkına boyandık senle.
2+2=5 Al eline telefonunu, rehberine gir, kaydır kaydır kaydır! Bugüne değin hiç aramadığın ya da altı ayda, senede bir aradığın kişiyi ara. Rehberindeki bu kişi, talih kuşu başına konan kişi olsun. Sevinsin garibim! Olur da aradığında tanımazsa teessüf et, azıcık sesini yükselt, bağır! Nasıl olur, nasıl unuttu bizi deyip içten içe kemir kendini, zararlı çıkmazsın! Karşındaki aptal değil...
Katil İsrail Coca-Cola diye diye halkı gaza getirmişlerdi. Vatandaş sokağa, caddeye, meydanlara fırlayıp isyan etmişti! Bebekler ölüyor, hiç mi vicdanın sızlamıyor ey Terörist İsrail? Dayan Filistin, dayanın yavrular, çocuklar; Allah'ın gazabı büyük olacak diyenlerin dümenden tavrı ortalığı kasıp kavurmuştu. Ateistimiz bile camiye gider olmuştu, dua edeyim, belki çocuklar kurtulur temenn...
ANNELİK VE DOĞUM Aynı mahallelerde doğduğumuz kadar farklı illerde, coğrafyalarda da dünyaya geldik. Farklı illerin, coğrafyaların insanlarına farklı iller, farklı coğrafyalar birbirlerinden bağımsız kültürel değerler bahşetti. Kimimiz dağ başlarında yoksulluğun sert rüzgâr ve yağmurlarla harmanlandığı engin sahalarda, yalçın yamaçlarda yaşama gözlerini açtı kimimiz kentlerin taşras...
Ettiğim fırıldak tarife bakın
Çevirsen dört yana döner bu koltuk.
Aman ha! Ateşle yaklaşma sakın
Kibriti çakarsan yanar bu koltuk.
Bir köyün, uzakların, yalçın yokuşların başına sevgiyi götürmek mümkün mü? Elbet mümkün! Kovalarla su taşırcasına çorağa, bir yetimin elinden tutarcasına, yanağına öpücük kondurup eline bir çikolata tutuştururcasına varoşların, sarp yamaçların arasına umudu taşımak mümkün mü? Elbette mümkün gardaşım! Sevginin, şefkatin, insanlığın vücut bulmasını mesafeler engelleyemez. Önceden ırak top...
İnan ki değişir yarın bu düzen
Çark döner, dişliyi kırar mutlaka!
İtina gösterip dervişle gezen
Doğruyu, gerçeği arar mutlaka!