Tasalanma, yalanların acıtmaz canımı barones
Tırnakların etime geçmezler
Senin gibi ne çok ''soylu'' kadından ne yalanlar dinledim ben
Gün karanlığa döndü yüzünü
Güneş göç eyledi uzaklara
Elleriyle lambalarını yaktı kent
Geceyi, leziz bir çay gibi
Türlü kederlerden geçtiğimi düşünürdüm önceleriDüşünmek şöyle dursunGeçmiştim de aslındaTatmıştım üzüntülerin en haşmetlisiniYaşamıştım yani,Yaşamıştım vakti zamanındaAcınılası acılarım da oldu benimZaman zaman ortalığı inleten şen kahkahalarım da... Çoğunlukla imrenilecek sevdalarım da olduÇoğunlukta yalnızÇoğunlukta ıssızÇoğunlukta bir başıma kalmalarım da... Ben böylesine fersah fersa...
Sağlam düşlerimi çektiler uykularımdan.Temiz yüzlü insanlarDenize döktüler hayallerimi.Gözlerimde, kaybedişlerimin en koyu grisiGeceleri uyutmuyor düş ağrısı.
Sen...
Bir yaz akşamı sahil kenarında
Halatını bilinmeze koparıp
Uğurlanmanı bile beklemeden giden bir gemiydin.
Sabahları, birbirine uzak evlerde alarmlar çalıyor
Gözlerimizi mutsuzluğa aralıyoruz
Seni daha ''haklı'' düşünebilmek için
Zihnimin perdelerini çekiyorum kornişlerden
Sıradan görüntüsüne karşın
Çok farklıdır aslında sevdiğim kadın Aysun
Gözlerinin kahverengisi
Bütün renklerden daha bir anlamlıdır