TÜRK MİLLİYETÇİSİ GENÇLERİN SİYASETE BAKIŞLARI VE BEKLENTİLERİ

19 Nisan 2017 tarihinde, kendisini Türk milliyetçisi olarak tanımlayan 16-35 yaş arası gençlerin Türk siyaseti ve Türk milliyetçilerinin siyasetteki konumuna dair düşüncelerin ile başta MHP Genel Başkan Adayları olmak üzere, muhalif Türk milliyetçilerinin, 16 Nisan 2017 Anayasa Değişiklik Referandumu sonrası izlemeleri gereken strateji hususundaki fikri eğilimlerinin ne olduğunu belirlemek amacıyla İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Selim UYSAL ve Gazi Üniversitesi İstatistik Bölümü Doktora öğrencisi Burçin ÖNER tarafından bir anket çalışmasının yapılması ve sonuçlarının gerekli makamlara iletilmesi planlanmıştır.

Bu maksatla ulaşabildiğimiz kadar Türk milliyetçisi gence bir mektup yoluyla ulaşılmış ve yapılan anket analizleri sonucunda ekte bulunan rapor elde edilmiştir. Bu rapora, gençlerin anketin açık uçlu sorusunda ifade ettikleri görüşleri de eklenmiş ve mevcut genel başkan adaylarına gönderilmek üzere gençlerin taleplerini ileten yeni bir mektup kaleme alınmıştır.

Siz genç arkadaşlarımızdan isteğimiz, ekte yer alan rapor ve görüşler ile dört genel başkan adayına (Meral AKŞENER, Koray AYDIN, Sinan OĞAN ve Ümit ÖZDAĞ) gönderilmek üzere kaleme alınmış mektubu okuyarak imzalamanızdır. İmzanızda "isim-soyisim ve okul/meslek bilgisi"nin mutlaka yer alması gerekmekte olup dileyenler "ad soyad" şeklinde olmak kaydı ile "mahlas" kullanabilirler. Okul/meslek bilgilerinizi "İMZALA" butonu üzerinde yer alan "İmzalıyorum çünkü..." yazan bölüme eklemenizi rica ediyoruz.

Verilen linkler yoluyla imza verebileceğiniz gibi, bu metnin sahipleri ile de e-posta yoluyla (Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.) iletişime geçebilirsiniz. İmza sürecimiz 08.05.2017 Pazartesi günü başlayıp 14.05.2017 Pazar günü sona erecektir.

Anketimize gösterilen ilginin imza sürecinde artarak sürmesini umuyor, imza sayısının çokluğunun, taleplerimizi daha gür bir sesle duyurmak anlamına geleceğini ve Türk milliyetçisi gençlerin bir araya geldiklerinde yapabileceklerinin güzel bir örneği olacağını bilmenizi istiyoruz.

Saygılarımızla…

Burçin ÖNER – Selim UYSAL

Sayın Genel Başkan Adayı,

Ülkenin, Türk Siyasetinin ve Türk milliyetçilerinin siyasi organı olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin hiç de iç açıcı olmayan bir tablo sergilediği ve bu karamsar tablonun her geçen gün daha da kötüleştiği bir dönemde, siz, diğer adaylarla birlikte "bir şeylerin değişmesi gerektiğini, bunun da hem MHP hem Türk demokrasisi hem de Türkiye için gerekli olduğunu" söyleyerek ön plana çıktınız, sorumluluk aldınız. Bu tavrınızla da bir çok kişinin takdirini kazanmakla kalmayıp daha güzel bir gelecek adına umut verdiniz.

Şu ana kadar gelişen süreç ne Milliyetçi Hareket Partisi'nde bir değişimin sağlanmasını ne de referandum aracılığıyla hayata geçirilmek istenen bir rejim değişikliğinin engellenmesini mümkün kıldı. Referandum öncesinde Milliyetçi Hareket Partisi'nin yaşadığı olağanüstü kurultay sürecinde meydana gelen tartışmalar, MHP Genel Merkezi'nin parti içi muhalefete karşı takındığı tavır, yapılan suçlamalar, ardından gelen mahkeme ve ihraç süreçleri Ülkücü-Milliyetçi camiayı oldukça germiş durumdaydı. Referandum sürecine girilmesiyle birlikte MHP Genel Merkezi ile muhalif kesim arasında yeni bir gerginlik ve ayrışma meydana gelmiş oldu. MHP Genel Başkanı ve MHP Genel Merkezi'nin referandumdaki "Evet" kararına rağmen, hem siz Genel Başkan Adaylarının hem de camianın çeşitli sivil toplum kuruluşlarının eski başkanları ya da mevcut yönetimlerinin anayasa değişikliği teklifine karşı çıkarak "Hayır" demiş olması, parti ve camia içerisindeki ayrışmanın belirginleşmesine neden oldu.

Her ne kadar şaibeli de olsa, ortaya çıkan 16 Nisan Referandumu sonuçlarının sonrasında birçok kesimin olduğu gibi Türk milliyetçilerinin de zihinlerini en çok meşgul eden ve en çok konuştukları konu, 2019'a kadar nasıl bir strateji izleneceği oldu. Yeni bir parti mi kurulmalı, yoksa MHP içerisinde muhalefete devam mı edilmeli? Yeni parti kurulacaksa nasıl bir yapıda olmalı? MHP Genel Başkan Adayları ve muhalif Türk milliyetçileri bundan sonraki süreçte nasıl hareket etmeli?

Bizler de bu ve benzeri sorular hakkında Türk milliyetçisi gençlerin neler düşündüğünü ortaya koymak amacıyla bu çalışmayı yaptık ve sizlere de sunmak istedik.

Hem önemli bir oy potansiyeline hem de bunun ötesinde büyük bir dinamizme sahip olan gençler maalesef siyaset başta olmak üzere bir çok alanda çok az söz sahibi olabiliyorlar. Gençlerin talepleri dikkate alınmıyor, emekleri görmezden geliniyor. Özellikle siyasette aktif ve önemli pozisyonlarda görev almakta zorlanıyorlar. Oysa gençler, hızla değişen ve gelişen dünyamızda, artık daha fazla araştırıyor, sorguluyor, eleştiriyor. Gençler artık peşinen kabul etmiyor, ikna edilmek istiyor. Günümüzde gençler, kendilerine sunulanla yetinmeyip daha fazlası ve daha iyisini talep ediyor. Bu değişim ve gelişimin içerisinde yer alan Türk milliyetçisi gençler de artık ne yapmaları gerektiği söylenen, mevcudu kabullenen, emir alan, yönetilen olmak yerine; ciddiye alınan, düşüncelerine önem verilen, taleplerini sunan ve yerine getirilip getirilmediğinin takibini yapan ve birey olarak saygı duyulan olmak istiyorlar.

Anket çalışmamızın sonuçlarının yer aldığı raporda da göreceğiniz gibi genç Türk milliyetçileri, Milliyetçi Hareket Partisi'ne büyük oranda oy vermekle birlikte, politikalarını beğenmediği veya Türk milliyetçiliğini iyi temsil edemediği gerekçesiyle oy vermeyen bir

kesim de var. Referandumda ise bu gençlerin ezici bir çoğunluğunun Genel Merkez kararının aksi yönünde oy kullandığı görülüyor. Ayrıca bir daha seçim olduğunda MHP'ye oy vermeyi düşünmeyen de büyük bir kitle oluşmuş durumda. Bütün bunlar Türk milliyetçisi gençlerin kendilerini temsil ettiğini söyleyen siyasilere karşı tavır alabildiklerini gösteriyor.

Bununla birlikte anket sonuçları, genç Türk milliyetçilerinin, siz Genel Başkan Adayları'ndan ve muhalif Türk milliyetçilerinden birlik beraberlik içerisinde hareket edilmesini beklediklerini ortaya koyuyor.

Anketimizin sonunda yer alan açık uçlu soruya verilen cevaplarda ise Türk milliyetçisi gençlerin talepleri çok daha geniş kapsamlı olarak görülebiliyor. Bu cevaplara göre genç Türk milliyetçilerinin gerek ülkenin, gerekse de Türk milliyetçilerinin genel durumundan son derece hoşnutsuz olduğu, muhalif Türk milliyetçilerinin yapması gerekenlere dair düşüncelerinin bulunduğu ve bu taleplerine uyulduğu ölçüde destek vermeyi düşündüklerini söyleyebiliriz.

Anket analiz raporu, ekte yer alan görüşler ve bu mektuba onayını sunduğunu beyan eden genç arkadaşlarımızın imzaları ışığında, biz Türk milliyetçisi gençler, sizlerden istişare mekanizmasını terk etmeden, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmenizi, uygulanacak strateji ne olursa olsun Türk milliyetçisi gençlerin de görüşlerinin dikkate almanızı, siyasete ve siyasetçiye güveni büyük ölçüde kırılan gençlerin karşısına siyasi menfaat algısı yaratabilecek tavırlardan uzak bir şekilde çıkmanızı, yenilikçi ve çağı yakalayan projeler sunmanızı, Türk milliyetçilerinin bugüne kadar boş bıraktığı veya yeterli ilgi göstermediği alanlarla mutlaka ilgilenmenizi ve gençlerin artık duygusal bağlarla değil, ancak ikna edildiklerinde sizleri destekleyeceğini unutmamanızı talep ve rica ediyoruz.

Sonuç olarak; bu mektubu, biri henüz yeni mesleğini eline almış bir akademisyen, diğeri akademisyenlik yolunda ilerleyebilmek için çaba sarf eden bir doktora öğrencisi olarak kaleme alıyoruz. Bu çalışma ise sadece bu iki kişinin ve sosyal medya üzerinden katılım gösteren azimli, heyecan dolu ve her şeye rağmen umut eden gençlerin çabalarıyla ortaya çıkarılabilmiştir. Hiçbir maddi yahut makamsal kaygı gütmeden yapılan bu çalışmada, hiçbir teşkilatlı yapılanma ortak bağı içinde olmayan 575 kişinin bu iki kişi tarafından bir araya getirilebilmiş olmasının, gençlerin istediklerinde nasıl bir arada, örgütlü ve kudretli olabileceklerinin kanıtını sizlere sunmuş olduğumuzu düşünüyoruz. Sizlerin de bu emeğe, çabaya, heyecana saygı duyacağınızı düşünüyor ve mektubumuza cevap bekliyoruz. Bizleri muhatap alarak vereceğiniz cevapların da yine genç arkadaşlarımıza eksiksiz bir şekilde ulaştıracağımızı saygıyla beyan ediyoruz. Türk Milleti'nin ve Türk Milliyetçiliği'nin uğrunda harcayacağınızdan şüphe etmediğimiz ömürlerinizde, yolunuzun su gibi berrak; çalışmalarınızın başarılı; kararlarınızın adaletli ve vicdanlarınızın huzur içinde olmasını can-ı gönülden temenni ederiz.

Saygılarımızla…

Türk Milliyetçisi Gençler Adına

Burçin ÖNER – Selim UYSAL


  • 20. yüzyıl sonlarına doğru küresel köy kavramıyla birlikte milliyetçilik dünya üzerinde bir nebze yara almıştır. Bazı görüşler milliyetçiliğin tarihe karıştığını bile iddia etmişlerdir. Fakat 21. yüzyıl ilk çeyreği geçilirken anlaşılmıştır ve görülmüştür ki küresel köy, yani tek dünya milleti kavramı tutmamıştır. Bütün ülkeler hızla milliyetçi politikalara yönelmektedir. Çoğu yazar milliyetçiliğin yine dünyanın yükselen trendi olacağını söylemektedir. Yani milliyetçiliğe sarılan kurtulacaktır. Türk milleti gibi, ortaya çıktığından beri millet bilinciyle milliyetçiliği benimsemiş toplumlar için bu küresel köy kavramı hiçbir zaman geçerli olmamıştır. Fakat ülkemizde her daim var olan ümmetçilik anlayışı geleneklerimizi biraz bozmuştur. Dünya üzerinde milliyetçiliğin yükselişe geçtiği aşikâr iken, daha 100 yıl öncesinde bizi kurtaran ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran ideolojinin Türk Milliyetçiliği olduğu gerçeği varken, zaten genetik kodları milliyetçiliğe yatkın olan Türk milletinin içinde bulunuyorken, nasıl olur da Türk Milliyetçileri ve Türk Milliyetçiliğini temsil eden parti iktidar olamaz? %70 sağ görüşlü seçmen potansiyeline sahip bir Türk toplumu varken nasıl olur da sağın hiçbir zaman alternatifi olamayız? Benim burada ki sorun tespitim; toplum zihnini okuyamamak ve propaganda konusunda yetersiz kalmak. Herhangi bir değişim olur ya da olmaz, öncelikli olarak seçmen bilinci analiz edilmeli ve doğru söylemlerle halka gidilmeli. Konuştuğumuz dil, sokaktaki dil ile aynı olmadığı sürece, hiçbir zaman bizi anlayabilecekleri ve yetki vereceklerini sanmıyorum.

  • Türk milliyetçiliği siyasetten sivil topluma yönelmelidir. Bugün teşkilatlı azınlık, teşkilatsız çoğunluğa tahakküm etmektedir. Türk milliyetçileri olarak siyasal neticeler değil, sosyal ve toplumsal olarak Türk milliyetçisi bir tavır beklemekteyiz. Dolayısıyla evvela ve en önemli olarak akademide, sonra diğer sivil toplum alanlarında teşkilatlanmalı ve mücadele edilmelidir. Türk milliyetçisi bir milletin iktidarı da Türk milliyetçisi olacaktır. Öyleyse önce iktidardan değil, milletten başlanmalıdır! Çalışmanız için çok teşekkür ediyorum. Arkanızdan yürüyecek milyonlar var!

  • MHP'nin sığ, ataerkil, erkek ağırlıklı yönetiminden vazgeçilmeli, çağın gereklerine uygun, kendini geliştirmenin hedeflendiği, her alanda (en azından) sohbet edebilecek bir entellektüel birikimi sağlayacak, okumanın ve araştırmanın birinci hedef olduğu bir sosyal topluluk oluşturulmalı (ocaklar bu konuda yetersiz ve gelişime kapalı). Özellikle herkese hitap eden ve etmesi gereken siyasetçilerin, "Türk Milliyetçiliği" gibi kutsal bir değeri, amaca hizmet etmeyecek şekilde kullanarak diğer kesimleri dışlayıcı açıklamalarda bulunmaktan kaçınmaları gereklidir. Asıl değerlerimizin hatırlanması ve hatırlatılması gerekir.

