BU PARANOYAYA ANCAK ''ÇÜŞ BE'' DENİR

Bu paranoyaya ancak ''çüş be'' denir. 

Atalarımızın "Yok artık; buna da çüş denir" dediği şeyin Devlet Bahçeli üzerindeki tezahürüne şahit olduk.
...
Neymiş efendim "100.000 imza aynı isim için toplanıyorsa veya 15 vekil bir aday için parti değiştirmişse bunun arka planında fetö'nün olup olmadığının araştırılması gerekir"miş. Yani bir anlamda imza verecek seçmeni tehdit ediyor "Sizleri tek fişleyeceğiz" demeye getiriyor.
...
El insaf be. Böyle ciddiyetten uzak, paranoya batağına sağlanmış, çırpınıp duran insanların ülkemizin kaderinde söz sahibi olmaları gibi bir talihsizlik ile baş başayız.
...
Sayın Bahçeli ben gidip Meral Akşener için imzamı vereceğim ve senin bu bel altı vurmadan da güç alarak. Ama sana da şunu hatırlatmak isterim; AKP'nin ABD+Fetö projesi olduğu bilindiği halde, başbakan olmanız mümkünken niçin erken seçim diyerek bu projesinin yürürlüğe girip, rahat çalışma ortamının oluşmasını sağladınız. Bu durumda; emareleri analiz ettiğimizde, fetö'ye kim daha yakın olmuş oluyor.


Ne o; kimyanız mı bozuldu
Tabi ki kimyanız bozulacak. Öyle ya; ülkücüler becerse becerse ölmeyi becerebilirler, bozkurt işareti yapıp, yürekleri heyecanladırabilirler. Hiç bir kir onların üzerinde duramaz, ihalelere giremez, nemelanamazlar. Dolayısıyla, devleti yönetmeye talip olmak hadlerine mi düşmüş. Onlar da kim oluyormuş, akıllarından bile geçiremezler. Azatlık kabul etmeyen, iflah olmaz kölelerken; Allah Allah, nasıl da becerdiler bu İYİ PARTİ denen projeyi(!)
...
Meselenin aslı nedir biliyor musunuz; Türk milliyetçilerinin kızıl elmasını Cumhuriyet hükumetlerine müsteşarlık mertebesine indirgeyenlerin; yine bir grup Türk milliyetçisinin öz güven dolu, yürekli çıkışları ile bu kabullenişe itiraz etmeleri ile "Bizler üç günlük siyasal İslamcılar kadar da mı devleti yönetemeyiz" diyerek, projeler geliştirip iktidara talip olmalarıdır.
...
Ergenekon, Balyoz kumpasları ve 15 Temmuz hain kalkışması ile tüm milliyetçi, ulusalcı direnç unsurlarını yıldırdıklarını sananlar; Türk Ordusu'na ait olan, her dost ve düşmanın bildiği kadim Türk Ordusu algısının yıkılmasını sağlayanlar bir şeyin hesabını yapamamışlardı; Türk milliyetçilerinin bu olup bitenler karşında nasıl bir tavır alıp, neler yapabileceğiydi. Bu günlerde Türk milliyetçilerinin ve tabi ki diğer milli düşünen siyasi görüşlerin oluşturdukları "Demokrasi İttifakı" ile işte o süreci yaşıyoruz.


İşte bu güzel oldu
İşte bu, çok güzel oldu. Akşener, Kılıçtaroğlu ve Karamollaoğlu kafa kafaya vererek "Siyaseti ancak biz dizayn edebiliriz" diyenlerin ellerinden inisiyatifi alarak, Cumhur ittifakının hiç de tahmin edemediği bir konjonktürün oluşmasını sağladılar.
...
Ve böylece, ileriye yönelik öngörümde ısrarıma devam ediyorum; "Demokrasi İttifakı"nın ikinci turda Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener olacaktır.
...
Bu arada HDP'nin "Demokrasi ittifakı"na Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda gönül ittifakı(Kendi tercihleri ile) şeklinde destek olacağını düşünüyorum.
...
Devlet Bahçeli 7 Haziran sürecinde ne demişti; "O hanımefendi biraz dinlenecek" sonra Meral Hanım ne demişti; "Sakına sakın bir kadının düşmanlığını üzerinize çekmeyin".
...
Sonuç; kimseyi küçümsemeyeceksiniz; hele ki bir kadını asla.


