MİTOLOJİ ve HAYALLERİN SONU
Girit'e sürgün gitmiş Mimar Daedalus; Kral Minos'un baş düşmanı, boğabaşlı Minotauros'u hapsetmek/zaptetmek için adı bugünlere bir terim olarak gelmiş bir kale yapar: Labirent… Minotauros'u oyalamak için de kaleye 7 erkek, 7 kadın kurban olarak sunulur. [Anlaşıldığı gibi; krallar için bireylerin yaşamının bir değeri yoktur; önemli olan kendi iktidarlarıdır; çünkü krallar ilahîdir, bireyler fâni.]
Canavara insan sunmanın sonu gelmeyince isyanlar baş gösterir. İsyancıbaşı Thesseus, labirentin mimarı Daedalus'tan aldığı planlarla canavar Minotauros'u bulur ve öldürür. Daedalus'un ihanetini öğrenen Kral Minos, Labirentin mimarı ve mimarın yardımcısı olan oğlu İkarus'u Labirente hapseder…
Birçok film ve dizi yapılmıştır ama hapisten kaçmanın en kıymetlisi budur: Daedelus, Labirent hapishanesinin pencerelerine dökülen kuş tüylerini balmumu marifetiyle birleştirerek oğlu İkarus'a uçabilmesi için kanat yapar. Sıkı sıkı da tembihler: Alçaktan uçarsa denizin neminden, yukarıdan uçarsa Güneşin sıcağından kanatları işlevsiz hale gelecektir. Ama insan nefsi, hele de genç insan nefsi "öğüt"ten pek hoşlanmaz. İkarus, Güneş'i yakından görmenin hayaliyle yükseldikçe yükselir ve kanatları eriyerek insanlığın özüne, yani toprağa bir ölü olarak düşer. Babası Deadulus'un oğlunu özgür bırakmak için yaptığı balmumundan kanatlar oğlunun sonunu getirmiştir… O günden beri, İkarus'un kanatları özgürlüğü değil ölümü çağrıştırmaktadır artık…
* * *
Tanrılar, tahtları elden gitmesin diye kendilerinden daha muktedir olacağına inandıkları çocuklarını yiyorlardı: Titan… Sonra Titanlar da kendi egemenliklerini kurup bireylerin şahsiyetini hiçe saydılar. En şöhretlileri Zeus'un bile Olimposlu Tanrılar tarafından iktidarına son verildi… Anlayacağınız, TANRICILIK OYNAMANIN SONU YOK…
* * *
Midas'ı meşhur eden kulaklarıdır ama asıl marifeti kulaklarında değil dokunuşundadır... Çağımızda "Midas Dokunuşu" olumlu anlamda kullanılır. İslam'dan kaynaklı kültürümüzde de "Allah tuttuğunu altın etsin" diye bir deyim vardır hatta. Her fırsatı altına, yani kazanca çevirmektir anlatılmak istenen. Bunu en iyi yapanların başında da para toplayıp onları daha çok paraya satan bankalar gelir…
[Tüm dinlerin içinde en çirkini, en ahlâksızı kapitalizmdir. Diğer dinler göremediğimiz/göremeyeceğimiz bir nihaî aşka inandırırken, kapitalizm gösterip vermeyen bir yosmadır.]
* * *
Ne mi anlatıyorum? Şunu: Herkesin Tanrısı kendisine. Herkes, kendi ahlâkı muvacehesinde bir Tanrı'ya inanır. Ahlâkınız, yani eylemleriniz, yani siz ne iseniz, Tanrınız da odur!..
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.