  • Benim en önemli gördüğüm çıkarımımı paylaşayım. Milli irade fetişizmine kapılma gibi bir durumumuz olursa-ki mevcut sisteme inanç ve katılımımızın yüksekliği aşikâr - bunun 16 Nisan sonuçlarıyla beraber sentezi, Tayyip Erdoğan özelinde AKP'ye rağmen istediğimiz/ideal yönde adımlar atılamayacağını gösterir. Onların değişimine çalışmak veya değişimine etki edecek parametrelere hâkim olmak birinci hedefimiz olmalı. Mesela kaygılarının en büyüğü oy ise oy veren üzerinden baskı oluşturmak. Zayıf noktası ekiplerine güven ise daha iyi seçenekler sunarak muktedirle uzlaşmalara, ortak akla varmak.

  • Tek önerim bitirilmek istenen FETÖ terör örgütünün ve bu örgütteki insanların, kesinlikle bu yeni oluşum içinde ne yeri, ne fikri, ne de görüşü olsun. Bunları ülkemizden uzak tutalım ve bu zihniyette oluşabilecek tüm oluşumlara karşı büyük tedbirler alınarak bir yol belirlensin.

  • Atatürk ilke ve inkılaplarının tam olarak hayata geçirildiği bir toplum, üretici bir millet için işe refah seviyesinin yükseltilmesi ve eğitim kalitesinin artırılması ile bilinçli toplum oluşturulmasıyla başlanmasını istiyorum. Hiç bir cemaat desteği almayan, dini kullanmayan, laik bir ülke istiyorum.

  • Öncelik iktidar değil, milliyetçi camianın temel sorunlarının çözümü olmalı. 30 yıldır bekliyorum, bir 30 yıl daha beklerim.

  • Her adayın bir eş başkan gibi kendi stratejisi doğrultusunda çalışma yapması, toplumun büyük bir kesimine hitap etmesi ve sürükleyici olması açısından oldukça önemlidir.

  • Türkçülüğün toplumda bir karşılığı olması gerektiğine pek fazla inanmıyorum. Bu görüş önemli ölçüde marjinal kalmalı. Yoksa soysuzlaşıyor. Halka indik ve durum ortada. Bırakın da halk denen zehirli gömleği başkaları giysin. Halk ölür, yüksek kültür kalır.

  • Türk Milliyetçileri acil olarak zihninde ve bağırsaklarında yuvalanmış asalaklardan kurtulup, toplumun her alanında boy göstermelidir. Öncelikli hedef kesinlikle siyaset ve siyasi çıkarımlar olmamalı. Milliyetçi kimliğine sadık gençler, şuurlu bir şekilde farklı meslek grupları, eğitim alanları, sivil toplum örgütlerine ilgi ve kabiliyetleri çerçevesinde kanalize edilmelidir.

  • Kültürel emperyalizme karşı muhakkak surette bir önlem alınmalı ve bu önleme en baştan MHP Genel Başkan Adayı olacak kişiler bizzat başlamalıdır. Toplum korkusundan ocakta söylenen, toplantıda söylenen sözlerin toplum önünde söylenememesi, sosyal medya milliyetçiliği, kabir önü resim çekilmeleri, önemli gün ve haftalarda uluslararası lider gibi konuşulması, sürekli kucaklayıcı sevgi dolu konuşup toplum tehlikelerinin örtbas edilmesi gibi çirkin ve bugünkü tehlikeleri kaldıramayacak yavaşlıktaki siyasi yöntemler vazgeçilmelidir. Etkin bir şekilde, dobra bir üslupta, gerekirse karşısındaki kırarak gerekirse fikirlere şerh koyarak, tabanın içinden geçirdiğini kamuoyunda söyleyebilen, herkesin düşündüğünü seslendirebilen, hitabı kuvvetli, basın danışmanının kendisine zor yetiştiği bir siyasi lider profiline ihtiyaç vardır. Maalesef ki Koray Aydın'da bu hiç yoktur; Meral Akşener'de ise bu durum ciddiyeti bozacak derecede çoktur.; Ümit Özdağ bu konuma en yakın kişidir; Sinan Oğan ise günden güne bu erozyonsal akıma kapılmaktadır. Bu nedenle Türk milliyetçileri olarak ben bir Türk milliyetçisi olarak %20 oy alan bir lider yerine Yaşasın İttihat Terakki diyebilecek kudrette bir lider arzu ediyorum.

  • Maddi durumu olan Türk Milliyetçisi iş adamları, makam mevki sahibi insanlar, patronlar tek bir çatı altında birleşip, dernekleşip milliyetçi-ülkücü gençlere destek olmalılar. Cemaat nasıl bu konuda örgütlendiyse biz de bu şekilde teşkilatlanmalıyız. Tabii bir ülkücüye uygun şekilde, açık seçik olarak… Öğrencilerin elinden tutulur ve ülkücü milliyetçi gençlik sağlam olarak yetiştirilirse 10 yıl içerisinde güçlü bir milliyetçi taban oluşacaktır. Yani her şeyin başı eğitim.

  • Öncelikle Türk milliyetçiliğinin Türkçülük temeline alınması gerekmektedir. Türk milliyetçiliği, yalnız Müslüman Türklerin tekelinde olmamalıdır. Türklüğe ve Türkçülüğe gönül vermiş kişilerin inancı ne olursa olsun Türkçülükte birleştirilmesi gerekmektedir. Bu güne kadar MHP bu konuda başarısız olmuştur.

  • En yakın zamanda tüm bölgelerde geniş bir teşkilatlanma olmalıdır.

  • Ben yeni bir siyasi oluşumdan yanayım. Belli solu ve sağı kapsayan bir kadro oluşturulmalı. Devlet Bahçeli 16 Nisan referandumunda MHP´nin lideri olmadığını ispat etti. Öte yandan dört genel başkan adayımızın gösterdikleri mücadeleyi gördüm ve ülkem için korkularım kayboldu. AKP'nin gölgesinden milliyetçi toplumu kurtarma zamanı geldi. Meral Akşener´in etrafında toplanılması gerektiğini düşünüyorum. Birlik beraberlik içinde yeni bir vizyon oluşturulmalı. Saygılar.

  • İktidara gelme mücadelesi ve yeni bir ruh, yeni bir Turan istiyoruz. Daima TAM BAĞIMSIZ MİLLİYETÇİ TÜRKİYE

  • Mevcut huzursuz kesimin menfaatlerine uygun program geliştirmelidir.

  • Türk'ün yüceltilmesi ve bunun gereklerinin yerine getirilmesi gerekir.

  • AKP ile birlik olmalıdır.

  • Kesinlikle Türk Milliyetçileri kazandıkları paraları kendi aralarında çevirmelidir. Tıpkı cemaatler gibi. Kapitali olmayan hareketler kaybetmeye mahkûmdur. Güç, fikirlerden sonra paradadır.

  • MHP'de Devlet Bey'in tutumu yanlıştır, Türk milliyetçisi olan biri demokrasinin incinmesinden korkan bir lider olmalıdır. Ümit Özdağ'ın bu konudaki tutumu iyidir. Partinin başına geçtiğinde Türk milliyetçileri için diriliş olacağından şüphem yoktur

  • Halk nazarındaki popülerliği göz önünde bulundurularak ve seneler önce Abdullah Gül'ün fedakârlığını hatırlayarak diğer adaylar Meral Akşener etrafında birleşmelidir. Anket içerisinde her ne kadar gönlümdeki genel başkanın Ümit Özdağ olduğunu deklare etsem de siyaset iklimiyle İç Anadolu ve Doğu Anadolu seçmeninden de oy alabileceği ismin Meral Akşener olduğunu düşünüyorum.

  • Siyasi kaygıları bir kenara bırakarak bir gençlik yetiştirmenin, bu mümkün değilse mevcut gençliği etkilemenin, bu da mümkün değilse en azından onlarla iletişimin yoğunlaştırılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Bunun için çeşitli sosyal sorumluluk projeleri, kurulacak bir vakıf üzerinden, profesyonel ve ehil kişilerin katılımıyla ve maddi imkânlar sağlanarak yürütülmelidir. Ayrıca doldurmuş olduğumuz ankette bazı sorular için 3. bir şık konulması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin son referandumda sandığa gitmedim. Yine referandum sonuçları için memnuniyet ya da memnuniyetsizlik durumum hâsıl değildir...

  • Kesinlikle siyasi arenada partileşmeye gidilmeli ve 2019 seçimlerine odaklanılmalıdır. Bunun dışında her alanda, özellikle kültürel alanlarda etkinlikler yapılmalı, birçok proje düzenlenmelidir. İnanıyorum ki yeni parti şu anki muhalefet partilerinden çok çok daha fazla oy alacaktır.

  • Parti çıkarı için de olsa, asla Türk ülküsünden taviz vermesinler.

  • Türk milliyetçilerinin vekilleri sahaya inmeli ve seçim varmışcasına çalışmalı, Muhalif kanada olumlu davranmalı, Türk Milliyetçiliğinin bayrak isimlerinin (Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Karakoç, Atsız ve diğer güzel insanlar) evlatlarına sahip çıkıp partiye kazandırılmalı ve böylece bir vitrin oluşturulmalıdır.

  • İktisadi olarak Liberalizmin terk edilerek devletçi ekonomiye geçilmesi yoluyla özellikle Batı dünyasının Türkiye Cumhuriyeti'ni kontrol altında tutan mekanizmalarının etkisiz hale getirilmesi için somut adımlar atılmalıdır.

  • Mevcut durumdaki dört aday daha fazla ayrı söylem içinde bulunmaktan kaçınmalı ve bir strateji geliştirmelidir. Bu strateji MHP'nin şu anki üst yönetimi hariç, geriye kalan alt kısımları ele geçirmek olmalıdır. Unutulmamalıdır ki Kürşad 40 çeri ile Çin'e kafa tutabilmiş ve bu tutum 2. Göktürk Devleti'nin kurulmasına zemin hazırlamıştır. 4 kişi ile onlar bir kafa tutsunlar, bir şekilde gerisi elbette gelecektir.

  • Burasının bir Türk devleti olduğunun ve kimsenin bu gerçeği değiştirmeyeceğinin (tarihteki değiştirmeye yönelik denemelerin sonuçlarının da) her şartta kesin bir biçimde belirtilmesi ve bunun unutulmaması gerekmektedir.

  • Öncelikle Türk milliyetçiliği MHP'nin tekelinden çıkarılmalıdır. Her ne kadar ülkücülerin %80 inin 16 Nisandaki referandumda "hayır" verdiği bilinse de orada %20 lik kesimin neden "evet" verdiğinin analizi yapılmalıdır. "Evet" veren ülkücüler kanaatimce liderleri "evet" dediği için "evet" dediler ve verdikleri kararın sonucunu düşünmediler. Bu "evet" verenlerin çoğunluğu Ülkü Ocakları'nda "lider-teşkilat-doktrin" anlayışıyla yetiştikleri için sorgulama kapasiteleri sınırlı ve neredeyse hiç yoktur. Bu doğrultuda öncelikle Ülkü Ocakları'ndaki gençler böyle yetişeceklerine ocakların kapatılması daha doğru olacaktır. Kapatılma ihtimali olmadığı için ocaklardaki eğitim sistemi baştan düzenlenmelidir. MHP'ye gönül vermiş biri olarak referandumda MHP'nin parti olarak "evet" vermesi benim için hayal kırıklığı olmuştur. MHP "hayır" demiş olsaydı büyük ihtimalle "hayır" çıkacaktı. MHP'nin desteklemesiyle ülke karanlık bir sürece girdiği için, bundan sonra hiçbir şekilde MHP'ye oy vermeyeceğim, parti başkanı değişse bile. Genel seçimlerde MHP'ye oy verip ülkenin karanlık bir sürece girmesinde benim de payım olduğundan dolayı vicdan azabı çekmekteyim. Bundan sonra hiçbir siyasi partiye asla oy vermeyeceğim, en azından milliyetçi bir partiye. Belki MHP'deki başkan adayları yeni bir parti kurarlarsa destekleyebilirim. Son olarak belirtmek isterim ki Nihal Atsız'ın partilere dair görüşleri yine haklı çıktı. Saygılarımla.

  • Siyasal hayatta kim olduğunu, neyi amaçladığını, bütün Türk dünyasını kapsayacak belirli bir ülkü çerçevesinde bilim, sanat, kültür gibi bireyi ilgilendiren her alanda nasıl bir kimliğe bürüneceğini belirlemiş; belirlenen yolda ilerlerken kimliğinden ve ülküsünden taviz vermeden kendini milliyetçi olarak tanımlayan, bulunduğu yaş aralığı, sosyal statü ayrımı yapmaksızın her bireyden gelecek fikirleri değerlendiren ve üretken olmaya teşvik eden, bu bağlamda milliyetçi gençlerin fikir alışverişleri ve beyin fırtınaları yapabilecekleri ortam ve imkânları sağlamak adına çalışan temsilci anlayışa sahip bir parti görmek isterim. Gençlerin milliyetçilik adına yapmak istediği etkinliklerin desteklendiği ve ciddiye alındığı, milliyetçiliğin siyasi ve toplumsal ayağının ortak hareket ettiği, 'işte birliğin' önce aynı ülkünün temsilcileri arasında sağlandığı bir milli birliğin tüm Türk dünyası adına önemli girişimlere ön ayak olacağına inanıyorum.,

  • Şahsi düşünceme göre, Türk Milliyetçileri şu an yapıyor oldukları gibi Atatürk'ün çizgisinde ilerlemeli, onun siyasi hayatında yaptığı manevraları daha çok benimsemelidir. Tıpkı Atamız gibi Türklük ismini toplumu birleştirecek bir şemsiye gibi yaşatmalı, fakat yine ulusalcı bir anlayıştan da vazgeçilmeyerek toplumun farklılık gözetmeden her kesimi kucaklanmalı ve üzerimizdeki sıfatlar kuvvetle yıkılmalıdır.

  • Temelden oluşturulucak iyi bir sistemle hem Türk hem İslam tarihini iyi bilen bir nesil yetiştirilmelidir. Tek dert iktidara gelmek değil, en büyük amaç iyi bir nesil yetiştirmek olmalıdır.

  • Birçok şey yazılabilir ama en önemlisi gençlere güvenip onlara yetki ve sorumluluk vermeliler.

  • Türk milliyetçiliği fikri Ortadoğululuk olmayıp bilakis medeni dünyayla bütünleşmek üzere bina edilmiştir. Bu kapsamda Türk ülküsünün bilimci ve seküler karakterinden asla taviz verilmeyerek kurucu babaların aydınlığında ilerlemek en büyük vazifemizdir. Bu vazife şuuruyla hareket edeceğinize dair inancımız tamdır.

  • İktidar olmasak da muktediriz dediğimiz günlere dönmek için, etkili, liyakatin esas alındığı bir kadrolaşmaya gidilmeli. Sayılara değil niteliklere önem verilmeli. Eleştiriye açık, kendi içinde demokrasiyi işletebilen bir sistem kurulmalı. Ülkü Ocakları gerçekten eğitim ve kültür yuvası haline getirilmeli. Kadın ikinci plana atılmamalı, kadın kolları safsatası ortadan kaldırılıp bir arada teşkilat düsturu benimsenmeli. Üniversitelerdeki teşkilat topluluklarına düzen verilerek ocak sanatçılarının katıldığı hamasi konserlerden öte bir çalışma sahası oluşturulmalı.

  • Her Türk milliyetçisi, potansiyel bir liderdir. Bunu fark edelim yeterli.

  • Türk milliyetçiliğini yani Türkçülük fikrini kuran insanlar ve o fikri geliştiren insanlar unutulmamalıdır. Bizler dünün varisi, yarının murisleriyiz. Devraldığımız şeyi devrederken eksiksiz devretmeliyiz. "Arife tarife ne hacet, hak meydanda görürsen" demiş bir üstad. Ziya Gökalp, Nihal Atsız hocalar okunmalı ve okutulmalı. Kitap okumayan adamdan fayda gelmez. Önce biz fikir dünyamızı olgunlaştıralım, sonra vatanı, milleti kurtarmak için ne gerekiyorsa o düşünülür ama yarım bilgiyle devrim olmaz.

  • Türk milliyetçileri öncelikle birlik içerisinde olmalıdır. Vasıflı insan sayısı artırılmalıdır. Geçmiş dönemlerde olduğu gibi Galip Erdem, Seyyid Ahmet Arvasi, Erol Güngör gibi düşünürler yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Eğer her alanda (tıpkı Aziz Sancar gibi) Türk milliyetçileri kendilerini geliştirmezlerse Türk-İslam Ülküsü'nü Türk Milleti'ne benimsetmek çok daha zor olacaktır ve dolayısıyla MHP'nin siyasi başarısı da çok üst düzeylere ulaşmayacaktır. Aristokrat bir parti olmamız ve bu aristokrat kişilerin halka inebilecek niteliklerde olması gereklidir. Çünkü eğer halka inemezseniz siyasi başarı olmaz. Anket çok güzel bir düşünce olmuş. Çok teşekkürler bu uygulama için.

  • 1. Dünya Savaşı sonrasındaki süreçte olduğu gibi, bağımsızlık-hukuk-demokrasi paydasında milli bir merkez oluşturarak Türk milletinin karşısına çıkılmalı. MHP muhalefeti, eski ANAP ve DYPliler, AKP ve CHP'nin gayri memnunlarını bir araya getirebilecek bir proje ile (2. Müdafa-i Hukuk) topluma bir alternatif toplanma merkezi sunulmalıdır.

  • Saygıdeğer büyüklerim. Ülkü Ocaklı genç bir kardeşiniz olarak rica ediyorum. Lütfen mücadeleye MHP çatısı altında devam ediniz. Yeni partileşme sürecinin sıkıntılarını BBP ile yaşadık ve bölündük. Bizi tekrar bölmeyin. Ülkü Ocaklı gençlerle, Ülkücü kuruluşları karşı karşıya getirmeyin. MHP hepimizin yuvası… 6000 şehidimizi, şerefli mazimizi bir çırpıda silip atamazsınız. En zorlu göreviniz simdi başlıyor. MHP hepimize yeter. Yuvadan ayrılmayın.

  • Şekle değil fikre önem veren ve Türk bayrağı altında bulunan herkese ideoloji gözetilmeksizin seslenebilip kucak açacak bir politika ile dürüst siyaset ilkesi doğrultusunda hareket edilmelidir. Modern ve milli bir eğitim sistemi üzerine kurulmuş reformlara ağırlık verilmelidir. Milli kalkınmaya destek olacak projeler üretilip hayata geçirilmelidir.

  • Asıl sorun muhalefet olmak için konuşuyor olunması. Her şeye karşı çıkılıyor günümüz siyasetinde. İktidar ne kadar yanlış yapsa da insanlar muhalefetin bu sürekli zıtlığını ciddiye alamıyor. Gerçek ve ciddi bir inceleme ile insanlara hitap edilmeli. Birde en önemlisi hitabet, özellikle milliyetçi kesim olarak bizi ateşleyen bir lider istiyoruz. Eski ülkücüleri istiyoruz, şu anki AKP ile bir olan, onu onaylayan, milli ruha, Atatürk'e ihanet edenleri değil.

  • Türklüğün bekası ortak paydasıyla her aday egolarını bir kenara bırakıp fikirlerini, projelerini ortaya koymalı. Komple bir plan yapılmalı ve ortak bir aday çıkarılmalı.

  • Siyaset arenası, Türk olduğunu dile getirmeyen yahut dile getirmekten çekinen siyasilerden arınmalı. Bunu Türk milliyetçileri yapmalı, sağlamalı, anlatmalı. Aynı fikirde olmasak dahi bir ülkenin yönetimi kendi milletini nasıl kabul etmez anlamak güç doğrusu. (Yeri geldiğinde meşruiyetini milletine bağlıyor ama!) Ne kadar bir değişime ihtiyaç varsa da, vatanperver camianın kendi içinde ayrılması şu an için bana kalırsa bir çözüm getiremez. Yenilik yapılacaksa da ayrışmaya gidilmemeli. Kendi aramızda saygımızı korumamız esastır. Çözüm bizi çözülmeye götürmemeli. Çünkü en nihayetinde biliyoruz ki biz bu süreçte aynı yolda yürüdüğümüz yoldaştan, ülküdaştan başkasına güvenemeyeceğiz. Yolumuz belli, yoldaşlarımızla birlikte yaşasın milliyetçi Türkiye!

  • Siyasetin dipsiz kuyusuna düşmek yerine çıkar için değil vatan için milletimizin geleceği için Milli Teşkilat kurulmalıdır.

  • AKP politikalarının çok oy toplamasının sebebi ekonomik kaynaklarının güçlü olmasıdır. Yani AKP ekonomik kaynakları ve para akışını kontrol ederek oy topluyor ve bizim bununla mücadele etmemiz gerekir. Bununla birlikte yaptığı politikalarla hukuksuzluğa karşı çıkan, dik duran ve konuştuğu sözün arkasında duran güçlü bir lider gereklidir. Halkın arkasında durması için hitabeti kuvvetli, ikna edebilen biri olmalıdır. Bize düşen ise o kişinin reklamını yapmak ve görevimizi yerine getirmektri. Bugün seçim olsa halkın kime oy vereceği bellidir ve karşısında rakip olmayınca yine kazanan taraf o olacaktır. Fikirlerimizi sorduğunuz için teşekkür ederiz.

  • Türklük çizgisinden bir an bile olsa çıkılmamalı. Ülkenin birliğine zarar veren bölücü siyasilerle samimiyet kurulmamalı ( Ahmet Türk fiyaskosu gibi) Başbuğ Atatürk'ün izinden gidildiği her zaman belirtilmeli. Ne yazık ki MHP Atatürk'ün adını çok anmamakta ve çevremde bu konudan oldukça yakınan insanlar CHP'ye oy vermekte. "Ülkücü vurur ülkücü kırar" havasını halkın gözünde yumuşatmalı. Yönetimde kadına daha çok yer verilmeli ki bu partinin sadece erkeklerin değil Türk Milleti'nin partisi olduğu ortaya çıkmalı

  • Milliyetçilik kabadayılık değildir. Milliyetçilerin bu devirde etkin olabilmesi için tek yol kitaplardır, okumaktır, bilgi sahibi olmaktır. Bir milliyetçi kendi görüşünü ve ayrıca karşıt görüşleri de okumalıdır. Özellikle kendi milletinin tarihini ve kültürünü çok iyi bilmelidir. Bunun olabilmesi için de alttan gelen nesiller Türkçülükle yoğurulmalıdır. Çocuklara küçük yaşta kitap okumaya alıştırıcı aktiviteler uygulanmalıdır. Yine milli tarih ve kültürlerini küçük yaştan itibaren okullardan ders olarak almalıdır. Bu örnekler uzatılabilir. Yani kısacası eğitim programı sil baştan ele alınmalı ve dediğim gibi baştan düzenlenmelidir. Böyle nesiller yetiştirdikten sonra yetenekli ve işinin ehli Türkçü politikacılar zaten yetişecektir. Bundan sonra da Türk milliyetçilerinin başa geçmemesi için hiçbir sebep kalmaz tabii ki.

  • Referandum sonucu adaylara olan inancımı kaybettirdi.

  • Öncelikle bizlerin, gerek partili gerekse ocaklıların toplumda etkin bir yer kazanabilmesi için etkinlik kazandıracak düzeyde kendimizi geliştirilmeli. Çünkü insanlardaki algı değişmeli "ocaklı, MHP'li" diyince serseri, kavgacı değil de bilgili, kendini geliştirmiş, millete yararlı bir izlenim bırakmalıyız. Gençlere ocakta çay içmeyi değil kendilerini geliştirmeyi, okumayı, kendilerini bir yerlere getirmek için bir hedef belirlemeleri gerektiğini, boş bir heves uğruna değil de idealleri doğrultusunda vatana millete yararı olacak şekilde geliştirmeyi ilerlemeyi bir nebze aşılarsak ve lidere sadakatten ziyade kendi araştırıp doğruyu kendi bulan bir nesil yetiştirirsek, kendi doğrularını bulmaları için araştırma isteğini artırırsak yukarda yazılanlar için bir başlangıç yapmış oluruz.

  • Biat düşüncesinin zihinlerden silinmesi ve slogandan uzaklaşmış, bilgi ve kendisinin farkında bir gençlik yapılanmasını doğru buluyorum.

  • Aşırı bir Türk milliyetçisiyim ama milliyetçi söylemlerin ikinci planda olduğu toplumun her kesimine hitap edecek yeni bir oluşum olmasını istiyorum.

  • Öncelikle toplumdaki %48'lik bloğu iyi görerek ona göre bir çıkarımda bulunmaları şart. O payın içinde toplumun birçok kesiminden oy var. Bunu görüp o oyu heba etmeden kapsayıcı bir dil kullanarak, bu kimselerin hakkını da yedirmeyecek bir yol haritası belirlemeleri gerek. İyi bir ekonomik planlama ve nasıl etkin muhalefet yapılacağı tartışılmalı. Bunun dışında MHP gibi tabanından yoksun hareket etmek yerine, oy veren her yurttaşla iletişime geçip onların fikirlerinin alınması yeni kurulacak hareketi hem kurumsallaştıracaktır, hem de demokrasi noktasında yeni bir çığır açacaktır. Bugün en demokrat benim diyen partilerde bile Genel Başkanın karşısına bir tane bile aday çıkamıyorsa Türk Demokrasisi şapkayı önüne koyup düşünmelidir.

  • Sermayenin elde tutulması ve artırılması gerekmektedir.

  • Ülke adına söylenecek o kadar şeyden biri sadece, ne olursunuz lütfen, sadece ve sadece yazılım, bilim, gelecek için çaba harcayalım. Dünya artık savaşla, dinle, imanla dönmüyor, akıl ile bilgi ile dönüyor. Hala geçmişe bakıp iç geçirmek yerine geleceğe ve bilime odaklanmamız, bunun için yatırım yapmamız ve bunun için çaba harcamamız gerek. Lütfen, artık sadece lütfen yalvarıyorum artık, bırakın şu milliyetçiliği, İslamcılığı, dini kullanmayı bırakın artık. Akıllar aç. Cahil bırakılmış bu toplumdaki aksaklığı görmüyor musunuz? Ne zaman bitecek bu kadar kana susamışlık? Ne zaman bitecek geçmişe hayranlık, geleceğe bir türlü uzanamamak?
    Genç beyinler heba oluyor meslek liselerinde, imam hatiplerde, gereksiz bilgi ile gereksiz zorbalık ile gereksiz düşünceler ile heba olması yetmedi mi hala?
    Facebook türkiye ekonomisini iki kere satın alabiliyorken neden hala bu geri kafalılık soruyorum size? Bu soruların cevabından hep kaçacaksınız ve hep bahaneler bulacaksınız. Bahaneler arkasına saklanmak yerine artık icraat ve yatırım istiyoruz. Bunu artık aklınıza sokun. Bilime, geleceğe ve akla yatırım yapmadıkça hiçbir umut yok bu ülkeden.
    Ben şahsım adına, bir avukat adayı olarak bu ülkeden gitmeyi düşünüyorum. Artık bu kadar bitirdiniz siyaset ile ülkeyi, bu kadar düştünüz kendi koltuk sevdanıza. Saygılarımla demek isterdim ama saygı hak edilir. Siz saygıyı hak edecek ne yaptınız bizim için?

  • Parti il ve ilçe teşkilatlarının nitelikli insanlardan oluşmasını sağlamalılar. Merkezi bir koordinasyon ve strateji yürütme ekibi kurulmalıdır. Böylelikle bölgelerin ihtiyacını merkez organı doğru yorumlayıp partinin doğru politika yürütmesi sağlanmalıdır. İnsana dokunmak ve vatandaşın fark edeceği sorunların çözümlerine odaklanmak gerekmektedir.

  • Kavgacı, agresif tutumlardan vazgeçilmeli, anlayışlı herkesi kucaklayabilecek, akılcı politikalar yürütülmeli, milletin gözündeki kaba saba ülkücü imajı düzeltilmeli, modern dünya ile uyumlu yenilikçi bir milliyetçilik yapılmalı, küskünler geri döndürülmeli. Özellikle AKP'ye oy veren milliyetçi kesimin ve merkez sağın oyları geri alınmalı.

  • Türk Milliyetçilerinin öncelikli olarak Turan davamızı hatırlatmaları gerekmektedir. Ziya Gökalp'in önce Türkiyelileşmek dediği yani Milliyetçi bir Türkiye inşaa etmek gerekmektedir. Akabinde bütün Türklerin tek bir çatı altında toplaması (Turan) ülküsünü gerçekleştirmek için canla başla mücadele etmeliyiz. Türkiyelileşmek dediğimiz Milliyetçi Türkiye'yi gerçekleştirebilmek için de Milliyetçi bir partinin iktidarına ihtiyacımız vardır. MHP, Türk Milliyetçilerinin partisidir. Kimsenin babasının malı değildir. Bedel ödemiş, can vermiş bir ideolojinin, partinin hakettiği değeri görmesi yıllardır mümkün olmamaktadır. Türk Milliyetçileri MHP ile var olmamıştır. Aksine MHP, Türk Milliyetçileri ile var olmuştur. Gerekirse Türk Milliyetçilerine anket vb. iletişim araçlarıyla ulaşılıp istişare yapılmalı, çıkacak sonuçlar değerlendirilip, ideolojimizden taviz vermeyecek farklı bir parti kurulması kararlaştırılabilir. Sevgi, saygı, hürmetlerimle...