Empati yapınca....
Bir Türk milliyetçisi, ülkücü olarak zaman zaman karşıtı olduğum fikir ve düşünceler ile onların mensupları üzerinden empati yapıyorum; doğal olarak sonuçlar çıkarıyorum.
...
21. yüzyılda "Lider, doktrin, teşkilat" saplantısı ve buna sadakati insan onuruna yakışır bulmuyorum. Bu, insanın düşünce yetisine, muhakeme gücüne, şahsiyetine ket vurmaktır.
...
Ve buradan hareketle sol ideolojinin sanatçısı; sinemacı, romancı, şair; ressam heykel tıraş, tiyatrocu ülkücülere göre oldukça fazla, doğal olarak üretimleri de çok ve sürekli olmuştur.
...
Nasıl olur demeyin; ülkücüler "Lider, doktrin, teşkilat" frenlemesine kendilerini öyle kaptırdılar ki; adeta malum üçleme gereği her şeyi lidere havale ederek, rehavete kapılıp "Lider bilir" diyerek fikri ve sanatsal, hatta siyasi üretim ve gelişime ket vurulmuştur.
..
Dolayısıyla bu "Hal" ülkücülerin iştigal ettiği her alana sirayet ettiğinden; ideolojik gelişim de "Lider"in ufku kadar olmuştur; bir başka deyişle hiç bir şey olamamıştır. Bu eleştirim özellikle 1990'lardan sonrası içindir. 1980 öncesinde görüyoruz ki; Türk milliyetçileri, ülkücüler düşünce ve fikir hayatına gerek liderlikleri ile gerek düşünce, fikir ve bunlara dayanan eserleri ile gerekse sivil toplum örgütleri ile büyük katkılar sağlayıp, görevler ifa etmişlerdir.
...
Türk milliyetçilerinin sözde liderini yirmi senedir takip ederim; hiç bir zaman ülkücü bir yazarın resim sergisini açtığını, ziyaret ettiğini; kitap tanıtım programına katıldığına şahit olmadım.
...
Dolayısıyla ben empati yapıp, böyle düşünüyorum diye; "Birisinin" azatlık kabul etmeyen, İflah olmaz köleleri beni "Sosyalist sevici"likle itham ediyorlar.
...
Ama ben bu fikir ve düşüncelerimle, hiç kimsenin ayaklarının altında varlığımı hissetmiyorum ama o azatlık kabul etmeyen, İflah olmayan köleler birilerinin ayakları altında debelenip duruyorlar. Beklesinler, az kaldı; onları hürriyetlerine kavuşturacağız.


Gazeteci mi, MHP Sözcüsü mü.
Orhan Karataş sözde gazeteci, özde MHP sözcüsü, CHP'li 15 milletvekilinin İYİ PARTİ'ye peşkeş çekildiğini söylüyor.
....
Peki Orhan Karataş; Türk milliyetçilerinin iradesini HÜLLE yoluyla AKP'ye peşkeş çekilmesine ne diyeceksin.
...
652 noter tasdikli delege imzasına rağmen olağanüstü kongre yapılmasına mani olan iradenin kafasında AKP için "iradenin hüllesi" hazırlığı olduğu içindir ki; ülkücü iradenin gasp edilmesi yoluna gidilmiştir.
...
Orhan Karataş'ı da izleyince; siyaseten bulunduğum konum için en güzel kararı almış olmanın yine en derin iç huzurunu yaşıyorum.
...
Eğer siyaset, insaf ve merhamet duygularımızı, insanlığımızı alıp götürecekse; nalet olsun böyle siyaset.
...
Sözde gazeteci, özde MHP sözcüsü Orhan Karataş özelikle CHP'li 15 vekile ve CHP'ye demediğini bırakmadı, etmediği hakaret kalmadı.
...
MHP'ye kaset suikastı yapıldığında; yine aynı CHP'nin seçmeleri MHP'nin baraj altında kalmaması için, demokratik iradeye en aşağılık şekilde müdahale edilmesine engel olmak için her CHP'li aile, oylarını MHP ve CHP arasında pay ederek kullanmışlardır.
...
Dolayısıyla, Allah kimseyi iz'ansız, insafsız, irfansız; ve de tabi ki; vefasız etmesin.

Mehmet Soral

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

Bir Gün
DİRENECEKSİN

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin