AYIPTIR AYIP...!

Ayıptır be, ayıp

Elimizi, ayağımızı bağlayıp, gözlemize de band çekip, "Haydi yarışın" dediler, üstelik de olup bitenleri hep beraber izlediğimiz halde; ilk önce içimizden başladı "Niçin istediğimizi alamadık" diye. Adama sormazlar mı hangi kazandığını kaybettin ki hesabını yapıyorsun. Yapılan kalleşliklerin; boğazımızın sıkılıp, nefesimizin kesilmesi ve demokrasinin ırzına geçilmesi, genine müdahalenin niçin hesabını yapmazsınız.
...
Ayıptır ayıp; yirmi sene birisine gösterdiğin sabrın zerresini bile göstermeden; seçimin ertesi günü kazan kaldırmak. Eğer demokrasinin de demokrat olmanın da bir delikanlılığı varsa; böyle delikanlılık olmaz olsun.
...
Biz de işin içindeyiz; çok eksikliklerimiz var, yanlışlarımız var; yaşıyoruz, görüyoruz, duyuyoruz ama bunun çözümü kalleşlik değil ne yapmamız gerektiğini düşünmekten geçer. Bir şeye inanmışlığın ve adanmışlığın ömrü yedi ay olamaz; ne o Allah aşkına; bir kelebeğin ömrü kadar inanmışlık ve adanmışlık mı olur. Aksi durumda ajandanızda başka bir hesabın var olduğu akla gelir.
...
Efendim listelere o girmiş, bu girememiş; nasıl olurmuş muhabbeti; Türkiye demokrasisinde oylar parti liderine verilir, yanlışlar olduğunda da hesap ondan sorulur. Bölgemin milletvekili sıralamasını inanın ki bilmiyorum çünkü benim inanmış ve adanmışlığım isimler üzerine değil, inanç ve ilkelerim üzerinedir.
...
Ne zaman ki isimler seçilerek, süzülerek listelere dahil edilirse; işte o zaman isimler önemli olur. Bunlar yapılmamıştır, nedeni de İYİ PARTİ'nin kimliğini tescil ettirebilme mücadelesi verirken, bu demokrasi eksiklerine özen gösterme fırsatını bulamamış olmasıdır. Bu böyle devam edecek mi; elbette etmeyecek, etmesine de müsaade etmeyeceğiz ama durun hele; sayımlar dahi bitmeden, delikanlı bir kadını yalnızlığa itmek erkeklik değildir.


Binali Yıldırım'ın gafı
Binali Yıldırım diyor ki; "Seçim meydanlarını unutun, siyasetle hakikat hiç bir zaman örtüşmez"
...
Bu ne demektir. Benim anladığım şu; "Biz siyasetçiler sizi bir süreliğine ahmak olarak görüp, ona göre hareket ederiz. Sayenizde gücü elde edince de; kendi siyasi iç dünyamızda bildiğimizi okur, yaparız. Hani sizin karşınızda, birbirimize karşı sen teröristsin, fetöcüsün demiştik ya; gerçek hiç de öyle değil. Bu hali görmek için bir öğle vakti 5.-TL'ye beraber karnımızı doyurduğumuz meclise gelin ve görün"
...
Şahsen, bir seçmen olarak ahmak yerine konulmak zoruma gitti doğrusu. Anlaşılmıştır ki; hakkıyla yapanlar çok az, onları tenzih ederim ama siyaset "Adam olmaktan vazgeçmektir"


CHP'nin HDP'yi barajı aşmasını sağlaması
Çok ilginç, öyle değil mi; HDP'ye oy veren CHP'liler CHP'ye vermiş olsalardı; HDP barajı aşamayacak; HDP milletvekillerinin neredeyse tamamına yakın sayıda AKP fazla milletvekili çıkararak, Cumhur ittifakı mecliste anayasayı tek başına değiştirme gücüne sahip olacaktı.
...
Dolayısıyla, CHP seçmeninin kendilerince takip etmiş oldukları bu stratejileri; "Kaybetmelerini" daha kıymetli kılmıştır. Yani Cumhur ittifakının anayasaya değişikliği yeter sayısına ulaşmasına mani olmuştur.
...
Anlaşılıyor ki; CHP, HDP üzerinden vuku bulabilecek her türlü olumsuzluklar karşısında kedini savunma refleksi şimdiden geliştirmek durumundadır. "Bu CEHAPE var ya; bu CEHAPE" diyen kulak tırmalayan sesi duyar gibiyim.

