HELALLİK
sokaklar boş değildi eskiden
ben vardım birde dostlarım
dilimizde eskiden kalma türküler
yeni çağa yürüyorduk
kodaman adamların ayak izlerini ezerek
ihtilal yalnızlığı
vurgun yemiş bakışlar...
hücre duvarları eskitememişti şiirleri
intikamını alacaktık
kan damlatan mısraların
gecenin karanlığından firar ederek
sokak lambalarına kafa tutardık
varsın zafer sabahına kadar doğmasındı güneş
çehremizde apaydınlık ülküler...
tutkal kokardı
ekmek arasına sığdırdığım peynir
koltuk altına sıkıştırılan afişler ganimetim
ıssız saatlere saklanırdı domatesin hası
gidenleri anarak yokluğa şükür
onlar gitti ve yaşıyor
teşkilat, fikir
mahallenin uslanmaz çocuklarıydık
candık, gardaştık
kandık sokak ortasında
annelerin çığlığında ki yaraydık
zulmün zincirlerini elleriyle parçalayan
Alparslan'ın evlatlarıydık
yokluğa düşen
çalardı kapısını fukara ocağımızın
yoğu var etmesini bilirdik
bir gönüle girebilmek uğruna
kravatlı çirkin adamların elinden kurtarıp vatanı
hediye edecektik kundaklık yavruların masumiyetine
mezarımızda dahi kulaklarımızı çınlatacaktı
gelecek nesillerin şen kahkahaları
bir sloganın eşliğinde
çocukluğu aşıp, ülkücülüğe adım atmıştım
başaracaktık, inanmıştım
O inanmadığı yolda yürütmezdi evlatlarını
"O" diyorum ay can
O hiç gitmeyecek sanmıştım
dört nisan gecesi
destan destan gömüldü toprağa düşlerimiz
sonrası yokluğumun resmi
sonrası utangac bir dilek
"Başbuğum hakkını helal et bize"
Okan Kilit
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.