Bahar gelir, filiz verir ağaçlar,
Yeşillenir kır tepeler, yamaçlar,
Göçmen kuş yuvaya dönmek amaçlar,
Dönüp yuvasını bulmaz Mihrinaz.
Zaman, gözlerine de oynamış oyununu,
Bir vakitler çok masum bakıyordun Mihrinaz.
Beyaz tüller örterken o incecik boynunu,
Saçına mor çiçekler takıyordun Mihrinaz.
Sana ne sunabilirim bilmiyorum.
Mâsum çocukluğumu çalmışlardı senden çok önceleri,
Ne top oynarken burnu yırtılan pabuçlarım kaldı ayağımda,
Ne de dolabımda ışıl ışıl parlayan misketlerin sesleri…
Çocukluğumdan arta kalan birkaç güzel hatıra,
Ve yitirilen masumiyetin küçük gözleri…
Telif Hakkı
© Kaan Özaslan @ tahtaPod.com | Tümö hakları saklıdır.
Dün, yaşlı deneyimli bahçıvan ve seracı olan biriyle sohbet ettim ayaküstü. Seradaki çiçekler üzerine konuştuk. Hani halk, bir bitkinin çiçeklerini, gövdesini, yapraklarını, yayılma şeklini bir şeylere benzeterek yeniden isimlendirir ya, bu olgu dünyanın her yerinde vardır. Ancak bu isimlendirme, o bölgeye ait türün , yani halkın her zaman doğada görebileceği bitkilere verilen isimlerdir...
GÜNLERCE YANINDAN GEÇTİĞİM HALDE FARKINA BUGÜN VARDIĞIM BU GÜLDEN ÖZÜR DİLİYORUM Bazen çevremizdeki güzelliklerin sıradanlaştırdığımız şeylerden ötürü kıymetini bilemediğimiz anlar olur. Sağırsındır, görme engelli, duyarsızsındır, kendinden uzaklaşabildiğin ölçüde anlamsızsındır da. Böyle zamanlarda başını çevirip görmen gerekenleri ne var ki göremezsin. Göremediğin şey için müteessir ol...
Mezarlıkta sarı bir çiçek gördüm bir hafta ya var ya yok
Maskeli ağızlarımıza,gözümüzdeki gözlüklere inat dimdik ve caka satar gibi duruyordu
Doğayı sonlandırmanın insanı sonlandırmak olduğunu bilmiyorum diyebilir miyiz? Yeşili yok etmenin eşiğine geldiğimiz bugünlerde kentlerin merkezinde ağaca, bitkiye rastlamak neredeyse imkânsız. Her türün bir yapay uzantısıyla yaşamlarımızı etkileyenlerin âsi, hodbin, sömürgen çıkarcılıkları yüzünden her gün biraz daha betona gömülüyor; betonların soğuk, itici, sert duruşundan payımızı al...
Günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar. İlk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder birliktelikleri, tabii zaman lazımdır birbirlerini tanımak için... Gel zaman, git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz artık ve anlar ki, suya aşık olmuştur. İlk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar,"Sırf senin hatırın için ey su" diye.. Öyle zam...
Telif Hakkı
© Kaan Özaslan @ tahtaPod.com | Tümö hakları saklıdır.