MÜJDEMİ İSTERİM!
Herkes çıkıp bir şeyler söyledi. Kahvede oturan, üç ineği, beş koyunu bir de çoban köpeği olan amcamız da konuştu: tıpkı ilaç gibi ürettiler o köpekleri, laboratuvar köpekleridir her biri, boşuna kendinizi, sonra da halkımızı kandırmayın. Sen ne haber dediler! Arka masada oturan bir diğer amcamız: "Sen ne anlarsın köpekten! Bu köpekler bizim yaylalarda doğup büyüdü, çoban köpeği ile av köpeğinin çiftleşmesi sonucu dünyaya geldiler. Rahmetli babam vasıtasıyla Amerika'ya götürüldü, Amerikan yönetimi tarafından kendilerine sahip çıkıldı! Amerika ondan sonra "pitbull cinsi bizim köpeğimizdir dedi.
Kahvehanenin sahibi ileri atılarak "Çay içen var mı, bi demlik çayı ziyan mı edeceğiz? " dedikten hemen sonra ekledi: "İkiniz de yanlış biliyorsunuz, bizim teyze oğlu veterinerlik okuyor, isterseniz kendisine bir soralım."
İki yaşlı adam; kahvecinin masalarına koyduğu çaya dudaklarını temas ettirirken başlarını hafiften sallayıp "tamam" dedi.
Kahvehaneci, teyzesinin oğlunu arayıp detayları öğrendi.
_Size ne dedim? İkiniz de yanlış bilgiye sahipsiniz. Pitbull diye saf bir köpek yok, iki ve daha fazla köpeğin karışımıdır, bir tür melezleme yani...Tazeleyeyim mi çaylarınızı, ne dersiniz?
Adamların içi dışı çay oldu, bir de fosur fosur sigara içiyorlar. Güya kapalı alanda sigara yasağı var. Sırf yasağı delmeden önce tavanı delip naylon branda çektiler tavana, ucu kancalı uzun bir demirle naylonu ileri geri ittirip kapalı alanı açık alan hâline getirdiler...
Kahvehanenin sahibi:
_Pitbull şöyle kenarda dursun, üretim için(çekim gücü) lazım olacak bize biraz sonra! Gelelim bir diğer açıklamamıza dedi.
"AMPUL"ANS
Üç hece, sekiz kelime olduğuna bakmayın, siz de biliyorsunuz ki telaffuzu zor bir kelimedir. Ambulans derken "ans" hecesinde zorlanmalar yaşadığımız doğrudur! Normalde kelimenin kökeni Latince'dir, lakin İngilizler nerede bir kelime varsa tutup kendi dillerine uyarlayıp bizimdir diyebilecek kadar kendi dillerini, sözcük sayılarını çoğaltmışlardır. Latince "ambulare" olan bu kelime İngilizce'de "ambulance"dir. Normalde İngilizler "ambulance"i bizlerden aldılar! Önce "ampul" dedik sonra "ance"yi ekledik arkasına. İlk halindeki ses ve hece kaybı sonucu "ance" hâlini almıştır. Ance'nin evveli ise "yanınca" zarf fiiline kadar uzanmaktadır. Zamanla "y, ı, n" harfleri düşünce sondaki "a" kalın ünlüsü "e" ünlüsüne dönüşmüştür. Sonuç olarak ortaya "ance" çıktı. Kelimemizin ilk hali "ampulyanınca" idi! Bütün bu bilgileri Z kuşağının gençleri kendi dillerini, kendi dillerinin köklerini iyi bilsin diye söylüyoruz!
Yok, kimileri çıktı dedi ki bundan 5000 yıl önce Mısır Uygarlığı'nda görüldü ambulans ve benzeri araçlar!
Başka birisi lafı Roma ve Yunan uygarlıklarının savaş meydanlarına kadar taşıdı, orada yaralılar için kullanıldı dedi.
Üçüncü, dördüncü, beşinci kişiler taşla sopayla birbirine girdi, kimisi havaya üç el ateş etti, kimisi yerden kocaman bir taşı kaldırıp diğerinin üzerine yürüdü, bir başkası sinirinden hemen yanı başında dikili duran demir kazığa üç yumruk attı, sonra birbirlerine sesler üst üste gelecek şekilde bağırdı çağırdılar. (Tabii, bunlar bizim ülkemizde yaşanıyor, bir de yaşansa yaşansa Irak'ta, Filistin'de, Suudi Arabistan'da...falan yaşanır dedi yoldan geçen, kavgaya karışmaktan korkan orta boylardaki bir adam). Sesler takla atarak, alttan girerek üstten çıkarak, ortada bir yerlerde giriftleşti.
_1960 yılı ve sonrasında Abd ile Fransa tarafından üretildi.
_Napolyon'a kadar gider bu mesele.
Hangi mesele?
Ne meselesi?
_İlkin İskandinav ülkelerinde görüldü ambulanslar.
_Kraliçe Victoria...
_İskoçya
Ne İskoçyası
_Londra Londra!
Tartışmalar saatlerce sürdü, ambulansı kimin ürettiğine dair hiçbir bilgi elde edemedi kahvede okey oynarken memleketi kurtaran abilerimiz, ablalarımız, amcalarımız, dayılarımız...
Tam o sırada kahvehanenin sahibi Şerafettin abi "susun susun, televizyona bakın" dedi.
Hepsi aynı anda susup televizyona bakınca gerçeği öğrendiler.
