YAPTIRIM VAR, YAPTIM VAR...

trumpapple_tp

Tim Cook Apple şirketinin genel müdürü. Hani İngilizce 'Chief Executive Officer, CEO' dediklerinden.

Haziran ayının sonu itibariyle 1000 milyar doları geçen piyasa değeri ile Apple dünyanın en değerli şirketi. Google ile Apple'in farklı iş modelleri var. Google parasını veri toplama ve değerlendirme ile kazanırken Apple gerek cihaz olsun, gerekse bu cihazların yazılımı olsun kendi tasarlıyor ve üretiyor ve bunları satmakla parasını kazanıyor.

Oysa Google gerek özel şahıslardan, gerekse kurumlardan topladığı verileri değerlendirerek para kazanıyor. Yani Google tüm yazılımlarını ücretsiz müşterilerin hizmetine sunsa da, Google kullanıcıları aslında Google'in 'bedava' hizmetini kendi özel verileri ile ödüyorlar.

Kısacası Google'in iş modeli müşterilerinin verilerini paraya çevirmek, Apple is teknoloji üretmek ve satmak. Bunun için Apple müşterilerinin verilerinin güvenliğine önem verdiğini her seferinde vurguluyor.

Bunu 'veri güvenliğinin' Apple için boş laf olmadığını şirket 2016 senesinde tekrar kanıtladı. Eski NSA çalışanı Snowden'in dünyayı sarsan açıklamalarından sonra Apple cihazlarına NSA'in bile kıramadığı bir şifreleme uygulamış. iPhone'u olanlar bilir, cihaza oturum açmak için gerekli olan şifre bir kaç sefer yanlış girildikten sonra cihaz bir sonraki denemeye kadar evvela 1 dakikalık zoraki bekleme süresi uygular ve sonraki denemeler de başarısız olurlarsa bu zoraki süre gittikçe artar. Hatta cihazda 10 defa başarısız deneme gerçekleştikten sonra cihazın hafızasında kişiye özel ne kadar bilgi varsa hepsini komple kendiliğinden silmesi ve fabrika ayarlarına dönmesini sağlayabilecek ayar var..

Aralık 2015'de Seyd F. isimli terörist ve karısı San Bernardino'da 14 kişiyi öldürmişlerdi. Amerikan federal polisi FBI Seyd F.'in cep telefonunu ele geçirmiş ve içindeki verileri değerlendirmek istemişti ama cihaz kilitliydi ve FBI Seyd F.'in verilerine ulaşamıyorlardı. 10 sefer denedikten sonra veriler silinmesin diye mahkeme kararı ile Apple'e başvurmuşlar.

Mahkeme kararı olduğu için Apple yazılımcılarını ve mühendislerini aletin kilidinin çözülmesi için görevlendirmiş, lakin bu FBI'a yetmemiş. FBI Apple'den yazılımını artık güvenlik görevlilerinin istedikleri zaman açabileceği şekilde değiştirmesini istemiş. Ve işte bu noktada Apple itiraz etmiş. Konuyla alakadar Tim Cook tüm Apple müşterilerine ve dünya kamuoyuna açık bir mektupta, böyle bir 'arka kapının' sadece mahkeme kararı ile hukuk devletinin müsade ettiği durumlarda kullanılacağının garantisinin olmadığını, onun için buna boyun eğmeyeceklerini açıkladı ve ABD hükümetine karşı geldi.

Bu olay Apple'in hükümetle çatışmasının ilk ve son örneği değil. Trump çiçeği burnunda başkanken ilk verdiği kararlardan biri 7 'müslüman' ülkenin vatandaşlarına karşı ABD'ye genel bir giriş yasağı uyguladığında da Apple Trump hükümetini çok sert dille eleştirdi. Trump hükümetine karşı tavırlı olan sadece Apple değil, Google, Facebook, Amazon, Tesla ve Space X'in kurucusu ve genel müdürü Elon Musk bir çok olayda Trump'a karşı tavırlarını açıkça sergilediler. Özellikle Trump Charlotsville'de ırkçı gösterisine karşı yürüyüş yapan ve çoğu siyahi olan insanları içine bir nazi arabası ile daldığında ırkçıları ve bunu protesto edenleri bir tutup, nazilere karşı açık tavır alamayınca Trump'a danışmanlık yapan bir çok teknoloji şirketinin üst düzey yöneticileri danışmanlık görevlerinden istifa ettiler ve Tim Cook 'İnsan haklarını savunanlarla nazileri bir tutan başkanımıza itiraz ediyorum.' diye demeç verdi.

Gelelim şimdi AB'ye.

Trump yaptırımlarını Çin ve AB'den ithal edilen demir ve alüminyumun gümrüğünü artırarak başladı. Buna karşılık AB'de ABD'den 200 ürüne karşı gümrükleri artırdı.

Bu 200 ürüne bakınca insanın aklına 'saçma sapan ürünler' diye geliyor. Teknoloji ve ağır sanayide AB ve ABD arasında yoğun bir ticaret varken ve Trump doğrudan demir ve alüminyumla işe başlarken AB neden 'fistık ezmesi', 'fasülye', 'whisky' gibi ürünlere gümrük artırmakla yetinmişdi? Neden gümrük artırımı uygulanan en 'ağır ürün' Harley Davidson motorsikletleriydi?

İlk başta insana 'korkak' bir adım gelen bu uygulamalara dikkatli bakıldığında AB'nin çok zekice davrandığını görmek mümkün. Çünkü AB'nin gümrüğünü artırdığı 200 ABD ürününün hepsi seçimlerde ağırlıklı olarak cumhuriyetçilere, yani Trump'a oy kullanan eyaletlerde üretilmekteydi. Yani AB doğrudan Trump seçmenlerinin çalıştığı şirketlerin işini zorlaştırıyor, pazar paylarını kısıtlıyor ve o şirketlerin karlılığını düşürüyordu.

'Amerika First' yani 'ilk önce Amerika' sloganı ile yola çıkan ve 'gariban' vatandaşa iş imkanı sağlamanın önceliği olduğunu iddia eden Trump'ın can elinden vuruyordu AB… Seçmenin çalıştığı şirketleri zora sokarak…

Kimse AB'de Trump yüzünden parasını ödediği iPhone'u kırmadı.

Kimse Trump'a 'sen daha bizim gücümüzü görmedin' diye tweetler atmadı.

Kimse ABD'yi topyekün 'düşman' ilan ederek Trump karşıtlarının bile başkanlarının arkasında birleşmesini sağlamadı.

Bu da gösteriyor ki, bazen bir şey yapmadan önce biraz düşünmek, yapılanın etkisini çok daha fazla artırır ve yapanın kendisini rezil etmesini engeller.

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

OLUP BİTENLER ÜZERİNE
BİR ARKADAŞIM...

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin