DEVLET YÖNETMEK VE LAKAYIT OLMAK
DEVLET YÖNETMEK VE LAKAYT OLMAK
Devlet yönetmek ciddi iştir ciddiyet gerektirir.
Devlet yönetmek pişmiş kelle gibi kameralar karşısına geçip yuvarlak cümleler kurmak değildir.
Devlet yönetmek meydanlarda slogan atmak değildir. Üretemiyorsanız üretimi teşvik etmiyorsanız yeni istihdam alanları oluşturmuyorsanız insanlara sadece balık yemeyi öğretmeyi tercih ediyorsanız devlet yönetiyorum demeye de hakkınız yoktur.
Istanbul'da yaşanan 5.8'lik depremden sonra ortaya çıkan görüntü devlet yönetmenin ne kadar ciddi bir iş olduğunu göstermiştir.
Beğenseniz de beğenmeseniz de Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir belediye başkanı. İstanbul ile ilgili bir toplantıya davet etmek zorundasınız. Davet etmediniz iseniz bunu gerekçeleriyle açıklamak zorundasınız. Peki siz ne yapıyorsunuz? Sayın İmamoğlu davet edildi mi edilmedi mi kendi aranızda karar veremiyorsunuz. Cumhurbaşkanı yardımcısı başka sayın vali başka telden çalıyorsunuz. Devlet yönetmek bu mu? Bu mu seçilmiş insana değer vermek. Unutmayalım ki Sayın İmamoğlu Istanbullu tarafından o koltuğa layık görülmüştür. Sizler ise atama yolu ile o koltuklardasınız.
Sizin gibi düşünmeyen bir partiden aday olmak ve seçilmek suç mudur? Eğer bir ceza kesmeyi düşünüyorsanız bu İstanbulluya ceza kesmek olmuyor mu?
Ciddiyet lütfen.
Devlet ciddiyet ister.
Türkiye'nin yönetiminde ikinci adam konumunda bulunmak ve konumun hakkını vermek gerekiyor. Kolay iş değil. Her kişinin kaldıracağı yük değildir. Mademki o makama atandınız lakayt davranma lüksünüz de bitmiştir.
İstanbul'da yaşanacak bir büyük depremde sorumluluk sizde mi olacak yoksa yerel yönetimde mi bir karar verin. Biz de bilelim.
Doğan Ay
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.