  • MHP muhalefetinin strateji sorusuna yazdığım cevap aynen geçerlidir. Akşener mahkemede kazanılan kurultay sürecini bencilce davranarak ve kurultay gündeminde olmayan kararları kurultayda onaylattırmak sureti ile süreci baltaladı. Akşener derhal yalnızlaştırılmalı ve tarihin tozlu siyasetçileri arasındaki yerini almalı. Bunun akabinde diğer muhalif lider adayları dilerler ise öncelikle MHP içine mücadeleyi sürdürebilir. Olmadığı takdirde genç ve dinamik bir başkan adayının etrafında birleşerek yeni bir parti kurabilirler.

  • Acil olarak son nesil dediğimiz bilgili ve becerikli nesil ile illerde teşkilatlandırma çalışmaları yapılması ve adayların tek çatı altında birleşip tek yumruk, tek devlet, tek vatan gayesiyle Büyük Ortadoğu Projesine karşı dimdik durması gerekmektedir!

  • MHP içinde demokrasi oluşana kadar yani mevcut genel başkan değişene kadar adaylar birlikte hareket etmeli. Parti genel başkanı değiştikten sonra yapılacak kongrede (eğer anlaşamıyorlarsa) bireysel olarak hareket etmelidirler.

  • MHP genel merkezinin şu anki izlediği siyaset son derecede üzüntü vericidir. Başbuğun emanetine sahip çıkmakta acizdir. Türk Milliyetçileri kendisini temsil edecek bir lider görmek istiyor. Bu hususta "ayrılıkta azap birlikte rahmet vardır" sözünden hareketle mevcut genel başkan adayları aralarında mutabakata varmalı ve mevcut düzenin değişmesi adına bir çalışma içerisinde olmalıdır.

  • Günümüz Türkiyesinde gerçek Türk Milliyetçiliğini biz yapıyoruz, bu insanların ise çoğu ocaklarda yetişiyor. Ama Ocaklara yeteri kadar değer verildiğini düşünmüyorum. Ocakların ise eğitime değer verdiğini düşünmüyorum. Bu değersizler zinciri ise başarısızlığın kapısı aralıyor bize. Yetişmiş saygınlık kazanmış kendi alanında yüksek mertebelere yükselmiş az sayıda ülkücü görüyorum ve bizim ilk burdan başlamamız gerektiğini düşünüyorum. Ocaklarımız her yıl konserlerde geri kalmazken. Ülkü ocakları gençlere eğitim olarak bir yatırım yapıldığını düşünmüyorum. Ocaklarda müfredatımızda olan dersler verilmeli gençlere değer verilmeli ahlaklı bilgili başarılı gençler yetiştirmeye gayret göstermeliyiz. Ocakların temel işleyişini düzeltildiğinde her şeyin düzeleceğini düşünüyorum.

  • Öncelikle Türk Milliyetçiliğinin "gerçek" bir tanımı yapılmalı ve bünyesinde bulunan gençler bilimsel, akılcı, laik ve milliyetçi bir tarzda yetiştirilmelidir.

  • İnsana yatırımın yani eğitimin ön planda olması, bilime önem verilmesi ve kadın hakları, çevre sorunları, enerji kaynakları meseleleri üzerinde daha çok durulması gerektiğini düşünüyorum. Türk milliyetçileri olarak hiçbir zaman çağın gerisinde kalmamalıyız.

  • Cahar Dudayev'in de belirttiği üzere Türkiye Türk Dünyası ve İslam coğrafyası açısından ümit ışığıdır. Bu bilinç doğrultusunda hareket ederek davamızın bir ırkçı politika olduğu düşüncesi yıkılmalı. Türk milliyetçiliğinin Fransız ihtilali sonrası ortaya çıkan milliyetçilik akımı sonucu ortaya çıkmadığı, bu hareketin ne kadar eski ve kutsal olduğu konusu üzerinde sıkça durulmalıdır ve anlatılmalıdır.

  • Meral Akşener öncülüğünde diğer muhalif adayların da parti içi çalışmalarına devam ederek yenilenecek bir MHP şu andaki siyasi iktidarı değiştirebilecek tek alternatiftir. MHP içerisinde muhalif adaylar yeni oluşumları düşünürlerse durum daha da içinden çıkılmaz hale gelecektir. Ülke çok kötü yönetiliyor. Muhakkak değişiklik lazım…

  • Siyasetçilerimizin eski dönemden kalma politikaları bir kenara koyarak, güncel olan, toplumumuza uygun, güçlü ve toplumun %70'lik kesimini kapsayan yeni politikalar üretmeliler. Bu politikaları tek başlarına veya belli bir yaş sınırı üstü ile oluşturmamalılar. Toplumun gençlerine görüşleri ne olursa olsun danışmaları gerekiyor. Bizim, toplumun sadece milliyetçi olan insanların güvenine değil, toplumun her kesiminin güvenine ihtiyacımız var. Ve siyasetimizi yaparken eşit davranmak zorundayız. Yargı organlarımız başta olmak üzere kamunun tümünde bozulmuş olan bağımsızlığı geri kazandırmamız gerekiyor. Ve ülkenin geleceği olan biz gençlere sizlerden sürekli olarak destek bekliyoruz. Doğru insanlara ulaşıp yardım ederseniz bunun karşılığı tez vakitte iyilik olarak geri dönecektir. Düzgün bir genç teşkilatı ile doğru insanlara ulaşarak siyasetimize yeni sesler yeni güçler katmış oluruz. Tabi bu söylediklerimin geçekleşmesi için bugünkü bozdukları sistemin karşısında sizlerin güçlü adımlarla yılmadan, yıkılmadan durmanız gerekiyor. Milliyetçi ve güçlü büyük TÜRKİYE için çalışacağız. Bizlere ulaşmak istiyorsanız durmadan seslenin, bizler sizleri buluruz. Saygılarımla.

  • Galeyana gelerek değil Türkiye Cumhuriyeti yok edilmeden, hak ve hukuk çerçevesinde "dava" kelimesinin hakkını vererek bu yolu menzil edinmemiz lazım. Bizim davamız koltuk davası değildir, daima gelişen yerinde saymayan bir toplum ve ülke olmak için dava yoluna baş koymalıyız. Bir Türk Milliyetçisi'ne yakışan her zaman budur.) Asalak olup düşünmemek ve düşünmemize engel olunması bizim aleyhimize bir durumdur istenilen ise ülke çıkarları için düşünmeyen bir toplum yaratmaktır. Buna dur demek bizim aslî görevimizdir.

  • Seçmene dayatmacı tutumdan vazgeçilmeli, istişareye önem verilmeli, milliyetçi bilim adamları kesinlikle siyasete katılmalı(politikalara yön verebilmeli) milliyetçi bilim adamları tanınırlıklarına bakılarak değil, üretimlerine bakılarak belirlenmeli.

  • Karşı görüşlere de saygı duyarak her kesimi kapsayıcı bir sistem benimsenmeli.

  • Sadece PKK karşıtlığı üzerinden siyaset üretilmekten vazgeçilmeli. Kadın hakları, hayvan hakları, çevre talanı, sosyal adalet gibi konulara değinilmeli. Bilhassa seküler bir yol izlenmeli. Ocakların Kuran Kursu gibi hareket etmesi yerine eğitime ağırlık verilip, kalifiye insan yetiştirme merkezleri olmalı. Adaletin yeniden tahsis edilmesi için öncü olmalı.

  • Toplumda "Türk Milliyetçisi" denildiğinde kafalarda oluşan imaj nedeniyle hizmet edilebilecek kitle konusunda sıkıntıya düştüğümüzü düşünmekteyim. Bu kötü imaj nedeniyle kafalarında muhaliflik oluşan hizmet edilecek kitlenin ilgisini çekmek adına, "Türk Milliyetçileri" olarak sadece devlet ve millet esaslı politikaların yanında; mühendislik, sanat (Tiyatro, resim, heykel, musiki vb.), bilim, proje yumurtalıkları, fen ve ömür boyu öğrenen-okuyan örgüt modelini oluşturmaya yönelik çalışmaların yapılması taraftarıyım. Yığın değil birey yetiştirme...

  • Türk milliyetçiliğinin siyasi bir fikir olarak Türk halkında karşılığı yok. Normalde Türk halkının %70'lik bir kısmı evlenirken dahi millyetçilik yapıyor. Fakat bunun farkında değil. Türk halkı demek zorunda kalıyorum. Çünkü siyasi anlamda bir milliyetçilik egemen olursa Türk halkı Türk milletine evrilecektir. Peki, önce bir siyasi inanç haline gelmesi sonra devletin kademelerinde temsil edilmesi ve sonra halka hizmet ederek halkı millete dönüştürmesi nasıl olacaktır? Türk halkının şu an tek bir ortak noktası bulunuyor: Atatürk. Atatürk'ü Türk halkının bir kurtarıcı, bir devlet kurucusu, devrimlerin sahibi olarak görmesinden çok bir Türk milliyetçisi olarak anlaması gerekiyor. İnşa edilen devletin, yaşanılan darbelerin, gelen iktidarların (AKP'nin dahi) ister istemez Türk milliyetçiliği ideolojisiyle kurulmuş Türk devletini yönettikleri gerçeği anlatılmalıdır. Halk Türk milliyetçiliğini bilmiyor. Basit bir ırkçılık ya da İslami sosu olan bir ülkücülük kalınıtısı olarak görüyor. Genel bir cehaletin etkisiyle de milliyetçilik bilgisi sıfıra iniyor. Önce kurucusu ile tanıtılmalı. Sonra sosyal örnekler üzerinden aslında çoğu kesimin nasıl milliyetçilik yaptığı örneği verilmelidir. 
    Evlenirken dahi ırk ve kültür ayrımını büyük oranda gözeten bu halk "Milliyetçiliği" bir siyasi fikir olarak görmelidir. Eğer siyasi olarak kendisini arenada gören bu halkoylarını milliyetçilik yönünde kullanırsa devlet kademelerine "milliyetçilik" yerleşecektir. Bu durum ise zamanla ders kitaplarını, eğitim sistemini, bürokratik düzeneği, polis teşkilatını, sosyal sistemi dizayn edecektir. Özellikle medyanın bu hâkimiyetten etkilenip "Milliyetçilik" yayan diziler, sinema filmleri, tiyatrolar, kitaplar, masallar, sabah kuşağı programları oluşturması işten bile değildir. 2015'ten sonra iktidarın kullandığı az da olsa milliyetçi dil bugün sinema filmlerinin ve dizilerinin, cumhuriyete ve Atatürk'e olan bağlılığın artmasına sebep olmuştur. Sosyal yaşantının ve yerel dilin Türk milliyetçiliği siyasetiyle bağdaştırılması gerekiyor. Naçizane fikirlerim bu yöndedir. Teşekkür ederim.

  • Bir parti çevresinde bütün kesim toplanmalı ve siyasete atılınmalıdır. Bunun dışında ise bütün Türkçüler kendilerini alanlarında gelişmeli ve topluma her açıdan örnek olmalıdır.

  • Öncelikle Siyasal İslam sentezinden sıyrılmak, Türk milletini, Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi kitabında öğrendiğimiz gibi bilinçlendirmek, Yusuf Akçura, Hüseyin Nihal Atsız, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp, Atatürk, Mahmut Esat Bozkurt, Nejdet Sançar, Oktay Sinanoğlu başta olmak üzere bizim değerlerimizi anlatan fikir adamlarını okutmak, onlar gibi bu yoldan gitmemizi söylemeliyiz, Bahçeli gidecek, Türk milliyetçileri MHP'yi yönetecek.

  • Aslında mecvut muhalif liderdelerden farklı genç, dinamik ve cesaretli bir lider gereklidir. Muhalif liderler bu liderin konsülüne üye ya da danışman olabilir ancak yazılan muhalifler ile bir yere kadar gidilebilir. Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk Milliyetçiliğinin kurtuluşu bu yeni lideri çıkarıp çıkarmayacağımıza bağlıdır. İyi çalışmalar dilerim.

  • Uzlaşmacı, birleştirici olmakla beraber; laiklikten, bilimsellikten ödün verilmemelidir. Türk Milliyetçilerini temsil edecek şahıslar dogmatik fikirlere kapılmamalıdırlar.

  • Türk milletiyle sokak sokak, ev ev iletişime girecek, onlara dincilerin ulaştığından daha fazla ulaşarak yakınlık kurarak kendine getirecek bir siyasete ihtiyaç vardır. Türk milliyetçileri Türklüğe tehdit gelen her yerde ilk görülen olmalıdır. Haksızlığa, yolsuzluğa, hırsızlığa ilk başkaldıran olmalı, doğaya, çevreye sahip çıkmalıdır. Hukukun üstünlüğüne, kuvvetler ayrılığı ilkesine, Cumhuriyet kazanımlarına, kadın haklarına, çocuk haklarına, hayvan haklarına vurgu yapılmalıdır. Dinin kişinin kendi inanç alanına bırakıldığı, devletin laiklik ilkesi çerçevesinde her inanca eşit mesafe olması gerektiği de özel olarak vurgulanmalıdır. Üniversitelerde temel bilimleri öne çıkarılmalıdır. Bilim temelli bir bakış açısı Türk milliyetçiliğinin evreni anlama metodu olmalıdır.

  • Türk milliyetçilerinin sosyal-siyasal-kültürel alanda açılan büyük bir boşluğu doldurması gerekmektedir. Bu boşluğun doldurulmasında şuan yapılması gerekenlerden en önemlisi, şaibeli seçim sonuçlarına karşı, kıytırık genelbaşkanların açıklamaları dışında, daha yaratıcı örnekler ve somut delillerle birlikte toplumun bir kesiminde oluşan öfkeyi arkalarına alarak kamuoyunu canlı tutmaktır. Orta ve uzun vadede yapılabilecekler kısmında ise, MHP'nin yenilenmesi veya merkez sağı komple içine alabilen milli bir cephenin kurulması, Türk milliyetçilerinin büyük ve toplu olarak örgütlenmesi, propaganda başlatılması gerekmektedir. Türk milliyetçilerinin büyük bir kısmının eksiği, güçlü ve kalabalık bir örgütlenmelerinin olmayışıdır. Kendi kabuğuna kapanmış ve diğer örgütlerle iletişime dahi geçmeye tenezzül etmeyen çekirdek örgütler tamamen dağıtılmalı veya tamamen tek çatı altında siyasi bir liderin arkasında kenetlenmelidir. Benim bu siyasi liderden kastım Ümit Özdağ'dır. Kendisinin akademik seviyesi, geçmişi ve dürüstlüğü göz önünde bulundurulursa, popülerliğe oynamayan ve doğruları söylemekten asla çekinmeyen nadir siyasilerdendir.