Sayın Cumhurbaşkanımız konuşuyordu. Sayın Cumhurbaşkanımız yol, ulaşım, hastane üzerine şiirsel ve hüzünlü bir tonla konuşurken 5000 yıl önce değil, çok yakın tarihte ambulansın devreye girdiğinden bahsedip dinsiz(!) CehApe'yi yerden yere vuruyordu...
Edinilen bilgiler ne 1960 Amerikası, Fransasına ne Mısır, Yunan, Roma uygarlığına ne de 5000 yıl önceye uzanıyordu.
Meğer ambulans 2002 yılında "ampul" sözcüğünden türeyip aldığı yapım ekiyle "ambulans"a dönüşüp literatürdeki yerini almıştı. Onca sene onca kavgalar edildi, Napolyon'a, Victorica'ya sövüldü; boşuna, yalandan günahına girdik ecnebinin, zaten bir ton günahları varken cehennemin kapısını sonuna kadar açtık!
Gelgelelim paylaştığım fotoğrafın analizine, evvela yüzleri tanımaya çalışalım. Yani 2002'den önce ülkemizde koalisyon vardıysa da ağırlıkta olan soldu. Ecevit ya da CHP ne fark eder dedi kahvehanenin sahibi Şemsettin abi!
Ambulansın olmadığı, at arabalarının sokaklarımızda bahçelerimizde kol gezdiği 2002'den önceki döneme ve o dönemin fotoğrafına iyice bakalım. Z kuşağının gençleri iyi bakın, bu fotoğraf size gelsin! Biliyorum, hareketli müziklerden hoşlanıyorsunuz, şimdilik idare edin, bir Ferdi Tayfur şarkısı kadar dayan bu acıya ne olur "Emmioğlu"!
Telefon veya bilgisayarınızdan ilgili fotoğrafa bakış yönünüze göre açıklama yapıyorum sevgili Z kuşağının gençleri:(Bu arada 2002'den önce ambulans nasıl yoktuysa renkli fotoğraf da yoktu. Bu sebeple yanlış isim verebilirim. Ambulansın içi karanlık mı ne, ampul mü söndü? Pitbullar ambulansı çekmiyor mu?)
1) Sol, en öndeki kişi büyük ihtimalle CehApeli Emin Çölaşan ağabeydir. O zamanlar gazetecilik yapmıyor, Kemal Bey'i hastaneye götürüyordu.
2) Sağ, en öndeki kişi Anadolu'nun köylerinden, namazında niyazında bir abimiz olmalı. 3 yıl önce hacca gidip geldiği söylendi. Gerçi doğruluk payı düşük de olabilir. CeHape'nin namazla ne işi olur?!
3) Sağ, en arkadaki kişi! Abdullah Gül mü acaba? Olabilir, saf değiştirmiş olamaz mı? Ahmet Türk mü yoksa? Yasaklı değil mi Sayın Ahmet Türk Bey! Çıkartamadım, okeye dönen dörtlüden birisi olmasın?
4) Sol, en arkadaki isim tereddütsüz Deniz Baykal'dır. Ne işi mi var orada? Kemal Bey'e 'nasıl yatılır'ı öğretiyor galiba?
5) Sıra geldi boylu boyunca uzanan, yatan kişiye! Söylememe gerek var mı? Siz söyleyin ne olur! İyi bakmanıza gerek yok, belli olmuyor mu? Kemal Kılıçdaroğlu değil mi?
Pitbullardan birkaçı rahatsızlanınca taşıyıcı olarak köpeksizliği tercih ettiler...
...
Hastane diye bir kelime duydun mu 2002'den önce? Elini vicdanına koy be kardeşim? Nerede vardı hastane? Chp telefon ve elektrik direklerini 1981'de söküp halkımızı karanlığa mahkum etmedi mi? Taa ki biz gelene kadar zindanlarda yaşadı bu halk, dedi kahvehanenin kuytu köşesinde, en arkadaki kırık sandalyede oturan, bıyıkları kir içindeki adam.
Uçağı biz ürettik, ekonomimiz o yüzden uçuyor!
Yol kavramını ilk biz kullandık, o yüzden amPul'ans da bize ait, biz ürettik!
Daha ne kaldı söyleyecek? Hepsi birer "müjde" değil miydi?
Sevgili Türk milleti ve milletimizin genç Z kuşağı; iyi dinleyin beni! Bu cuma günü Sayın Cumhurbaşkanımızın dilinden yüksek olasılıkla "icat" kelimesini duyacaksınız!
Beklemede kalın!
Not: Kemal Bey hâlâ yatıyor mu ambulansta? Deniz Baykal aynı yerinde mi? Solda, en arkada? Sahi, şu sağ, en arkadaki Abdullah Gül değilse kimdir? Lütfen Z kuşağına söylemeyin, inanın, kim olduklarını(!) ben de bilmiyorum!
Gençler, çok özür diliyorum! Sonradan fark ettim, meğer fotoğrafta kimsecikler yok, olsaydı paylaşmaz mıydım? Bizde her şey hayal üzerinedir. Olmayanı söylemek, olmayanın icadına sahip çıkmak bizim işimizdir!
Biz hayal ederiz, Batı üretir. Hayır hayır, yanlış söyledim gene! "Onlar konuşur, biz yaparız!"
Not-1: Şunun şurasında cumaya ne kaldı kız Emine, hıhı hıh 😊
Engin Yeşilyurt
20 Ağustos 2020
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.