KAN ÇANAĞI
oysa ben ülkemi ne çok öpmek istemiştim
gözlerinin beyazından
postal gürültüsüyle güne uyanırken serçeler
Sımsıkı yumulan gözlerde korkulu düşleri gördüm
çocuktum, korkudan bir köşeye sinmiş büyüklerim kadar çocuktum
ninemin beyaz tülbendiyle süzdüğü süt gibiydi
ülkemin gözlerinin beyazı
öpsem kirlenecekti, suç sayılacaktı sanki.
hep suçluydu sevgiler.
hep bir kuytuda sakladım sevgilerimi
oysa ben ülkemi ne çok öpmek istemiştim
gözlerinin beyazından
ninem kına yakardı saçına düğün öncesi
kâkülünden şıkırdayan Köroğlu türküsü
gençler kalkar oynardı
gülümsemesinde bin yıllık ızdırabın öyküsü
direniş, zalim beyler, savaş meydanları, mitingler!
Dünden bugüne savrulurdu zaman
ve bir tufan patlardı içimde
tüm yasakları savuran
duvar yazılarına sığmayan bir isyan!
Toprağı yara yara giden traktör
ilerleyişin simgesi
saçları örgülü mektepli kız
Anadolu'nun bin yıl sonrasına müjdesi
kulağımda ezan sesi "Allah'u ekber Allah'u ekber"
siyah önlüklü çocukların elinde yıldız ve hilal
birisi Batmanlı Zeliha, diğeri Afyonlu Cemal
halamın dilinde dua
"Yurdun cennet olsun Mustafa Kemal."
Dinginliği musikiyi andıran
Avrupa sinemasını izler gibi izlerdi dedem
haber bültenlerini.
gözkapakları ağırlaştıkça
uzaklaşırdı bizden Ankara
Bense severdim yaşama özne aramayı
severdim okumayı bir ideolojiye saplanarak!
Belki bir kaçıştı bu, bir kurtuluş
serkeş hayatıma anlam katarak.
Zihnimin orta yerinde Çankaya Marşı
dizginlenemeyen öfkem düzene karşı
adım yazılsın istemişim her isyana
Allah şahit, ninemin tülbendi kadar temizdi sevdam
her çiçeğine isim takardı annem
"Umut, Barış, Sevgi..."
komiğime giderdi dil bilmez çiçeklerle sohbeti
dayanamaz, yorganı başıma çeker kıkırdardım
annem incecik kaşlarını çatarak "Onlar beni duyuyor" derdi
bir çocuğun saçını okşar gibiydi
toprağa dokunan elleri
bense şaşkınlıkla izlerdim
Konuştukça göveren çiçekleri
Geç mi kaldık konuşmak için?
Daha yirmisinde, yirmi beşinde solan çiçeklerim ile
hani diyorum "Geç olsun, güç olmasın" desem
"Neden boynunuzu büktünüz? İnsan hiç milletine küser mi?" Desem
gülüversek birbirimize
göveriverse çehremizde en saf halimiz
yüreğim sökülmese orta yerinden.
vazgeçmese vatanından Umut, Barış, Sevgi...
Ah bir bilse çiçeklerim, ne çok gülerdik biz
yüzük saklamaca oynarken fırlatılan beze,
ip atlarken takılıp sendeleyen teyzeye
çocuk pesinde koştururken takkesini tutan dedeye... ne çok gülerdik.
Öylesine masumdu her şey, öylesine temiz
Ah bir görseydi çiçeklerim
yalancı politikacıların iğrenç kahkahalarıyla inatlaşırcasına
ne saf gülerdik biz
Şimdi çocukluğum kadar uzak bana
ülkemin tün güzellikleri
özgürlük düşü kara çarşafa büründü
cehalet kapattı son perdeyi, ışıklar söndü
ülkemin gözlerinin beyazı kan çanağı
uzanıp öpsem kan damlar dudaklarımdan
Okan Kilit
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.