  • Türk Milliyetçileri her şeyden önce birbirlerini gerçek manada sevmelidirler. Menfaati ve çıkarları uğruna birilerini yağlarken, birilerine düşmanlık etmemeliler. At gözlüklerinden kurtularak bolca okumalı ve idrak etmeliler. Klavyeden ahkâm kesmek, "tek ben biliyorum" diyerek bir şeyler yazmak, yazılarda da zırvalamaktan vazgeçmelidirler. Bir de kadın/erkek ayırmaksızın milliyetçiliği karşı cins ile arkadaşlık kurmak için kullanan tiplerden de kurtulmak lazım. Tanrı Dağına mı gidiyolar, Ötüken'e çadır mı kuruyolar n'apıyolarsa yapsınlar artık!

  • Öyle bir kadro ve lider olsun ki, bizler umudumuzu yitirmeyelim. Şu gencecik yaşımızda gelecek kaygılarımız yok olup gitti. Birilerin bizim adımıza buna bir dur demesi gerekiyor.

  • Ziyadesiyle gerilen ve ilişkilerin, dava arkadaşlığının neredeyse ortadan kalktığı herkesin bir diğerini, "şucu, bucu" diye etiketlediği bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemde öncelikle bu yarışmanın kökünü kazıyacak adımlar atılmalı. Sonrasında ise toplumda, milliyetçi kimliğin bir karşılığını oluşturan olgun, ağırbaşlı tavır geliştirmek de durumundayız. Eleştirdiğimiz görüntüyü değiştirirken bu olgun ve ağırbaşlı tavrı unutmamalıyız. Gençlere daha çok ve daha aktif temas edip onların birlikte hareket etmesi, ismi geçen genel başkan adayları tarafından sağlanmalı. Bu gençlerin birlikte olabileceği fiziki alanlar ile ilgili adımlar atılmalı, gençlerin yayın yapması, topluma kendini ifade edip adayların meşruiyet alanını genişletmesine olanak sağlanmalı. Söylem değişikliği ve geri planda kavram geliştirmek için alan oluşturulmalı.

  • Türk milliyetçiliği bu ülkenin en köklü ideolojilerinden biridir. Kendi sağlam ülküleri ve vazgeçilmezleri vardır. Bunun temsilcisi olarak gördüğümüz Milliyetçi Hareket Partisi maalesef birkaç yıldır şu ya da bu ideolojilerin karşısında yahut yanında olarak tanımlanıyor. Bu vaziyet ya milliyetçilik bilincinin yoksunluğundan ya da alınan kararların kamuoyuna düzgün bir şekilde anlatılamamasından kaynaklıdır. Her iki durum da bizim için kabul edilemez. MHP genel başkan adayları gerçekten kendilerini düzgün bir biçimde halka anlatabiliyor mu? Parti tabanı dışında bir kanattan oy çekebileceklerini düşünüyorlar mı? Şahsi olarak bir kariyer, şöhret peşinde midirler, yoksa gerçekten ülkenin ve Türk milliyetçilerinin geleceğini mi düşünüyorlar? Hepimizin düşüncesi MHP'nin işgalden kurtarılıp yola onunla devam edilmesidir. Velev ki buna muvaffak olunamadı. Planımız yeni bir parti kurmak ise tüm adayların tek bir bayrak altında toplanmaları ve derhal yapılacak bir seçimle başkanı belirlemeleri benim şahsi önerim olacaktır. Yazının başında belirttiğim gibi Türk milliyetçiliği bu ülkenin en köklü ideolojisidir. Şu ya da bu insanın arkasında, yanında durmak değil; bir ideolojiyi temsil etmektir esas olan. Saygılar...

  • En özet ifade ile Türk milliyetçileri devlet merkezli politikalarını terk edip milleti merkeze almalıdır. Devletçi reflekslerle geliştirilen söylem ve stratejiler ne yazık ki fikirlerimizi kısırlaştırmakta, Türk milleti nezdinde yeterince itibar görmemektedir. Büyük Hun Devletinden Türkiye Cumhuriyeti'ne irili ufaklı birçok devletler kurmuş bir milleti "devlet elden gidiyor" argümanı ile ikna edemeyeceğimizi defaatle yüzümüze vurmuş bir toplumu ikna etmemiz mevcut zihniyet yapımızla mümkün gözükmemektedir. Eğitimden sağlığa, ekonomiden birey hak ve özgürlüklerine kadar her alanda Türk milliyetçileri ortaya vizyon koymaya mecburdur.

  • Teşkilatlanma konusunda oldukça başarılı olduğunu düşündüğüm Türk milliyetçilerinin, her şeyden evvel teşkilat/ birlik içerisindeki ayrılıklardan, fitne ve fesatlıklardan, nefsânî tevessüllerden, konumu ne olursa olsun yalnızca kendine hizmet için topluluğa sızmış kişilerden uzak durmasının elzem olduğunu düşünüyorum. Bunları bir araya gelme, birlik içinde mücadele etme yolunu ortadan kaldıracak ve mücadeleyi başlamadan bitirecek ciddi engeller olarak görüyorum.

  • Her şeyden evvel; birbirlerine yönelik davranışlarını haksızlık ve fesatlık etmekten, çekemezlikten, kıskançlıktan, ikiyüzlülükten, koğuculuktan, gevşeklik ve ciddiyetsizlikten; iyiliğe, yardımseverliğe, dürüstlüğe, kadirşinaslığa, disipline, dostluğa, birlikten yana tavırlara tahvil ettikleri ve gerçekte ne için çalıştıklarını unutmadan yola devam ettikleri takdirde, geri kalan hiçbir sebebin Türk milliyetçilerinin önünde durabileceğine inanmıyorum.

  • Milliyetçi camianın sadece sloganda kaldığını, proje üretemediğini düşünüyorum. Halkımız "vatanı böldürmeyiz", sözüne itibar etmiyor. Her alanda (eğitim, sağlık, ekonomi, kadın-çocuk, işsizlik, dış politika) projemiz olmalı. "Niçin sizin temsilcilerinizi seçmeliyiz?", sorusuna bizim temsilcilerimizin projelerini anlatmalıyız. "Tenkit alkış, teklif oy toplar" ilkesine göre davranılmalı.

  • Halkın belli bir kesimine değil de halkın tüm kesimlerine hitap edilmeli. Ayrıca çeşitli etkinlikler düzenlenerek halktan görüş toplanmalı ve mevcut düzen hakkında bilinçlendirme yapılmalı. Karşı cepheyi suçlayıcı, açıklarını göstermek amacıyla değil de, gerçekten mevcut durum ve sonuçları hakkında bilgi vermek amaçlı toplantılar düzenlenmeli.

  • Bugüne kadar imzalanmış olan ihanet yasalarını anlatmalılar bence. Mesela 1992'de Avrupa Birliği müzakereleri için Özal tarafından imzalanmış "İkiz Yasalar" bu referandumun konusu olan eyalet sisteminin başlangıcı olmuş. Bunun yanında halk dini konulara karşı hassas olduğuna göre Ege'de birçok yeni kilise yaptıran; ancak din üzerinden siyaset yapan AKP'ye karşı bunlar halka anlatılmalı. Bunun yanında ben AKP'ye oy verenlerin en fazla %35 olduğunu düşüyorum. Genç ve eğitimli nüfus düşünülmeli. Üniversite gençleri ile bol bol buluşmalılar, gençlerle birlikte çalışmalılar. Muhtarlar toplantısı gibi sürekli gençler ve halkla temas halinde olmalılar.

  • Halkın artık İslami milliyetçilik görüşünden sıkıldığı ve bu görüşün oy kaybettirdiği gerçeğinin görülmesi taraftarıyım. Devlet Bahçeli'nin partiye oy kaybettirdiği ve halkın gözünde partiyi ve parti çizgisini aşağıya çektiğinin farkında olunması, bunun önlenmesi taraftarıyım. Referandum sonucunda da gördüğümüz gibi Bahçeli'nin MHP devri kapanmıştır. Yeni kan ve daha dik bir duruşa ihtiyaç vardır. Partinin silkinmesi taraftarıyım. Ülkü Ocakları'nın da daha kaliteli ve donanımlı gençler yetiştirilmesi için adım atmasının parti ve milliyetçilik yararına olacağını düşünüyorum.

  • Türk Milliyetçiliğinin kendine has duruşu şu an bozulmuş durumdadır. Evvelâ gençlerden yani Ülkü Ocakları'ndan başlanarak bir değişime gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ülkü Ocakları'nın şu anki durumunu gören gençler ülkü yolu ve dolayısı ile milliyetçiliğe karşı tavır alıp başka yönlere kayıyorlar. Bizim gibi çok okuyan gençler ise farklı sıfatlarla bu durum dışında tutuluyorlar. Bunun aşılmasının birçok sorunu çözeceğini düşünüyorum bir genç olarak. Ayrıca eğitim konusunda sağlam görüşlerin olması ve çelişki dolu ifadelerin olmaması biz milliyetçi gençleri topluma kazandırmak için önemli bir adımdır bence. Türk isminin geçirilmemesine çalışılan bir ders kitabı sağlıklı bir milliyetçilik düşüncesine gebe olamaz. Fakat gerçeklikten uzak bir Türk mefhumu mübalağası da aynı derecede tehlikelidir. Naçizane düşüncelerim bunlar.

  • Toplumda karşılığının olması için bölgesel stratejiler geliştirilmelidir. İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi için; Atatürk ve Atatürk'ün ilkeleri -dolayısıyla devletin kurucu ilkeleri- halka anlatılmalidir. Ulus devletin değerini halk iyi anlamalıdır. Kıyı şeridi için seküler - laik milliyetçi hareketin benimsendiğini göstermek gerekir. Seküler - laik hareketle, son yıllarda mevcut hükümet politikaları ve tabanıyla özdeşleşen görünüme son verilmelidir. Tekbir gibi şovenist, şekilci, absürd hareketlerden kaçınarak, halkçı, Türk çocuğunun, Türk işçisinin haklarını savunan, mesela ağaç için, nükleer santral için, işçi hakları, kadına şiddet, öğrenci hakları için sokaklara dökülebilen bir hareket ve teşkilat oluşturulmalıdır. Laikliğin sadece basit bir hukuk sistemi olduğunu, Anadolu'nun en ücra köşesindeki bir çocuğun bilerek benimsenmesi sağlanmalıdır.

  • Ilımlı muhalefet yapılmalı, tabanı sağlam ama kucaklayıcı politika izlenmeli. Acele hareket edilmemelidir.

  • Türk milliyetçiliği sadece siyasi bir hareket olmaktan çıkmalı ve daha sosyal olmalı, bir aydınlanma hareketi haline gelmelidir. Lider, teşkilat, doktrin sloganlarına sıkışmış bir milliyetçilik tanımı artık bırakılmalı ve kavramlar baştan aşağı yeniden tanımlanmalıdır. Lider de, teşkilat anlayışı da, doktrin de modernize edilmelidir.

  • Milliyetçiliği Atatürk çizgisinde, siyasi arınmayı da birleştirici ve bütünlükçü anlayışta benimsemeli. Parti içinde gençlere ve kadınlara yer verilmelidir. Gençlerden kasıt Ülkü Ocağı değil, parti içinde gençlik yapılanması şeklinde olmasıdır. Nasıl ki AKP gençlik kolları ve CHP gençlik kolları gibi yapılanmalar varsa, MHP içinde de Ülkü Ocağı'nın dışında aktif görev alan gençlik yapılanması gerekmektedir. Ancak bu gençlik bilinçli ve kaliteli kişilerle olmalıdır.

  • Türk milletinin %75'i kendisini tanımlarken 'milliyetçi, milli, vatansever' vb. özelliklerini ön plana çıkardığı aşikârdır. Bu potansiyel içerisinde dar bir çerçevede sıkışık kalmak ise ayrı bir başarının(!) ürünüdür. Milliyetçi camia büyük oranda entelektüel kişi sıkıntısı yaşamaktadır. Bu da ancak varlık içinde yokluk olarak tarif edilebilir. Türk milliyetçiliği siyasallıktan sivilleşmeye geçişini hızlandırmadığı müddetçe bu dar çerçeveye hapsolmaya mahkûmdur. Diğer bir durum ise Türk milleti lider endeskli düşünmekte ve çalışmaktadır. Kabul edelim ya da etmeyelim (seçim sonuçlarına bakarak) MHP'de bir genel başkan problemi Türkiye'nin ise MHP problemi vardır.

  • Gençlik kolları eğitim ve bilim açısından maddi ve manevi desteklenmeli, işinin ehli, öğretebilecek insanlar inanç ile eğitim yapılmalıdır çünkü bizim tek kurtuluşumuz eğitimdir. Teşkilatçılık olarak da eğitimin olmadığı yerde ne olduğunu ya da ülkenin nasıl yönetildiğini, partinin nasıl yönetildiğini apaçık şekilde görüyoruz.

  • Türk Milliyetçiliğinin sivilleşmesi ve seküler bir çizgiye çekilmesi gerekiyor.

  • Türkçü siyasete daha fazla önem verilmelidir.

  • Tüm Türk milliyetçilerini sahiplenen bir çerçeve çizilmelidir. Daha önce MHP'de yaşanan Türkçü-ülkücü ayrışması sona ermelidir.

  • Tamamıyla milli duyguların hâkim olduğu bir yol izlenmelidir. Gerektiğinde sokaklara dökülmelidir.

  • Sosyal bir devlet ve milliyetçi bir ülke meydana getirilmelidir.

  • Tek arzum, temennim: Türk Birliğini dünya gözüyle görebilmektir.

  • Bahçeli'nin koltuk sevdası uğruna MHP tabanı ile zıtlaşmış durumdadır ve hemen istifa etmelidir.

  • İlk önce duruşumuzun sadece milliyetçilik inkılabı değil, başkomutan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün inkılaplarının tamamını kapsadığını ve milliyetçi ya da halk diliyle sağ görüşün, "yobaz, elinde silahla gezen kabadayılar" değil, tamamen Türk ırkının refahı için çalışan, medeni, eli kalem tutan insanlar olduğu halkın geri kalanına gösterilmeli. MHP ya da milliyetçi denilince sadece Ülkü Ocakları'nda kavga bekleyen insanların değil, bunun tersine Türk Ocakları'nda bilinçli bireylerin yetiştiği gösterilmeli.