...
HDP'nin ''Haltları'' karşısında çözüm üretebilecek bir meclis yapısı; rejimi bile değiştirebilecek güce sahip tek başına bir iktidar gücünden daha eftal dir. Tek başına meclisin 3/5 gücüne sahip bir yapının hatalarını düzeltme imkanımız her zaman olamayabilir, aynen 16 yıllık tek başına bir iktidarın, cumhuriyet tarihinin en büyük ihanet örgütünü devletin kurumlarına yerleştirirken, meclisin diğer kalan kısmının bir şeyler yapamaması, yapmak istemiş olsa bile; tıpkı Kamer Genç'in siyasi lince tabi tutularak, kendisini dinletememesinde olduğu gibi.
...
Ben HDP'den memnuniyetimi değil, meclisin matematiksel yapısının toplumu ve siyaseti daha çok rahatlatacağına olan memnuniyetimi dile getirdim.

Selehattin Demirtaş'a iyi hal kğıdı verenler
Meral Hanım Selahaddin Demirtaş için "Madem ki adama iyi hal kağıdı verdiniz, adaylar olarak onunla eşit şartlarda yarışalım, tutuksuz yargılansın, kendisini ifade etme şansı verilsin" dedi. Oyum, buyum, şuyum diyen ama bir türlü demokratım diyemeyen elli, felli, kelli yüreksizler elbette Meral Hanım'ın malum sözdeki manayı takdir edemeyeceklerdir.
....
Devlet Bahçeli de; etnik ayrımcı siyasal Kürt Hareketinin fikri önderlerinden Ahmet Türk'ün özgürlüğüne kavuşması gerektiğini Erdoğan'a önerdi, o da bu isteği uygun görüp, gereğini yaptı; Ahmet Türk şimdi özgür.
...
Seçim sürecince bir defa dahi Devlet Bahçeli'nin Ahmet Türk'e yaptığı jest gündeme getirilmedi ancak Meral Hanım'ın Demirtaş ile ilgili gündeme getirdiği çelişki; kendisini yıpratmak üzere daima kullanıldı. Devlet Bahçeli ve trolleri sürekli buna vurgu yaptılar.
...
Meral Hanım'ın isteseydi o da Ahmet Türk üzerinden Devlet Bahçeli'yi eleştirebilirdi ancak Devleti tanıyan birisi olarak belki de Ahmet Türk'e yapılan muamelenin, tanınan hakkın uygun olduğunu düşünmüş de olabilir ama pekala siyasi ikbali için kullanabilirdi, kullanmadı. Ya Devlet Bahçeli ve trolleri...?
...
Anlaşılan; siyasette edep, adap ve nezaket işi çok zor.
Meral Hanım özelikle MHP de başlatılan ve maalesef muvaffak olunmayan değişim hareketinden beridir Türk siyasetine getirdiği seviye, kullandığı dil ve siyasi üslup tek başına da olsa çok büyük bir kazanımdır. Sadece, fazlasıyla hak edenlere "Şerefsiz" demiştir.
...
Kadıncağız; hanesinde fetöcüyü besleyip, yetiştirenler dahi kendisine hiç bir belge ve bilgi olmadan fetöcü demişlerse; malum sıfatı böyle kimselerin yüzlerine doğru büyük bir hazla söylenebilecek tek sözdür.


24 Haziran seçim sürecinde CHP'nin yanlışı
CHP, Cumhurbaşkanlığı için matematik gibi somut gerçekliği, duygusallık gibi soyut gerçekliğe tercih etti. Oysa ben CHP seçmeninin rasyonel davranacağına çok inanmıştım.
...
CHP, bizatihi kendi mensuplarınca da kabul edilen maksimum oy oranlarının %30 olduğunu ve de 50+1'e erişmek için karşı %70'lik sağ ve muhafazakar bloktan en az %20'lerde oy alması gerektiğini bildikleri halde, buradan oy almak için strateji geliştiremedi. Oysa karşı cephe hala "CHP camileri ahır yaptı" diyerek oy toplarken; hangi tılsıma güvenerek, sağdan da oy alınabileceği hesabı yapılarak, Cumhurbaşkanı adayını ile de CHP den çıkarmanın yoluna gidildi. Duygusal gerçeklik sizi buna yöneltmiş olabilir, oysa ki; matematik gerçeklik hiç de böyle demiyordu.
...
Meral Hanım çok güzel bir strateji yürüttü. Çatı aday formülüne; Erdoğan'ı ilk turda kazandıracağını çok iyi bildiği için karşı çıktı, "Ben adayım" dedi. Bu arada CHP Abdullah Gül'ü çatı adayı gösterme telaşına düştü. Oysa ki Abdulla Gül troller vasıtası ile Erdoğan'ın muhalefete dayattığı bir isimdi.
...
Demem o ki; CHP ilk başta Abdullah Gül'ü değil, Meral Hanım'ı tercih etseydi sonuç böyle olmayacaktı diye düşünüyorum.
Mehmet Soral

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

SANAT PROFESÖRÜ(!)
SURİYELİ MÜLTECİLER

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin