Batıda Demonizasyonun En Önde Gelen Örneklerinden Biri: Anti-Türkizm
Demonization'un tam Türkçe karşılığı "şeytanlaştırma" olsa da bu kelimeyi bilerek kullanmamayı tercih ediyorum. Çünkü bu kelime Türkiye'de amacı ve doğası dışında çok fazla kullanıldı ve haide kelime haline geldi. İngilizce bir kelime kökü ve Fransızca bir ekten türemiş olan bu kelimeyi Fransızca'dan Türkçe'ye geçen diğer kelimeler gibi Fransızca ekli haliyle kullanmayı tercih edeceğim. Bir terim olarak kalması ve basın diline yansımaması gereken şeytanlaştırma kelimesi alakalı alakasız her şey için kullanıldı ve bu kelime gerçekten ifade etmesi gereken şeyleri artık ifade edemez hale geldi. Öncelikle demonizasyon veya şeytanlaştırma nedir ondan biraz bahsedelim. Demonizasyon ikiye ayrılır:
- Belirli bir kurum, kişi, grup veya topluluğa sahip olmadığı veya olamayacağı bir güç atfetmek…
- Belirli bir kurum, kişi veya topluluğun hakkında olumlu ifadeler kullanılmasına tahammül edememek…
İlkine örnek verecek olursak en iyi örneklerinden birini şubat ayında yaşanan ve bizi derinden yaralayan depremde tecrübe ettik. Milyonlarca insan depremin kıyıya yanaşan Amerikan gemileri tarafından gerçekleştirildiğini düşündü ve bir kısmı hala buna inanmaya devam ediyor. Aslında birinci demonizasyon türü aynı zamanda bir mitoloji oluşturmaktır. Yalnızca Allah'ın gücünün yeteceği şeyleri beşerî unsurlara ithaf etmek bir şeyleri telih etmekten başka bir şey olamaz! Birinci demonizasyon türünün avantajı insanlar üzerinde korku yaratmasından dolayı bu gruba, kuruma veya topluluğa bağlı kimselerin kitlesel öfkelerin hedefi olamamasıdır. Amerikan kurumlarına terör örgütlerinin saldırılarını gördük. Ancak halklar "depremler bile yaratan" Amerika'nın kurumlarına toplumsal saldırılar gerçekleştirecek motivasyonu kendilerinde bulamazlar. Bu tip bir demonizasyon ancak demonize edilen unsurun herhangi bir şeye yenilmesiyle ikinci plana düşer. İkinci plana düşmesinin sebebi ise onu yenen unsurun daha fazla demonize edileceği gerçeğidir.
Türklere yapılan demonizasyon türü ise ikinci sıraya koyduğumuz türdür. Türklere atfedilen bir güç yok. Ancak tarihi olaylar üzerinden azımsanmayacak derecede demonize ediliyor. Örneğin 1915 Ermeni olayları: Batı bu olaylara kesin gözle soykırım olarak bakıyor ve aksi görüşün ifade edilmesini cezalandırıyor. Bunun aksini iddia etmek batı için Holocaust Denial ile aynı derecede bir felaket. Ermeni olaylarının Holokost'tan farkı ise uluslararası hukukta Holokost gibi tanınmamasıdır. Hukuk kelimesini ağzından düşürmeyen batı, konu Türkler olunca hukuku sallamaz bir hale geliyor. Bir yandan bazı ülkeler soykırım iddiasının aksini iddia eden kişileri hapis cezasına tabi tutarken öbür yandan batıdaki üniversiteler soykırım iddiasının aksini iddia eden öğrencilerin bursunu kesiyor. Hele bahsi geçen öğrenciler daha önce bir yayın yaptıysa ve yaptığı yayında soykırım iddiasını yalanladıysa zaten başvurduğu üniversiteden kabul alması imkânsız bir hale geliyor. Batıdaki Türk demonizasyonunun bir diğer özelliği ise demonize ettikleri bir Türk figür hakkında olumlu bir şey söylenmesine tahammülsüzlüktür. Mesela batı II. Abdulhamid'i bir soykırımcı olarak niteler. Batılıların demonize ettiği Abdulhamid'in soykırımcı olmadığını söylemeyi bir tarafa bırakın "Döneminde yalnızca birkaç idam yaşanmıştır." veya "Antisemitist değildi." gibi ifadeler kullanmanıza bile asla tahammül yoktur. Bu tahammülsüzlük batıdaki tarih bölümlerinde de Türkiye tarihi ile alakalı yapılan çalışmaların sağlıksız olmasına yol açıyor. Başka bir örnek vermek gerekirse Selahaddin Eyyubi'nin Kürt olduğu iddiasının batı literatüründe genel bir kabul haline gelmesidir. Selahaddin Eyyubi'nin kardeşinin köken olarak Arap olduklarını söylediğini ifade etmek veya Eyyubi ailesinin kültürel olarak Türkleşmiş olduğunu söylemek yahut Eyyubi devlet yapısının bir Türk devlet yapısı olduğunu söylemek ciddi anlamda tepkilere yol açacaktır. Bu sebeple batıda Türklük, Türkiye veya Ortadoğu tarihi çalışmaları pek sağlıklı değildir.
Anti-Türkizm'e en iyi örneklerden biri de şüphesiz PKK meselesidir. PKK'nın terör örgütü olduğu, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Hollanda gibi en önemli batı ülkeleri, NATO gibi en önemli organizasyonlarından biri tarafından kabul edilir lakin bu ülkelerin önemli bir kısmı PKK'nın kendi sınırları içerisindeki faaliyetlerine göz yummaktadır; hatta ve hatta bunlardan bazılarının PKK'yı desteklediği bile ifşa olmuştur. Hülasa, bahsi geçen ülkeler ve kurumlar hem uluslararası hukuku hem de kendi ulusal hukuklarını sahip oldukları Anti-Türkizm duygusu yüzünden delik deşik etmektedir.
Sonuç olarak batıda tarih ve siyaset bilimleri demonizasyonun bir enstrümanı haline gelmiştir. Türkiye'de yabancı dilde yapılan yayın oranının oldukça düşük olması bizleri demonizasyona karşı savunmasız bırakmaktadır. Akademik etiğe sahip yabancı müellifler Türkler ve Türkiye hakkında demonizasyonsuz metinler kaleme aldığında onlar da saldırıların hedefi olmaktan kaçamamaktadır.
Sorana Deyin İsimsiz
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.