  • İnanmak ve samimiyet ile mücadele etmek gerekiyor.

  • Türk milliyetçiliğinin etkinliğini artırarak yükseltmek gerek. Kutuplaşmaya girmemek ve omurgalı olarak, ulusumuzun tüm kesimlerine ulaşacak program ve projeler oluşturmak gereklidir. Türk devletinde, Türk işçisini, Türk çiftçisini kucaklamak, Türk kadınlarına eğilerek Türk gençliğini aktif hale getirmek ve ulusun sorunlarına çözüm bulmak ve her alanda teşkilatlanmak gerekiyor.

  • Öncelikle İslam tarikat tarzı şeyleri kullanmamak ve Türk Milleti'nin Araplaştırılmaması, Turan kurulması için elden gelen her şeyin yapılması ve Türklerin kendi özlerine dönmesi için gereken şeyleri yapmalıdır.

  • Irkçıyız, ırkçı kalacağız. Vaktiyle bir Atsız varmış, var olsun.

  • Öncelikle Türklüğe ve Türkçeye dair bugüne kadar yapılmış olanlar göz önüne alınarak çalışma başlatılmalı. Mesela her sokak Türk bayraklarıyla donatılmalı, kim hangi şehre, sokağa, caddeye adım atarsa atsın, orasının Türk toprağı olduğunu hissetmeli. Andımız da dâhil her şey geri getirilmeli. Etnik kökenlere verilen imtiyazlar, tavizler derhal kaldırılmalı. Kendi memleketime gelecek olursam, kesinlikle tek bir Arapça tabela olmamalı, ülke genelinde cirit atan Suriyeliler toplanmalı. Vatandaşlık verilmişse dahi vatandaşlıktan çıkartılmalı. Bu ülkede başka ırklar, dinler de var ama Türk yurdunda yaşıyorlarsa Türk'e biat etmek, saygı duymak zorundalar. Ülke içerisindeki ortam huzura erdiğinde, diğer Türk devletleri ile irtibata geçmeli, Turan için biraz daha zaman olsa da, hiç değilse bir ekonomik Türk birliği sağlanarak dünyaya karşı bir güç oluşturulmalı. Esaret altındaki Türk yurtlarında zulüm gören soydaşlarımız için ne gerekiyorsa fazlasıyla yapılmalı. Diğer Türk devletleriyle ilişkiler en üst düzeyde olmalı, en başta da can Azerbaycan ile. Bizler kardeşlerimizin, çocuklarımızın Orta Asya'da Tanrı Dağı'nın eteklerinde özgürce at koşturmasını hayal ediyoruz. Eğer siz büyüklerimiz ister, çabalarsanız, bizim hayallerimiz gerçeğe dönüşecektir. Atalar mirasını istiyoruz. O bozkırlara giderken kendi topraklarımıza gider gibi özgürce gitmek istiyoruz. Bu kötü günler elbet geçecektir. Bizler size inanıyoruz. Tanrı yardımcımız olsun.

  • Milliyetçilik fikir ve ideolojisi okullarda sistemli şekilde öğretilmeli ve milli hassasiyetlere yönelik programlı çalışmalar yürütülmelidir.

  • Tüm gayri Türkler asimile edilip propaganda olarak haftada bir Türkçü yürüyüş düzenlenmeli. Sosyal medyada insanlar Türklük hakkında bilgilendirilmeli ve Türkçü yapılmalı.

  • Şu an MHP yönetiminde bulunan kişiler gibi makam mevki veya başka sebeplerle Türk milliyetçiliğini bir köşeye atmayacak, "milliyetçiliği ayaklar altına aldım" diyenlerle, Andımız'ı, TC ifadesini kaldıranlarla iş birliği yapmayacak ve sonucu ne olursa olsun tepkisini ortaya büyük bir cesaretle koyabilecek kadrolara ihtiyacimiz var. Bütün önceliğimiz Türkçü düşünce olmalıdır. Bu şekilde hareket eden gerçek Türk milliyetçilerine sonuna kadar destek vermeye hazırız.

  • Her milliyetçi arkadaş çevresi ve ailesine kendini ve Türk milliyetçiliğini iyi tanıtmalı, siyasiler ise tek çatı altında toplanıp güzel bir siyasi hareket oluşturmalı.

  • Milllet az da olsa atalarının neler yaptığına göz atıp kanını araştısa, zaten yönünü bulacaktır. Bulamazsa o ne Türk'tür ne de milliyetçidir.

  • Bütün Türk Milliyetçileri bir siyasi hedef tutulmaksızın, Turan ülküsü altında birleştirilmelidir.

  • Merkez sağa yakın, söylem ve eylemleri tutarlı, kirlenmiş ve yozlaşmış kadrolardan uzak, daha genç il örgütleri oluşturan, en ücra alanlara kadar ulaşmış bir parti yapısı oluşturulmalıdır.

  • Turan'ın kurulması büyük bir birlik demektir. BBP, MTP, Devlet Bahçeli, Meral Akşener, Atilla Kaya, Sinan Oğan, Olcay Kılavuz, Osman Pamukoğlu, Engin Alan ve Şevkat Çetin hepsi hep birlikte MHP çatısı altında toplanıp TSK'nın şerefini, yüce Meclis'in onurunu tekrar şahlandırmalıdır.

  • Türkçüler, Ülkücüler, Atatürkçüler, Ulusalcılar, Kemalistler birlikte hareket etmeli.

  • Türk milliyetçiliğin geleceği için Turan olması gereklidir. Adı üstünde Türk milliyetçiliği ve bunu yapabilecek tek kişi Sinan Oğan'dır. Bize diğer ırklardan laf atıldığında susup bir şey dememek bize yakışmaz ve bizi ateşlendirecek damarımızda kırmızı kanın olduğu fark ettirecek kişi Sinan Oğan'dır. Ocaklarda boş boş oturmak bize yakışmaz ve bunu tekrar canladıracak kişi Sinan Oğan'dır. Sadece ocakta çay içip muhabbet etmek bize yakışmaz. Az laf çok iş yapabilecek kişi Sinan Oğan'dır.

  • Bir elimiz rabia bir elimiz bozkurt yapar. Benim yaşım tuttuğu an Meclise girip başkan olmak isterim ve büyük Turan devletine adım atmak isterim.

  • Tüm ülkücü, alperen, Türkçü ve gerçek Atatürkçüleri tek çatı altında toplayarak siyasi alanda etkili bir yer kazanabiliriz. Refah ve Türk devletinin geleceği için 9 Işık Doktrinini benimseyerek, bu çizgide ilerleyebiliriz. Önemli bir temsilci olarak da yıllardır bu davanın çilesini çekmiş, cefasını çekmiş ve davamızı en iyi bilen bir koca kurtun başımıza geçip bize Başbuğluk yapması lazım (en azından kısa bir süre gençlere gerçek davamızı öğretene kadar).

  • Türk gençlerine Türklük ruhu aşılanmalıdır ve güçlü irade sahibi bireyler yetiştirilmelidir.

  • Türkiye'de Türk Milliyetçilerinin iktidarı için yeni bir parti kurulup, kişisel çıkarlar düşünülmeden genel başkan seçilmelidir. Ardından yeni kurulan parti için sadece güvenilir ve eğitimli insanlar görevlendirilmelidir. İktidar olunduğunda ya da ana muhalefet partisi durumuna gelindiğinde devletin vatandaşı koruyan görünmez el olduğu gerçeğini tekrardan vatandaşa benimsetmek için devletin ve siyasilerin vatandaş üzerinde etkilerinin azaltılması gerektiğini düşünüyorum. Tanrı Türk'ü korusun!

  • Avrupa Birliği denilen sahte birliğe girmeye çalışmak yerine "Türk Milleti Birliği" kurulmalıdır. Bu birlik sayesinde, Avrupa'nın korkacağı düzeye gelinmeli, eğitim sistemi değiştirilmeli, iyileştirilmeli. Bu sayede en yüksek mertebelerde Türk evlatlarını görmemiz sağlanabilir. Ayrıca ithal edilen tüm ürünlerin bu "Türk Milleti Birliği" ülkeleri tarafından üretilmesi sağlanarak Avrupa'ya bağlılık minimum seviyeye indirilmelidir. Birleşmiş Milletler gibi büyük askeri bir birlik kurup nerede yardıma ihtiyacı olan biri varsa elbette önce Türk ve Müslüman olmak üzere din ve dil fark etmeden yardımlar yapılmalıdır. Avrupa gibi yüzeysel yardımdan farklı olarak tam anlamıyla bir yardım yaparak tüm ülkelerin göz bebeği durumunda olmalıyız. Saygılarımla…

  • MHP öncelikle sentezci yapısından kurtulup kim dost, kim düşman ayırt etmesini bilmeli (Nihal Atsız gayet açık ifade etmiştir). Sonra bu doğrultuda, kendini geliştirmiş, bilgili, kültürlü ve laf yarıştırmak yerine topluma gerçekleri açık ve anlaşılır bir şekilde ifade edebilecek kadar, hem cesur hem konuşmasını bilen bir lider seçmelidir ve diğer adaylar da partiyi parçalamak yerine birleştirmek için mantıklı bir aday çevresinde toplanmalıdır. Çünkü ülke meseleleri gün geçtikçe içinden çıkılamaz bir hal almaktadır. Aynı karmaşayı parti içinde yaşatmak, zarardan ve zaman kaybından başka hiçbir işe yaramamaktadır. Seçeneklerde var olan adaylar arasından birini tercih ettim ancak bir diğer adayım da Sn. Yusuf Halaçoğlu'dur.

  • Bu devlet ve bu millet için milli bir şuur ile doğru politikalar yürütmesi gerekmektedir.

  • Liderin değişmesinin yanında terörden başka siyaset de üretilmesi gerekiyor. Turan Hayalimiz için mücadele verilip herkese hitap edilmeli ve bu ülkeyi yönetmeye istekli olunmalı!

  • Öncelikle MHP içinde düzene gidilmesini uygun buluyorum. Çünkü BBP'nin de MHP'den ayrılmış bir parti olmasına rağmen fazla rağbet görmediği açıktır. Eğer MHP içinde düzen gerçekleşmezse Türk Milliyetçiliği'ni savunan dört genel başkan adayımızın parti kurma hazırlıkları göz ardı edilemez. Birbirinden değerli dört genel başkan adayımızın hepsinin liderlik vasıflarının olmasından ötürü aynı partide karışıklık olacağı beni korkutsa da hepsinin birbirini idare edeceğini ve parti için en uygun başkan etrafında toplanıp bizim amaç ve gayemizi ortaya koyacağından şüphem yok. Bu zorlu süreçte dört genel başkan adayımız olmak üzere biz Türk Milliyetçileri'ne kolay gelsin.

  • Sayın Ümit Özdağ'ın zaten bunu yaptığına inanıyorum. Tek ihtiyacımız, partimizdeki köhne düzenin yıkılıp başına Sayın Özdağ' ın geçmesidir. Öncelikle parti içi demokrasiyi sağlamalıyız. Partide lider suntası bitmelidir. İstişare mekanizmaları yeniden getirilmeli ve geliştirilmelidir. Çünkü bugün partimizde "danışma" diye bir kavram yok. Ulusal değerlerimize sıkı sıkıya bağlı kalarak halkımıza dönmeliyiz. AKP gibi ulusal/inançsal değerlerin sömürüsü yapılıp halktan bir o kadar kopuk olunmamalı. Siyasetimizde ulusumuzun çıkarları gözetilmelidir.

  • O kadar çok şey konuşmak anlatmak istiyorum ki... Fayda sağlamayacağı kanaatinde olmadığım için tek bir cümle söylemek istiyorum. Biraz cesur olsunlar ve Türk olduklarını unutmadıkları gibi halkımızın tamamına da Avrupalı veya Arap olmadığımızı hatırlatmalarını istiyorum.

  • Nasıl ki Türk Milliyetçileri, AKP yönetiminin karşısında ise sol-CHP tarafının da o kadar karşısında olmalıdır. İki taraf da Türklüğü savunmaktan ziyade Türk Milliyetçiliği'ni kabullenememektedir. 2017 Başkanlık referandumunda birçok Türk Milliyetçisi'nin CHP-HDP seçmeniyle aynı oyu vermiş olması siyasette onlarla birlikte saf tutacağı anlamına gelmez. Eğer yeni bir parti oluşumu olursa Türk Milliyetçileri'ni temsil edecek liderin oy arttırmak, birçok makamda söz sahibi olmak maksadıyla Türklüğünden ödün vermesi ve sol ittifaka karışması iyi sonuçlar doğurmaz. Milli Mücadele Dönemi'nde Türklük şuurunun kurtardığı bu topraklarda Türkçülüğün, Türk Milliyetçiliği fikrinin bu vatan için tek kurtuluş yolu olduğu düşüncesinde hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Saygılar...

  • Baki olan devlettir devlet olmazsa millet de olmaz milliyetçilik de olmaz. Biz her zaman devletin çıkarları için çalışmalıyız; siyasi çıkarlar bize ancak zarar verir

  • Milliyetçi görüşten kesinlikle vazgeçilmemeli. Ülkü Ocakları Ali Baba ve Kırk Haramiler tarafından değil bilinçli vatanseverler tarafından oluşturulmalı. Olurda MHP'den birileri iktidara geçerse tarımsal kalkınmaya ödem verilmeli. Ekonomi iyileştirilmeli.

  • Günümüzdeki MHP, zamanında biz Türk Milliyetçilerine, Ülkücü gençlere, ''ırkçı, kafatasçı, morg bekçisi, Fatiha'yı bilmezler.'' diyerek hakaret edenlerle beraber hareket etmektedir. Gündemdeki olaylar Başbuğ Alparslan Türkeş'in kemiklerini sızlatıyor.

  • Bugün Ülkü Ocakları'nın durumu da daha iyi olması gerekirken çok daha kötüye gitmektedir. MHP'nin yönetim kadrosu yenilenmeli. Fakat 3 Kasım 2002 seçiminde barajı geçemeyen Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli o gece şunu söylüyor: "Partimiz olarak çok büyük hayal kırıklığına uğradık yüzde 10 oy kaybına sahibiz. Partimizin 2003 yılında toplanacak olan kurultayında yönetim kadrosu değişip yeni bir yönetici seçilecektir." Diyor. O günden bugüne yaklaşık 15 sene olmuş; hâlâ bu olacak. Sayın Meral Akşener'e de FETÖ'cü diye yükleniyorlar. Doğru olup olmadığını bilemeyiz. Fakat FETÖ'yü övdüğü konuşmaları var.

