BİZ NEYSEK BİZİ YONETEN DE O!
"Bir ülkede halk hükümdara karşı ayaklanır. Haklıdırlar da. Ne adalet, ne düzen kalmıştır ülkede.
Hükümdar ayaklanan halkı meydandaki büyük bir havuzun etrafında toplar ve bir konuşma yapar:
- Eğer isterseniz benden çok kolay bir şekilde kurtulabilirsiniz. Böyle isyan etmenize hiç gerek yok. Şimdi ben bu havuzu boşalttıracağım üzerini de kapattıracağım. Sizden tek isteğim, bu havuzu süt ile doldurmanız. Herkes gece yarısından sonra bu havuza tek başına bir kova süt dökecek. Ama herkes. Kimse kimseyi görmeyecek. Güneş doğarken hepiniz burada olun. Havuz süt ile dolduğunda ben tahtı bırakıp gideceğim.
Ertesi gün sabah olur herkes sevinçle havuzun başına toplanır. Öyle ya artık bu düzenbaz hükümdardan kurtulacaklardır. Hükümdar da gelir ve üzeri kapalı havuz açılır.
Bir de ne görsünler ?
Havuz dolmuştur. Ama sütten çok su doludur.
Çünkü, herkes aynı şeyi düşünmüştür.
- Onca sütün içinde benim döktüğüm bir kova suyu kim fark edecek?
Hükümdar konuşur:
- Gördünüz mü ? Siz ne iseniz, ben de oyum. Siz düzenbaz olduğunuz için, içinizden kimi seçerseniz seçin, sonuç hiçbir zaman değişmeyecek. O yüzden ben tahtımda kalıyorum. Siz de layık olduğunuz sistemin içinde…"
Tam hikayedeki gibiyiz. El birliğiyle başımızın üstünde konuşlanan siyasetçilerden şikayet edip dururuz ama sandık başına gittiğimiz zaman şeytan(!) bizi kandırır. Nasıl olsa benim bir oyum var neyi değiştirir diyerek bir de kılıf taşırız yanımızda.
İşimiz gücümüz hile. Nasıl köşeyi döneriz tek hedefimiz. Pastanın ucundan azcık da biz yiyelim ne olacak? Herkes kesesini doldurma telaşında.
İktidardan şikayet ederiz sandık başında unuturuz.
Muhalefetten şikayet ederiz elimizi taşın altına koymayız.
Ülkede neler dönüyor dersek hemen parti tabusu karşımızda.
Biz ne isek bizi yönetenler de odur unutmayın!
Onları erişilmez değişmesi bile teklif edilemez kılan yine biziz.
Önüne gelenin lider(!) olduğu bir sistemi destekleyenlerden büyük çıkışlar beklemek ne kadar akılcı sizce?
Parti kuran yanına üç beş amigo bulan lider(!) oluyor.
Liderlik o kadar ucuz mu?
Niçin böyle oluyor?
Biz öyleyiz de ondan.
Parti genel başkanı bu ülkedekiler lider değil! Biz onların lider olmasını seviyoruz anlaşılan.
Elimizi taşın altına koymaktan korktuğumuz için lidercikler işimize geliyor.
Son yirmi yılın faturası bu.
Benim yerime birileri düşünür birileri konuşur birileri yapar.
Olmuyor işte.
Herkes kuyuya şu doldurup benim su belli olmaz düşüncesinde.
Biz ettiğimizi çekiyoruz.
Bizi yönetenler bizim yansımamız aslında. İnsanın gölgesinden şikayet etmeye hakkı yok.
Siz nereye giderseniz gölgeniz de oraya doğru yönelir.
Sikayete hakkımız yok!
Doğan Ay
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.