  • Türklüğü layık olduğu yere getirmedikçe ülkemiz bataklığa daha çok gömülecektir; siz değerli büyüklerimizden Türk Milliyetçileri olarak, Türkçü bir kardeşiniz olarak ricamdır: lütfen ayrı olmayın tek çatı altında olursak çok daha güçlü oluruz. MHP'de değişiklik olmuyorsa kurulacak yeni partide, yepyeni bir vizyon ile Türklüğü yükseltirseniz, bilime önem verirseniz kimse önümüzde duramaz. Ben Türk gençliğine inanıyorum ve güveniyorum. Sizler de inanın ve tek yürek olarak halkımızın karşısına gelin; eminim sadece MHP tabanlı olmayacaktır oylarınız. Saygılarımı sunar, esenlikler dilerim.

  • Türkçü bir bakış açısıyla yaklaşımda bulunulmalıdır. Unutulmamalıdır ki Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur; tek dil tek bayrak tek vatan!..

  • Türk kanının damarlarında aktığını hissedenler, Türk Milliyetçiliği'ni siyasi çıkarları için ağızlarına alanlarla işbirliği yapmasın. Bize bahşedilen bu kutsal Türklük hediyesi "günün adamı" siyasetçilerin ağzında kirletilemez. Türklüğün siyasi propaganda aracı değil; bir ideoloji ve yaşam biçimi olduğu, Araplaşma'nın özendirilecek bir şey olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti üzerinde yaşamak isteyenlerin bu hakka sahip olduğu ancak ulu önderimiz Mustafa Kemal'in yaptığı gibi tek bir askerimiz için vatan düşmanlarının köklerini kurutacak kararlılıkta ve güçte olduğumuz gerçeği millete iyice kavratmalıdır. Son olarak parti içinde son derece sağlam kişiler seçilmelidir ki bu kişiler vatanımıza darbe girişiminde bulunan soysuzlar kadar, ölü Türk askerinin başında fotoğraf çekinen soysuzlardan da haberdar olmalıdır.

  • Öğrencilere yönelik hizmetleri yeterli bulmuyorum. Elimizde hiç olmasa yüzde 10 oy var mantığıyla bu parti ayakta duramaz. Ülkücü neferler yetişmiyor; Ülkü Ocakları'nın durumu içler acısı. İnsanlar saygın, başarılı birinden ülkücü söylem görürse daha çok dikkate alır diye düşünüyorum

  • Gençlere öncelik ve maddi destek sunulması gerekiyor.

  • Öncelikle Türk gençliği ırkına, geçmişine, gelenek-göreneklerine sahip çıkmalıdır. Araplaşmamalı, tarihini unutmamalıdır. Bu devirde en büyük zenginlik bilgili olmaktır. Bu nedenle Türk gençliği okumalıdır, çalışmalıdır. Büyük liderlerimiz Atsız gibi, Türkeş gibi, Atatürk gibi bilinçli ve akıllı olmalıdır. Türk Milliyetçileri'nin benimsedikleri siyasi parti olan MHP'nin kadrosunda değişiklikler yapılmalıdır. MHP başka siyasi partilerin etkisi altında kalmamalı, kendine has bir yapıya sahip olmalıdır. Bunun için ilk olarak bize yeni bir lider lazım. Türkeş'in çizdiği yoldan emin adımlarla giden bir lider... Biz Türk Milliyetçileri olarak MHP'ye destek verirken gönül rahatlığıyla destek vermeliyiz. Bu nedenle makamına değil davasına düşkün bir liderimiz olmalıdır. Umarım en kısa zamanda MHP bu durumdan kurtulur ve emin adımlarla ilerler. Kendi çapımda bir şeyler yazmaya çalıştım. Kusurum olduysa af ola... Saygılarımla...

  • Mitingler yapılmalı; halka açık alanlarda bilgilendirmeler yapılmalı. Bu bilgilendirmelerde Türkler'in uğratıldığı haksızlıkları, katliamları, diğer ırkların bize olan tutumları örnekler ile anlatılmalıdır. Halk başka ülkelere (Türk toplumları hariç) güvenmemesi gerektiğini, her fırsatta güzel vatanımız ve milletimiz için kötülük besleyeceklerini anlatmamız gerekir. Birlik olduğumuzda Asya'daki birçok Türk topraklarının zenginliğiyle Türkiye'mizin, Azerbaycan'ımızın ve diğer Türk devletlerinin askeri gücü birleştiğinde Amerika, Rusya gibi devletlere karşı rakip bir "Birleşmiş Türk Milleti" olabiliriz ve bu güç, dünyayı yöneten güç olabilir. Bunu halkımız bilmelidir ve bunu anlatmak biz milliyetçilerin ilk görevimiz arasında olmalıdır.

  • Mustafa Kemal gibi büyük bir ışık yetiştirip etrafında toplanılmalı ve sonuna kadar korkusuzca mücadele edilmeli; halktan da destek toplanmalı.

  • Oy için hümanizm yapmasınlar net olsunlar biz Turan istiyoruz bu da Türk'ten başkasıyla olmaz kadrolarını Türkler'den oluştursunlar. Türk ırkçısı olsunlar.

  • Bölünmeye fırsat verilmeden birleşilmeli. Türkçü çevrede toplanılmalı, ülkücü çevrede değil. Şeriatçı ve ümmetçi politikalardan en ufak izler taşınmaması da dikkat etmeleri gereken bir diğer önemli konu olmalı.

  • Öncelikle Türklüğün önemi ve Türk tarihini benimseten güzel konferanslar olmalı. MHP'nin içindeki başka milletlerden olan kişiler çıkarılmalı; sadece bir Türk partisi olmalı.

  • Milliyetçi Hareket Partisi artık gayesinden ayrıldı. 16 Nisan 2017 Referandumu'nda "evet" kararı çıktığı anda da Milliyetçi Hareket Partisi'nin milliyetçi yönetim uygulamayacağı hatta bu milliyetçiliği ayaklar altına aldığı görüldü. İster üst kademe olsun ister taban olsun bu referandum sürecinde gerçek Türk Milliyetçileri'nin kim olduğu kendini belli etti. Ümit Özdağ, Sinan Oğan sonuna kadar "hayır" diyerek Türk Milleti'ni korudu. Böyle vekillerden Allah razı olsun ama benim düşüncem ezelden beridir Türk yaşamış ve Türk askerine hak ettiği değeri vermiş olan Osman Pamukoğlu ile yola devam edilmesidir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin seyri değiştiğindendir ki yeni parti kurulması akla yatan bir fikir. Devlet Bahçeli'nin aldığı tavra ben sadece koltuk sevdası diyerek geri kalan sözleri Türk insanlığına bırakıyorum.

  • Parti adı altında olsun veya olmasın sokak teşkilatları ile birlik olup yalan riya, hile içermeden bir Türk'e yakışır biçimde hem siyasi hem politik hem de ideolojik açıdan ülkeye katkıda bulunup, araştırıp, anlatıp yepyeni ve taze beyinleri eğitmeyi amaçlamalıdır. Bu sayede Arap hayranı AKP'liler ve Rus hayranı komünistlere aslında Türk harici hiçbir şeyin bizi sevmediğini ve düşman olarak gördüğünü anlatmak, öğretmek gerekmektedir.

  • Atalarımızın izinden gidilmeli. Din siyasete alet edilmemeli, hedef Turan olmalı, öncelik din değil Türk olmalı.

  • Demokratik bir Türk devleti için bugün Türk önderlere her zamankinden çok muhtacız. Siyasi temsilcisi bulunmayan Atatürkçü, sağ, liberal kanadın da umudu Meral Akşener.

  • Öncelikle Arap kültüründen, Arap kafasından kurtulmalı ve Arapça sözcüklerle değil Türkçe, Türk soycusu gibi yaşamalı; töre ile hareket etmeli! Bundan sonra belki siyasette bir yer edinip adam gibi Türklük için çalışılabilir. Tengri Türüküg Közedzün Yegedzün!

  • Her şeyden önce teşkilatlanma zekâsı ve ruhu olan, güler yüzlü olan, her fikre saygısı olan, herkesle asgari bir müşterekte buluşabilecek geniş bakış açısına sahip olan, her daim yeniliklere ve gelişmelere açık olan, gerektiğinde zekâsını konuşturup hazır cevap verebilecek karakterde ve pratiklikte olan insanların 81 ilde başı çekmelerinin gerektiğine inanıyorum. İktidar partisinde gözlemlediğim husus kadınların ve gençlerin teşkilatlar içerisinde yer bulması hatta zaman zaman ön saflarda olmaları. Bu, Türk kültürünün vazgeçilmezi olmasına rağmen mevcut MHP'de durum asgari boyuttadır. Dolayısıyla yeni oluşuma niyetlenen bir ekibin bu durumu göz önünde bulundurması gerekir. Tüm dünya ile iyi ilişkiler geliştirme niyetinde olunmalı. Evrensel insan hakları noktasında dünyadan haberdar, gerektiğinde ve gerektiğince açıklama yapacak nitelikte insanların göz önünde olması gerektiğini düşünüyorum. Ülkede kendi alanında başarılı örneğin; hukuk, mühendislik alanları, sanat, eğitim, tıp, sosyoloji vb. alanlarda duayen olarak kabul edilen hocalarla iyi ilişkiler kurulmalı, Türkiye'nin hayrına ne olur sorusu karşısında cevabı olan hocalarla iletişim halinde olunmalı ve tabiri caizse ak sakallı meclisi statüsünde bir ekip olarak fikirleri gözetilerek faaliyette bulunulmalı. Tamamen her dediklerinin yapılması değil kastım; fikir alınır ve istişare neticesinde konuşularak karar verilir ve bu şekilde hareket edilir. Laikliğe sıkı sıkıya bağlı olmalıyız kanaatindeyim bu sebepten din-mezhep ayrımı gözetilmeden bir bütünleşme sağlanmalı. Bunlar oluşum aşamasındaki olması gerektiğini düşündüğüm fikirlerim. Daha sonraki aşamalarda yeri geldiğince ve dâhil olabildiğimce fikirlerimi sunmaktan çekinmem. Bizlerin fikirlerini alarak bir mektup yayınlamanız da çok zarif. Teşekkürler, emeği geçen herkese.

  • Türkçü, Turancı bir oluşum sergilenip başta Suriyeliler ve Türk düşmanları bu topraklardan bertaraf gerekirse yok edilme politikası izlenmeli; Emperyalist ve bölücülere asla fırsat verilmemeli; gerekirse kıtlık olsun ama ülkümüzden davamızdan, töremizden vazgeçmeyelim. Saygılar sunarım.

  • Bu noktada Rahmetli Durmuş Hocaoğlu'nun "Yeni MHP ve Ülkücülük" yazısından bir alıntıyla ekleme yapmak isterim;

    "Artık MHP mensupları, meseleyi daha geniş bir çerçevede, soğukkanlılıkla ve filozofça ele almak mecburiyetindedirler. O takdirde, yapılması gereken ilk iş, bir "ideolojik yeniden yapılanma" olacaktır. Bunun asli sebebi, şudur: Kabul edilmelidir ki, bir ideye ve/veya ideolojiye bizzat onun mensupları tarafından verilebilecek en büyük zararlardan birisi, hatta birçok bakımlardan birincisi, onun dondurulmasıdır. Hayat'ın daimi surette değişme içinde olduğu bir varlık küresinde dondurulan her ide ve/veya ideoloji, bir şekilde 
    kadükleşmeye, tasfiyeye mahkûm edilir. İşbu "ideolojik yeniden yapılanma"da göz önüne alınması gereken ilk ve en önemli husus, "Ülkücülük" ile "MHP'lilik" arasındaki birleşme ve ayrılma noktalarının iyice tespiti olacaktır. Ülkücülük, Türk Milliyetçiliği'nin çok özel bir versiyonudur. Kurucusu Alparslan Türkeş ve Baba Ocağı da MHP'dir. Ancak, Ülkücülük, ilginç bir "gelişme" göstererek kurucusunu aşmış ve bu sebeple de baba ocağına sığmaz olmuştur. Ülkücülük, Türkeş'in şahsından da, MHP'den de daha büyük ve daha önemlidir. Kişiler ölür, fikirler yaşar. Artık, "farklı içtihada sahip ülkücülükler", daha açık bir deyimle, tekil bir "Ülkücülük" yerine aynı öze bağlı, ama farklı içtihatlara dayalı çoğul "Ülkücülükler", gözü kapalı reddedilmesi mümkün olmayan fiili bir vakıa, bir realitedir. Bu durum, yani özde birlik fakat içtihatta farklılık, bir sapma, dalalet ve hele "hıyanet" olarak değil, tam tersine, sıhhat alameti, Ülkücülük'ün gelişmesi olarak yorumlanmalı; içtihadı teşvik eden, hatta hatalı içtihadı dahi "sevap" addeden temel akait düsturu unutulmamalıdır. Bu sebebe binaen, "MHP dışında ülkücü olamaz" iddiası terkedilmelidir."

  • Ülkü Ocakları'na daha çok önem verilmeli. Anlayışın değiştirilmesi gerek; insanları ocağa çekip ocakta onlara daha güzel, daha verimli bilgiler verilmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin içerisinde çalışan herkesin partisi için daha çok çalışması partinin üst mecralarında olan kişiler tabanın isteklerini oluşturmaya çalışmalı; il ve ilçe başkanlıkları ile daha çok istişare edilmeli ve milletin arzusunu mecliste olabildiğince dile getirmelidir. Seçim zamanları millete daha gerçekçi vaatler verilmelidir. Türk Milleti'nin ve adı Türk, kanı Türk olan herkesin kurtuluşu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir ve bu kurtuluşu ancak milliyetçi insanlar gerçekleştirecektir. Bizler amacımız olan Turanı kurmak istiyorsak çok çalışmalıyız. Allah Türk'ü korusun ve yüceltsin.

  • Avrupa'nın ve batının söylemleri dışına çıkıp kendi öz benliğimizle hareket etmeliyiz. Milletine küfreden biri Türk Milliyetçisi olamaz. Popülerizmden kaçınıp ufak tefek kendi aramızdaki fikir ayrılıklarını görmeyip yeniden hep beraber hareket etmeliyiz çünkü biz biriz; ayrılamayız. Teşekkürler…

  • Türk Milliyetçiliği fikrinin içerisinde boğulmakta olduğu gelenekselciliğin belirli oranda azaltılarak çağdaş, seküler Türk Milliyetçileri ile liyakat esaslı görevlendirmelerle hareket edilmesi gerektiğini zannediyorum. Geçmişte döneminin en çağdaş, seküler insanlarının oluşturduğu Türk Milliyetçiliği fikrini kurucularına layık insanların temsil etmeleri gerekiyor diye düşünüyorum.

  • Mutlak Türk Birliği'nden sapmamak, taviz vermemek önemlidir.

  • Milliyetçi gençlerin okullarında başarılı olması, milliyetçi her insanın yaptığı işi hilesiz yapması, milliyet sevgisi ve bilimin önemini konu alan çalışmalar yapılması gerekiyor.

  • Türkiye ve Türk Milliyetçileri'nin bugün karşı karşıya kalmış olduğu sıkıntıların temel sebebini geçmişten bugüne yapılması gerekip yapılmayan, ertelenen, görmezden gelinen veya "kol kırılır yen içinde kalır" düşüncesiyle halının altına süpürülen sorunlarda aramak gerektiğini düşünüyorum. Hâl böyle olunca bir sihirli değnek ile kısa sürede her şeyin değişmesi ve düzelmesi mümkün olmayabiliyor. Özellikle insanların zihniyetlerinin ve algılarının değişmemesi, zihinlerindeki engel ve prangalardan kurtulamamaları değişim ve gelişimin önünü tıkamaktadır.
    Türk Milliyetçileri, siyaseti yıllar boyunca siyasi parti ve seçim dönemleriyle sınırlandırmış ve bu da topluma temas edememesine neden olmuştur. STK alanında da var olmaya çalışsalar da bu STK'lar ya küçük bir gruba hitap eder halde kalmış ya da politize olmuşlardır. Oysa toplumu etki altına alan ve bunu daha sonra siyasi arenada oya çeviren bir yapı oluşturulabilirdi. Özellikle Siyasal İslamcı çevrelerin başta yardım dernekleri olmak üzere çok sayıda STK üzerinden örgütlendiğini görmekteyiz. Diğer yapılar da çevre, kadın, meslek örgütleri üzerinden topluma temas etmekteyken Türk Milliyetçileri bu arenada çok eksik kalmıştır. Bir diğer sorun, Türk Siyasetinin genel bir sorunu olan çoğulcu katılım ve parti içi demokrasi meselesinin Türk Milliyetçileri'nin siyasi organizasyonu olan MHP'de de kendisini göstermesidir. 20. yüzyıl başlarında yenilikçi ve gelişmeci olan Türk Milliyetçileri kurumsal anlamda bu konuda bir gelişme sağlayamamış ve öncülük yapamamışlardır. Türk Milliyetçileri Türk toplumu tarafından terör ve güvenlik odaklı politikaları ile tanınmış, ne kadar kabul edilmese de (terörü kullanmamış ama) terörün arttığı zamanlarda MHP'ye teveccüh artmıştır. Türk Milliyetçileri'nin her konuda bir beyanı olsa da bunlar standart söylemlerden öteye gitmemiştir. Türk Milleti'ne ekonomi başta olmak üzere diğer birçok alanda umut vaat eden politikalar sunulamamıştır.
    Siyasi arenada ise artık başarısızlık, becerisizlik artık kasıtlı yapıldığı düşünülecek bir hal almıştır. Bu ortamda MHP içerisinde Türk Milliyetçiliği'nin özünü temsil eden ancak klasik söylemlerle de bir yere varılamayacağını gören ve ayrıca MHP'den uzaklaştırılmış olan isimlerin, -zamanın azlığından ötürü- mutlaka bir siyasi parti oluşumuna gitmeleri, bu partinin ideolojik Türk Milliyetçiliği/Ülkücülük temeline oturmaktan ziyade sağ-sol ayrımı yapmadan milli-gayrı milli ayrımına göre şekillenmiş, ancak bununla birlikte akıl yürüten ile ezberden okuyanı, eleştiren ile biat edeni ayıran, gelecek odaklı, gençlere, kadınlara şans vermenin ötesinde pozitif ayrımcılıkla destekleyen, sanayi hatta bilişim konularında ekonomi projeleri sunabilen, eğitim ve adalet sistemi başta olmak üzere kötü işleyen birçok alanda yenilikçi, çağın gereklerine uygun iyileştirmeler yapabilecek, parti içi demokrasiyi reel anlamda işleten bir yapı olması gerekmektedir.
    Buna ek olarak hiçbir şekilde bunun bir koltuk meselesi olduğunu hissettirecek davranışta bulunulmamalı, bu yüzden hem atılacak adımlar, hem de görev alacak kişiler istişare ile çok dikkatli bir biçimde seçilmelidir.
    Son olarak ise mutlaka toplumun her kesimine ulaşacak sivil toplum yapılarının yerel ve bölgesel olarak kurulması gerektiğini belirtmem gerekiyor.

  • Gençlere önem veren, Türk'ün öncelendiği, Atatürk'e ve kurucu iradeye daha çok sahip çıkan, 36 etnik unsur edebiyatı yapmayan, kapitalist politikalardan, özelleştirmelerden uzak, Türk Milleti'nin mutluluk ve refahını her şeyin üstünde tutan, gayri Türk unsurlardan Türkiye'yi temizleyen, Türk ırkından olmayan ve Türk Milliyetçisi olmayanların öğretmen, yönetici, hâkim, savcı, avukat gibi önemli noktalara gelemeyeceği bir devlet yapısı kuran, her devrin adamlarıyla, her devir adam olanları ayırabilen, siyasal İslam'dan uzak, Türk'ün tertemiz, ahlaka dayanan İslam anlayışını esas alan, Atatürk'le barışık, atılgan, Türk Milliyetçiliği'nin entelektüel bir hareket olduğunun farkına varan, Türk toplumunun her kesimini kapsayan, özellikle Türkmen Alevilere önem veren, yalnızca çocuklara koyulan bir isim hâline gelmiş olan Turan Ülküsü'nü yeniden dirilten, bir MHP istiyorum. Zaten AKP Bağımsız Kürdistan'ı kurdu; yakında ilan edecekler. Hal böyleyken Yunanistan ile yaptığımız gibi artık ne yazık ki kurulduğu gün gibi ortada olan Kürdistan ile de nüfus değişimi yapalım. Hatta bu Suriye ile de yapılmalı. Arapları ve Kürtleri gönderip, Türkmenleri alalım çünkü zaten artık ne Suriye'deki ne de Irak'taki Türk topraklarına sahip olamayız. Hiç olmazsa kendi topraklarımızı arındıralım. Biz, bu ülkeyi Allah'ın izniyle yönetmeye talibiz. Çekirdekten yetişmek istiyoruz ama ne ocaklarda ne partide bu imkân yok. Gençleri yetiştirin.

  • Kaliteli kadroların yetişmesi adına partiyle sadece gönül birlikteliği olan yan kuruluşlar (enstitü, vakıf, dernek vs.) kurulmalı.

  • Devlet Bahçeli Ak Parti çizgisine kaymadı. Bilakis Ak Parti MHP çizgisine girdi. Bu durumda muhalifler seslerini kesip ya Devlet Bey'i desteklesinler ya da siyaset arenasından çekilsinler. Ümit Bey hariç 3 muhalif koltuklarını kaybedince muhalif oldu. Onların derdi koltuk davası. Ümit Hoca'ya muhalefette olmak yakışmadı. Devlet Bey'den sonra partinin başına geçmesini beklerken muhalefette durum ismine leke sürdürmemeliydi.

  • Dokuz Işık etrafında toplanılmalı. Çağlar üzerinden atlayarak gelişime devam edilmeli.

  • Öncelikle mutlak surette gençlik kollarının yapılandırılması şarttır. Milliyetçi demokrasinin önemi ve tüzük değişikliği ile bir genel başkanının 2-3 dönemden fazla genel başkan olmaması zaruridir. Üst kurul delegeleri ile kurultayın toplanmasından ziyade belirli bir kıdem koyulması şartı ile delege sayısının artması elzemdir. Parti içerisinde ahd-e vefa göstergesi yıl dönümlerinden ziyade gerçek manada hissettirilmeli halk nezdinde değer görenlerin parti içerisinde konuşlandırılmış olması önemlidir. Vekil ve il, ilçe başkanlarına kesinlikle yaş üst sınırı getirilmeli ve bu, sembolik olmamalıdır. Vekiller arası diyalog ve vekilin kendi bölgesi içerisinde puanlama sistemini il ve ilçe üyeleri arasında yapılacak ufak bir anket ile değerlendirilmesi gereklidir. Baş danışman sıfatına sahip kişilerin vekil akrabası olmamasına dikkat edilmeli ve mümkünse bu genç ve vekillik potansiyeli olanlar arasından yine temayül yoklaması ile seçilmelidir. Tabiri caizse artık fosiller olarak temsil değil genç ve dinamik beyinler ile meclis içerisinde bulunmamız gerekmektedir

  • Türk - İslam geleneğini devam ettirmeli. Senelerdir sırtımızda yük olan terör olaylarına sert ve kesin sonuçlar elde edilmeli. Türklük şuuru ve bilincini arttırmalı; 7'den 70'e herkese aşılanmalı. TV kanallarında saçma programlarla insanların beyninin yıkanması engellenmeli. Askeri nizam ve düzenine önem verilmeli.

  • Propaganda fark ederseniz 1 Mayıs'ta işçileri sözde komünistler savunuyor veya hayır eylemlerinde tarih sağcıları yazmıyor artık. Bunun için çeşitli ziyaretler (toplu halde huzur evi ziyareti/LÖSEV ziyareti vb.) yapmamız lazım ki halk ile iç içe olabilelim. Malum duymuşsunuzdur; DHKP-C'den ayrılanı öldürürler bizde yolun açık olsun deniyor onlar davasına ölesiye severken bizde yok. Bizim kişisel silahlanmaya ihtiyacımız var. Topyekûn hareket etmemiz lazım; başarmamız lazım; gerekirse can alıp can vereceğiz ama bu vatanı vermeyeceğiz. Gençliğe Hitabe'deki her satır, her harf bugüne yazılmıştır. Limanlarımız satıldı; adalarımız işgal edildi; Misak-ı Millî sınırlarımız hiç edildi; artık okumak değil can almak lazım.

  • Öncelikle bırakın bir siyasi partiyi, en basit bir işletmeyi bile rayında yürütebilmek için en önemli unsur "kadro"dur. Dolayısıyla kendi fikir sistemi, kendi dinamikleri, kendine has bir siyasal kültürü ve hiçbir seçmen kitlesine benzemeyen seçmeni ve gençliği olan bir siyasi yapının Türk Milliyetçiliği'ne etkin bir biçimde hizmet edebilmesi için en kuvvetli dayanağı iyi yetişmiş kadrolarının olmasına bağlıdır. Dünyayı okuyabilen, fikir üretebilen ve toplumun genelinde sinerji oluşturabilen liderle parti içinden başlamak üzere ülkenin ve dünyanın geneline "adalet"li bir işleyiş örnek gösterilebilirse Türk Milliyetçileri'nin başlangıç için en büyük iki problemi çözüme kavuşmuş olacaktır. Bundan sonraki süreçleri aynı esaslar üzerine kurgulayabiliriz.

  • Türk Milliyetçiliği'nin özünün Türk Milleti olduğu unutulmadan kucaklayıcı bir politika izlenmelidir. Kesinlikle kimseyle küskünlük dargınlık olmadan kucaklayıcı bir siyaset güdülmeli. Türk Milleti'nin geleceği açısından Türk Milliyetçiliği'nin sürekli iktidarı çok önemlidir. Bu amaçla öncelikle eğitim ve sağlık konuları olmak üzere ekonomi, ticaret, tarım, dış politika gibi mevzularda halkı ikna edecek alternatifler üretilmeli ve gerçekleştirilebilirliği anlatılmalıdır. Eğere halk ikna olur da iktidar sağlanırsa bu alternatifler ivedilikle yürütülmelidir. En önemli konu, belki de terördür. Bu konu üzerine özellikle eğilerek gerçekçi çözümler gündeme koyulmalıdır. Kesinlikle günlük siyasi kaygılardan uzak durulmalıdır.

  • Bence hangi partili olup olmadığına bakılmaksızın tüm Türk Milliyetçileri'nin mevki-makam gözetilmeksizin birlik olup tek çatı altında toplanmaları gerektiğini düşünüyorum ve bu birleşmeyi sağlamak isteyen kişinin önderlik ederek tüm Türk Milliyetçileri'ni ziyaret edip ortak toplantılarda fikir alış verişinde bulunmalarını istiyorum.

Burçin ÖNER | burcinoner6858(a)gmail.com


Eğitim Bilgiler

  • 2014 - bugün Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstatistik Bölümü, Doktora Öğrencisi,
  • 2011 - 2013 Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstatistik Bölümü, Yüksek Lisans Mezunu.
  • 2007 - 2011 Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, İstatistik Bölümü, Lisans Mezunu. 

Görev Alınan Kurum ve Oluşumlar
  • 2017 - bugün Milli Düşünce Merkezi / Millî Strateji Araştırma Kurulu Yönetim Kurulu Üyeliği
  • 2015 - 2017 Gencay Dergisi Koordinatörlüğü
  • 2014 - 2016 Milli Düşünce Merkezi Gencay Grubu Eğitim Programı Sorumluluğu
  • 2014 - 2016 Türkiye Bilgi Enstitüsü Danışma Kurulu Üyeliği
  • 2014 - 2015 Milli Düşünce Merkezi Gencay Grubu Başkan Yardımcılığı
  • 2013 - 2015 Gencay Dergisi Editörlüğü
  • 2011 - 2012 Samsun Ülkü Ocakları İl Yöneticiliği (AR-GE Birim Başkanlığı)
  • 2011 - 2012 Samsun Ülkü Ocakları Bilim ve Fikir Akademisi Koordinatörlüğü

Selim UYSAL | selimuysal1985(a)gmail.com


Eğitim Bilgiler

  • 2015 - bugün Yalova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Politika Bölümü, Yüksek Lisans Öğrencisi
  • 2009 - 2014 Anadolu Üniversitesi, Açıköğretim Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, Lisans Mezunu,

Görev Alınan Kurum ve Oluşumlar
  • 2013 - 2016 Türk Dünyası Birlik Platformu Genel Sekreter Yardımcısı (Sosyal Medyadan Sorumlu) 
  • 2014-2015 Milli Mefkure Birliği Başkan Yardımcısı 2013-2014 Milli Mefkure Birliği Dönem Başkanı 
  • 2004-2006 Bakırköy Ülkü Ocakları İlçe Yöneticiliği

GENÇ TÜRK MİLLİYETÇİLERİ'NİN
SİYASETTEN BEKLENTİLERİ ANKETİNİN RAPORU

File Name: AnalizRaporu
File Size: b
Download File

Telif Hakkı

© Burçin Öner & Selim Uysal @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

CEVAP
21 TÜRKİSTANLI DRAMI

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin